♦Bölüm 14: Çiçekli Urgan♦

33 9 17
                                    

Eveeet! Bölümümüz gelmiş bulunmakta. Bölüm ile ilgili düşüncelerinizi yazmayı unutmayın! Oy ve yorumlarınızı bekliyorum! Hepinize iyi okumalar o zaman. 

Alex Benjamin - If We Have Each Other
Kendimden Hallice - Böyle Gitme 
Meimuna - La Tristesse Du Diable

Saate bakmadan kalkmış, mutfakta oturuyordum. Kimse kalkmamıştı. Kalktılarsa da görmemiştim. Bugün katili yakalama görevine gitmemiz gerekiyordu. Gece yarısı çıkacaktık. Kimsenin yaralanmasını istemiyordum. Birisinin ölmesini de kaldırabileceğimizi de sanmıyordum aslında. 

Merdivenden gelen ayak sesleriyle irkildim. Biri mutfağa girdiğinde kapıya döndüm. Juleka esneyerek yanıma geldi. ''Günaydın.'' diye mırıldandı. Yeni uyanmış gibi durmuyordu. Jeff ile konuşuyor olmalıydı. 

''Günaydın.'' diye cevap verdim kahvemden bir yudum alıp. ''Herkes kalktı mı?'' diye sordum. 

Tek kaşını kaldırarak bana baktı. ''Saatten haberin yok değil mi?'' diye sordu. Başımı hayır anlamında salladığımda, ''Katre saat öğlen 1. Kalkmasa mıydık?'' dedi isyan edercesine. Kapıda dikilmiş Juleka'yı izleyen Jeff'le göz göze geldiğimde gülümsedim. Juleka'ya arkasından yaklaşıp sarıldığında Juleka gülerek, ''Aniden gelinir mi aptal?'' dedi. 

Jeff gülerek, ''Gelinir.'' diye cevapladı. Bakışmalarını bölmek istemesem de, ''İkinizde gidip diğerlerini aşağı çağırıyorsunuz. Kahvaltı hazırlama sırası sizde.'' dedim Jeff'e bakarak. 

Önümde saygıyla eğilerek, ''Hallederiz efendim.'' dedikten sonra beraber mutfaktan çıktılar. Onlar çıkınca arkalarından Kuzey ve Ahir girdi. Kuzey bana bakarak, ''Yine moraller bozulmuş.'' dedi. Yanımdaki sandalyeyi çekip oturduğunda Ahir onun yanındaki sandalyeye geçti. Moralim bozuktu, evet ama kendim için bozulmamıştı.

''Yine neye moralin bozuldu anlat bakalım.'' dedi Ahir. Bu adamın abilik yapma şekline bayılıyordum. 

''Hiç.'' dediğimde ikisi de kaşlarını çattı. 

''Hiç?'' dedi Kuzey. 

''Hiç işte! Hiç bir şey olmadı.'' diyerek itiraz ettim. ''Ne olabilir?'' diye sordum kahvemden bir yudum daha içip. 

Kuzey'in kaşları düz bir çizgi halini aldı. ''Katre, yalan söylüyorsun.'' dedi. Yalan detektörü mübarek! 

''Gece bir şey mi oldu?'' diye sordu Ahir. Başımı evet anlamında salladım. ''Ne olduğunu söylesene kızım!''

Kuzey'in işaretli bileğine bakarak, ''Dün gece ne oldu Kuzey?'' diye sordum. ''Bileğim yandı ama çok sürmedi.'' 

Oflayarak, ''İlla söylemem lazım değil mi?'' dediğinde başımı sallayarak onayladım. ''İzleniyorum. Hatta sanırım izleniyoruz. Bir suikastçı bizi izliyor. Bize karşı değil. Bizim yanımızda olduğu belli oluyordu. Yoksa beni direkt öldürürdü. Üzerime atıldı ve bana onunla tanımak için doğru zaman olmadığını söyledi.'' 

Söylediklerinde haklıydı. İlk görevde birisinin bizi izlediğini hissetmiştim. Buraya getirilirken de. Endişelenmemeleri için söylememiştim fakat izleniyorduk. Kim tarafından izlendiğimizi bilmiyordum.

"Kim bizi niye izlesin Kuzey?" Diye sordu Ahir. O bilmiyordu ama ben biliyordum. bizi her kim izliyorsa bizi korumaya çalışıyordu, özellikle de Kuzey'i. 

GECENİN VARİSLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin