♦Bölüm 9:Kötülüğe Zorlanan♦

72 19 5
                                    

Şu kenardaki yıldızı doldursan ne güzel olur değil mi? Bence güzel olur. Birde bolca yorum yapsak. 10 numara 5 yıldız olur! Hadi bakalım. Yaparsın sen bu işi.
İyi okumalar o zaman! <3

''Arkadaşınız Flora, bir gaspçı tarafından öldürüldü.''

Flora öldü. Hayır, öldürüldü. En yakın arkadaşım öldürüldü. Gözümden bir damla yaş aktı. Kuzey korkuyla, ''Katre ne oldu?'' diye sordu. Cevap veremedim. ''Katre bana bak.'' diye seslendi tekrar.

Telefon kulağımdaydı. ''Üzgünüm efendim. Sanırım Gökhan'ın da arkadaşısınız. Onlarla ilgili bilgi almak için bizi arayabilirsiniz.'' dedi kadın. Cevap veremedim. Dudaklarımdan bir hıçkırık koptu. Kadın telefonu kapattı.

Dizlerim beni taşıyamadı. Bir anda yere çöktüğümde Kuzey karşıma geçip eğildi. ''Katre ne oldu?'' diye sordu tekrar. Ben şok içinde dümdüz karşıma bakıyordum.

''Arkadaşım.'' dedim sadece. Sonra düzelttim. ''Kardeşim.''

''Katre sakin ol. Tane tane anlat.'' dedi yüzüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına atarken.

''Ölmüş.'' dedim sadece. Daha çok ağlamaya başladım. Başımı yere eğdim. ''Öldürülmüş.'' diye düzelttim yine.

Kuzey hiçbir tepki veremedi. Ardından elleriyle yüzümü tutup beni ona bakmaya zorladı. Baş parmaklarıyla gözyaşlarımı silerken, ''Kim öldürmüş?'' diye sordu. Gözlerinde acı vardı.

Başımı iki yana salladım. ''Bilmiyorum. Gaspçı dediler ama kim olduğunu bilmiyorum. Kardeşim dediğim kızı kimin öldürdüğünü bile biliyorum.'' diye cevapladım. Ağlamaya devam ederken, ''Kuzey ben neyi biliyorum?'' diye sordum acıyla.

Kuzey ellerini yüzümden çekti. ''Üzgünüm.'' dedi sadece. Bir anda, hiç beklemediği anda ona sarıldığımda hiçbir tepki veremedi. Ardından kollarıyla beni sardı.

''Öldü.'' dedim ağlayarak. ''Benim kardeşim öldü Kuzey. Kardeşimin yanında olamadım.''

Kollarıyla beni sararken, ''Özür dilerim.'' dedi. ''Yapabileceğim hiçbir şey yok. Özür dilerim.''

Ben hıçkıra hıçkıra ağlarken o sadece bana sarılıyordu. Kimse uyanmasın diye olabildiğince sessiz ağlıyordum. Kardeşim dediğim kız ölmüştü. Yanında olsam belki onu koruyabilirdim. Ama buraya gelmiştim. Hata mı etmiştim yoksa iyi mi etmiştim emin değildim.

♦♦♦♦

Yaklaşık 20 dakika ağladıktan sonra Kuzey ile olmayan iştahımızla evin içinde geçen gün keşfettiğim büyük balkonda oturup sessizce, hiç konuşmadan yıldızları izledik. Sanki yıldızlar bana yardım etmek itercesine, beni karanlığımdan kurtarıp aydınlatmak istercesine daha parlaktı. Aslında bunu düşünmem saçmaydı.

Gece Krallığında yaşıyordum. Burada kimse sizi aydınlığa kavuşturmak için uğraşmazdı. Şanslıysanız, Bronzlardansanız aydınlığa kavuşmanızı engellemezlerdi. Şanssızsanız, İmhalardansanız, Krallığın gram umursamadığı yerde doğup büyüdüyseniz aydınlığa çıkmanız hayatınızda görüp görebileceğiniz en zor şey olurdu.

Kimse sizi aydınlatmazdı. Aydınlanmak için kendiniz uğraşırdınız. Bir mucize sayesinde aydınlığa çıkardınız. Ama bir mucize olurda aydınlığa ulaşırsanız, karanlıktakiler için geri dönemezdiniz. Çünkü siz Bronzlardan sayılmazdınız. Sizi Manasya Krallığından biri olarak sayarlardı.

GECENİN VARİSLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin