♦Bölüm 13: Kontrol kimde?♦

46 11 22
                                    

Eveeet! Yeni ve miss gibi bölümümüzle karşınızdayım. Acaba diyorum. Ben böyle her bölüm başı şarkı mı koysam? Güzel oluyor ya.

Neyse hepinize iyi okumalar, yıldıza basmayı ve bol bol oy atmayı unutmayın.

Uyarı! Tüm bölüm Kuzey'in ağzındandır.

Halsey - Control
İnterstellar  (son sahneler için)

Kuzey;

Yerden kalktığımda belim sanki 100 ton ağırlık taşımış gibiydi. Ağrıyordu ama o kadar çok değil. Acıyordu ama o son bakış kadar değil.

Katre gitmeden önce bana attığı o son bakış, en can yakıcı bakış olabilirdi. Hayatım boyunca maruz kalmadığım bakış yoktu ama bu bakış en acısıydı.

Gözlerimle ona yalvardım. Gitmemesi için yalvardım. Kontrolümü kaybetmiştim. Lanet olsun ki kendimi durduramamıştım! Onu korkutmuştum. Kendimi kaybetmiştim. Gözüm dönmüştü. Gözlerimin içine öyle bir bakmıştı ki sanki birisini hatırlamıştı.

Lanet olsun, tabii ki birisini hatırlamıştı! Babasını hatırlatmıştım ona! Katre arkasını dönüp gittiğinde her ne kadar dik dursa da gözlerinde, en derininde tir tir titreyen küçük kız çocuğu elleriyle kollarını tutmuş bana bakıyordu.

Babasından sandığımdan daha çok korkuyordu. Babasından her şeyden daha çok korkuyordu. Ve ben bir aptal gibi ona babasını hatırlatmıştım.

Katre motosikletine binip gittiğinde Ahir bana doğru küfür edip Katre'nin peşinden gitmek için aracına bindiğinde Diana'da onunla gitmişti. Melodi bir yandan bana küfürler ediyor bir yandan da Katre'yi arıyordu. Herkes telefonunu çıkartmış Katre'ye ulaşmaya çalışıyordu.

Gökçe, Mark beni yerden kaldırırken, ''Geri zekalı olduğunu biliyorsun değil mi?'' diye sordu. ''Bir yolda birde burada! Kuzey insanda bulunan son sabır kırıntısına kadar zorluyorsun.''

Melodi gözleri dolu bir şekilde karşıma geçip, ''O kıza bir şey olursa seni öldürürüm Kuzey!'' diye bağırdı. Kimsenin ne söylediğini dikkate alamazdım. Şu an aklımdan Katre'nin nereye gidebileceği geçiyordu. Eve gitmemişti. Eminim eve gitmeyecekti.

İkimizde kontrolümüzü kaybetmiştik. Onun omzunu tutup sarstığımda tepkisiz durmaya çalışsa da korkusunu görüyordum. Neden durmamıştım ki? O kadar bağırmamam için uyarmıştı. Neden inatla bağırmıştım? Lanet olsun, ben ne halt etmiştim?!

Aradan biraz daha süre geçtiğinde artık Diana'yı aramaya başladık. Ben aramıyordum çünkü kimse benim aramalarımı açmazdı. Biliyordum çünkü Katre'nin bu hale gelmesinin sebebi bendim.

Gökçe Diana'yı tekrar aradığında telefon açılmıştı. Gökçe heyecanla, ''Açtı!'' dediğinde telefona doğru, ''Alo?'' dedi. Hoparlörü açtığında hepimiz telefonun başına toplandık.

Diana, ''Ne oldu Gökçe?'' diye sorduğunda sesi mutsuz geliyordu. Gökçe, ''Neredesiniz siz? Katre yanınızda mı?'' diye sorduğunda Diana derin bir nefes aldı.

''Katre yanımızda ama size yerimizi söyleyemem.'' dediğinde sinirle burnumdan nefesimi verdim. ''Kimseyi yanında istemiyor.''

Nefes, ''Ne demek kimseyi yanında istemiyor? Diana neden gelmemizi ve yardım etmemizi istemiyor?'' dediğinde Diana, ''Anlamıyor musunuz?'' diye sordu. ''Korkuyor. Şu an birinize zarar vermekten korkuyor.'' dedikten sonra dondu.

GECENİN VARİSLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin