♦Bölüm 18: Lordun Emri♦

27 5 0
                                    

Hepinize selamm! Yine klasik olarak oy ve yorum yığını bekliyorum. Bölümü sakince ve sövmeden okuyun lütfen. 

Adele - Set fire to the rain
Ahmet Kaya - Kendine İyi Bak

Zincirlenmiş bir beden önümüzde duruyordu. Zincirler elektroşok veriyordu. Zincirlerin sardığı kişi ise  Kairan'dı. Lordun abisi. Suikastçı Kairan.

Sua, ''Lordum!'' diye bağıracağı sırada Juleka eliyle onun ağzını kapattı. ''Sessiz ol!'' dedi. Sua başını salladığında elini ağzından çekti. 

Kairan acıyla inlerken Kuzey, ''Durdur şunu.'' dedi. ''Durdurun şunu!'' diye bağırdığında Eastray, ''Yeter, durdur artık!'' diye bağırdı. Mark hızlıca diğer odaların kapılarını açarak içeride birinin olup olmadığını kontrol etti. 

Bir şeyler yapıp onu o zincirlerin arasından çıkartmamız gerekiyordu. Zincirlerin rengi tekrar beyaza döndü. Beyaz zincirler elektroşok olmayan zamandı. Eastray beyaz zincirler göründüğü an atıldığında onu tutup geri çektim. Kairan derin nefesler alıp veriyordu. 

Eastray'a bir şey olursa yıkılırdı. Belli oluyordu ama bana bir şey olursa hiçbir şey olmazdı. 

Eastray'ı geri çekip kendim zincirleri tutarak aşağı çektim. Elektroşok devam ediyordu fakat çok fazla değil. Mark bana doğru gelerek zincirleri benimle birlikte indirmeye çalıştı. Diana ve Jeff'de zincirleri çekmeye çalıştı. Zincirler bir bir koparak düştüğünde Kairan'ı belinden tutan zincire ulaşmak için bir zincirin üzerine bastım. Kairan'ı tutan zinciri çekip koparttığımda Kairan sadece kollarından asılı kaldı. Başı önüne düştü. 

Zincirlerin rengi pembeleşmeye başladığında arkamı dönerek, ''Zincirlerden uzaklaşın!'' dedim. Kuzey bir zinciri tutup aşağı çektiğinde Kairan'ın sağ kolundaki zinciri de söktü. Sol kolundaki zincire güçbela ulaşıp söktüm. 

Kairan yere düşeceği sırada Kuzey onu tutarak, ''Şükür.'' diye mırıldandı. 

Tam zincirlerin arasından çıkacaktım ki zincirler bir anda siyaha döndü. Sanki tüm eklemlerin yerinden oynuyormuş gibi hissettim. Derim etlerimden, etlerim kemiklerimden, kemiklerim ise birbirlerinden ayrılıyormuş gibiydi. 

Kulaklarımda acı bir çığlık yankılandı. Benim çığlığımdı. Tıpkı çocukluğumdaki çığlık gibi. Çocukluğumdaki çığlığımı tekrar atıyordum. Bu sefer daha büyük bir acıyla atmıştım bu çığlığı. 

Zincirlere karşı koyarak öne atılmaya çalıştığımda birkaç zincirin bana dolandığını hissettim. Kairan başını kaldırıp bana baktı. Gözlerim bulanık görse de o an hissettiği korkuyu gördüm. Belinden bir hançer çıkartıp Eastray'a uzattı. Eastray hançeri alıp bana dolanan zincirlere değmeden parçaladı. 

Ayakta durmaya çalışsam da yere yığıldığımda başımı tutan Kuzey'i gördüm. Kairan'ı Mark ve Ahir tutuyordu. Kuzey benim başımı dizine koyarak, ''Sakin ol.'' dedi. Hayır, bana değil. Kendisine dedi. Çünkü sakin olması gereken oydu. Korkudan elleri titriyordu. Benimde titriyordu. Ben önemli değildim. Onun elleri titrememeliydi. 

Kuzey arkasını dönüp Sua'ya birkaç hizmetçi ismi söyledi. Sua başını sallayarak uzaklaştığında Kuzey Mark'a dönerek yanımı işaret etti. Kairan'ı yanıma yatırdıklarında onun başı da Eastray'in dizlerindeydi. Kairan'ın gözleri kısa bir süre açıldı. Bana baktığında ikimizin de gözlerimizi zor açık tuttuğumuzun farkındaydık. 

Dudaklarını oynatıp bir şeyler fısıldadı. Ne olduğunu bilmiyordum, anlamamıştım. Tekrar etti. ''Will'i ara.'' demişti. Onun sesini diğerleri duyamıyordu. 

GECENİN VARİSLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin