13. Bölüm- Müdüre.

539 38 95
                                    

13

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

13. Bölüm- Müdüre; "Yeni müdüre, Hanne Aksel!"

***

Birisi kollarımdan tutup sirkeleyince gözlerimi hızla açtım. Bulanık görünce istemsizce gözlerimi tekrar kapatıp, tekrar açmaya çalıştım. Bu süreç boyunca duyduğum tek şey Mirayın endişeli sesiydi.

"Nefes! hemen kalk."

Gözlerimi açtım. Yüzüme vuran gün ışığı beni kendime getirmeye yetmişti.

"Ne oluyor Miray?"

Sinirle ayaklandım. Kaşlarımı çattım ve suratına baktım. Miray bir yandan hıçkıra hıçkıra ağlıyor. Bir yandan bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu ancak ne anlatmaya çalıştığını anlamakta zorluk çekiyordum.

"Yeni, yeni müdüre!"

Söylediği cümleler beynimde sinyal verirken Ahu ve Simay çoktan kalkmış neler olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Ahunun acıları biraz olsun dindiği için artık uyutmuyorlardı. Ancak kesinlikle eğitimlere katılamıyordu.

"Ne diyorsun Miray?"

Simay uykulu sesiyle neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Miray eliyle camdan dışarıyı işaret etti.

Dışarıya baktığım anda şaşkınlığım üç katı artmıştı. Çünkü kraliçe Vera ve askerleri, cennetin bahçesinde duruyordu.

"Kraliçe Vera gelmiş! hemen aşağıya inmeliyiz!"

Hızla ayaklandım. Mirayı kolundan tutup hızla merdivenlere doğru yönelttim. Simayı çağırmamıştık ancak o da bizimle gelmişti. Ahu gelememişti çünkü ayağa kalkacak gücü bile yoktu.

Binadan ayrıldığımızda, bahçenin ortasında olan kalabalığa doğru ilerlemeye başladık. Bakışlarım anında Kraliçe Verayı buldu.

"Nefes.."

Dişlerini göstermeden gülümsedi. Onun aksine kaşlarımı çattım ve neler olduğunu anlamaya çalıştım.

Kraliçe Veranın yanında ise, Ahenk duruyordu. Ahenk hiç mutlu görünmüyordu.

"Deniz, lütfen üzülme. Annen zaten yaşlanmıştı.."

Veranın samimiyetsizliği midemi bulandırırken hiçbir şey dememeye karar vermiştim.

Deniz ise öfkeli bakışlarla kraliçe Veraya bakıyordu. Elinde olsa Verayı şuan da öldürecekti.

Veranın ne demek istediği basitti. Ahenk gidiyordu, kalbim hızlanmıştı. Gitmesini istemiyordum.

Tam bu sırada askerlerden birisi arabanın kapısını açtı. Simsiyah arabadan kırmızı topuklu ayakkabılı, siyah saçlarını topuz yapmış bir kadın çıktı.

İhanet Aşkı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin