Şu aşağıdaki yıldızı doldursan ne iyi olur bir bilsen. Bence doldurursun sen o yıldızı ya. Bir de bolca yorumlar yaparsın. Ohh, mis! Reklamımızı da yaptığımıza göre, iyi okumalaaar!<3
''Aryan çakalla boğuşuyor.''
Bir cümle ve üç kelime insanı yıkabilir miydi? Beni yıkmıştı. Hem de öyle bir yıkmıştı ki o yıkıntının enkazında kalmıştım.
Canınızdan çok sevdiğiniz arkadaşımın cehennemin dibine girmesi için dua edebileceğiniz bir insanın korumasıyla kavga etmesi sizi yaralardı. Tabii bir hayvana olması gerektiğinden çok çok fazla bağlandıysanız.
Kendimi toparlayıp hızlıca dışarıya koştuğumda arkamdan diğerleri de geldi. Mark, William'ı zorla kolundan tutarak benimle dışarı çıkarttı. Kapıyı açtığımda görmemek için her şeyimi verebileceğim manzarayla karşılaştım.
Aryan ve çakal karşı karşıyaydı. Aryan evin önünde, çakal ise Aryan'ın karşısındaydı. Çakalın yüzünde kesik izleri vardı ve sol kulağının üzeri koparılmış gibi duruyordu.
Çakal tekrar Aryan'a saldırdığında elimle ağzımı kapattım. Onlar birbirlerini engellemeye çalışırken aklıma William gelmişti. Hızla Mark'ın tuttuğu William'ın yakasını tutarak, ''Şimdi o hayvanına sesleniyorsun!'' dedim dişlerimi sıkarak. ''Ve o çirkin patilerini Aryan'ın üzerinden çekmesini söylüyorsun!''
William, Mark'ın elinden kurtulmaya çalışsa da Mark onu daha sıkı tuttu. Çırpınmayı bırakıp, ''Bunu neden yapayım?'' diye sordu. ''Sonuçta ben gayet eyleniyorum.'' dedi tek kaşını kaldırarak.
Yüzüne bir yumruk indirdiğimde William'ın afalladığını gördüm. Mark ve Ahir şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. Karnına tekme atıp yere düşmesini sağladıktan sonra, ''Eğer söylemezsen senin derini yüzüp şu gördüğün tilkiye yediririm, duydun mu beni?'' dedim baş parmağımla Melodi'nin yanındaki tilkiyi göstererek.
William ellerini kaldırarak, ''Peki, peki.'' dedi. ''Söyleyeceğim.''
Çakal ve Aryan'a doğru ilerlediğinde yanlış bir hareket yapmaması için peşinden gittim. William durduğunda, ''Söyle!'' dedim sert bir sesle. Aryan ve çakal ayrılmıştı. Birbirlerine saldırmak için an kolluyorlardı. Aryan derin nefesler alarak sakinleşmeye çalışıyordu. Çakalın hali kalmamıştı.
William, ''Tamam tamam söyleyeceğim!'' dedi. Biraz daha beklediğinde Kuzey'in dağıttığı yüzünü biraz daha dağıtmamak için kendimi zor tuttum. Dizinin arkasına burup onu yere düşürdüğümde, ''Söyle ve bitir şunların kavgasını!'' diye bağırdım.
William acı ile dişlerini sıkarken, ''Ferzan!'' diye bağırdı. Çakal hızla dönüp ona baktığında, ''Yeter artık!'' dedi bu sefer. Çakal ona dikkatli bir şekilde baktı. William'ın çatık kaşlarını gördükten sonra geriye doğru gidip başını eğdi.
William bana bakarak, ''Oldu mu istediğin?'' diye sordu. Başımı sallayarak onu onayladığımda, ''İyi, artık beni bırak da odama gideyim!''
Sağ omzuna baskı yapıyordum. Elimi omzundan çekip, ''Ferzan'a düzgün davran.'' dedim. ''Eşya değil o. Senin koruyucu hayvanın.''
Ayağa kalktığında gülerek, ''Kendi hayvanımı bana karşı mı koruyorsun şimdi de? Bunu az önce benim derimi yüzeceğini söyleyen kişi yapıyor öyle mi?'' diyerek etrafına baktı. ''Ne kadar komik değil mi?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN VARİSLERİ
FantasyGece ve gündüz olarak anılan iki krallık; Vanetna ve Manasya... İki kraliyet ailesi... Herkesin dost bildiği ama düşman olan iki kraliyet ailesi ve kayıp varisler... Kraliyet aileleri arasında olacak olan barış anlaşması yapılacaktır ama anlaşma ya...