19.Bölüm:Onur...

5 5 1
                                    

Bu bölüm kısa oldu kusura bakmayın bi akşam vaktim oldu sadece o zaman diliminde bu kadar yazabildim:)

Hadi size iyi okumalarrr bölüm sonunda oya bi çakmayı unutmayalım<3

-Eveet Onur Bey ne işin vardı bizim bahçemizde? 

Dedim sırıtarak, sırıtma sırası bendeydi artık. Ne sanıyordu ki bizim evimize habersizce girip rahatça elini kolunu sallayarak çıkabileceğini mi? Ben o planı bozarım arkadaş. Anca rüyasında olur o iş hayal dünyasında falan yaşıyor galiba bu Onur arkadaşımız.  

Şu anki haline gülmemek elde değil bağlı olduğu sandalyeden kurtulmaya çalışıyor bir de yüzündeki şaşkın ifade..., ilk defa böyle bir bu durum ile karşılaşıyor yazıkk:)

Ellerini arkadan bağlamıştık ne olur ne olmaz diye de ayaklarını da bağlayıp depoya koymuştuk.

Onur'dan

Şu anda neye uğradığımı şaşırıyordum. Hani abisi gelmeyecekti! Hani görünmüyordu ortalıklarda! Şuan karşımdaki kimdi o zaman? Bizim adamalara güvenim bir kez daha sarsılmış oldu. Ben onlara güvenip buraya gelmiştim şimdi ne diyecektim bu adama? Şimdi Kaan olmasa, Kaan diyorum çünkü bu ailenin hiçbir üyesine saygı duymaya niyetim yok, babasını halledip Pelin'i alıp gidecektim. Sonra Pelin'e eziyetler eziyetler:)

Tabi aşkımın izin verdiği kadar.

Bu düşündüklerim ile sırıtmıştım.

-Ne sırıtıyorsun lan?

-Sana ne lan

Derin bir nefes alırken bana sinirli bakışlar atıyordu. Bu halde bile ona atar yapmama sinir olmuş olmalı. Aslında  yapmamam gerekiyor ama dilin kemiği yok ki işte hakim olamıyor:um) 

-Şimdi cevap ver bakalım ne işin vardı bizim bahçemizde?

-Ne işim olacak sizin bahçenizde...

-Ben de onu soruyorum işte!

Burnundan soluyordu resmen doğruyu söylersem benim buradan kesin cesedim çıkar. Pelin'imin üzülmesini istemem. Hem benim için hem de abisinin hapse girdiğine üzülür. Yazık benim canımın içine:( 

-İzin verirsen anlatacağım. Sözümü kesme!

-Anlat bakalım.

Dedi ellerini kütletirken.

-Bizim arkadaşlar ile buradan geçerken benim eşyamı buraya atıp kaçtılar ben de mecburen girdim.  

-Hangi eşyanı?

-Telefonumu.

-Attılar ve kırılmadı ha?

-Çalılıklara düşmüştü galiba kırılmadı.

-Niye senin telefonun yada eşyan diyelim neden başkasının eşyası değil?

...

Kendimi de bu kurguya inandırarak söylediğim için yalanları, yalan olduğunu anlaması zordu.

******

Pelin'den

Ben içeride beklerken babam gelip,

-Kızım Patron aradı ve seni çağırdığını söyledi.

-Tamam baba gideyim ben 

Dedim. Ve kalkıp üzerimi değiştirmek için odama gittim. Bu halde gidemezdim tabi ki de. Üzerime diz kapağıma adar gelen tunik gibi olan turunculu beyazlı bir elbise geçirdim altına da turuncu hafif bol olan pantolonumu giyip üstüne de beyaz bir şal yaptım hemen. Patron bizzat kendi çağırdıysa önemli bir şey olmalı. Üzerim de uzun bir yelek geçirdim Gece hava soğuk olabilir. Dışarı çıktığım da abim ellerini saçına geçirmiş bir vaziyette oturuyordu koridorda. Annem ile babam namazlarını kılıp yatmışlar galiba sesleri yoktu. 

-Abi noldu?

Dedim tedirgin bir şekilde çekinerek.

-Onur kaçmış!

Dedi sinirli sesini kontrol etmeye çalışarak. Ben ise şaşkın şaşkın bakakalmıştım.

-Hadi abim sen kafana takma. Ben bakarım onun işine.

-Tamam bakalım takmamaya çalışacağım.

Dedim ve dışarı çıktım. Artık nasıl yapacaksam onu...

*********

Onur'dan

Şu an dışarıdaydım. Kaçmıştım. Ellerimi yumruk şeklinde sıkarak o eve bakıyordum. Onu ne kadar sevsem de  intikam duygusu onun önüne geçiyordu. Bu sevdiğimi kaybetme uğruna olsa bile. Öldürme arzusu beni yiyip bitiriyordu, içimi kemiriyordu.

________________________________________

Bu bölümün de sonuna geldik yorumu ve oyu unutmayalım gençlik:)

Görüşürüzzz Allah'a emanet olunnn

Mavi KANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin