Pelin'den
Şu an Patron'a gidiyordum aslında Mavi Kan'a desem daha doğru olur. Gece gece ne için çağırmıştı?. Yere bakarak yürüyordum ama bu saatlerde etrafta fazla insan olmadığı için bakışlarımı havaya kaldırdım. Güneş doğuyordu. Pek te geç değilmiş aslında. Etrafa baktığımda kimi insanlar işe gitmek için hazırlanıyorlardı. Hazırlanıyorlardı galiba, genelinin üzerde bir nevi resmi olan kıyafetler vardı o halde acele ile arabaya biniyorlardı. Bu semtte oturanların geneli şirket çalışanıydı. Buraya yakın olan şirketler vardı zaten buraya oturanlar da o yüzden burayı tercih ediyordu. Ben eskiden neden burada oturduğumuzu okula daha yakın bir yeri neden seçmediğimizi soruyordum babama çünkü genel olarak okullara uzaktı burası hangi okula gidersem gideyim uzak kalacaktı. Babamın bu sorularıma her zaman "Büyüğünce öğrenirsin" olmuştu demek ki bu zamanlardan bahsediyordu. Benim Mavi Kan'ı öğreneceğimi biliyordu demek. Çünkü burası Mavi Kan'a yakındı Mavi Kan neredeyse şehrin sonundaydı diğer şirketlerden de biraz uzaktı tabi onlara gitmek için evden çıkınca sağ tarafa gitmek gerekse de Mavi Kan için sol tarafa gitmek gerekiyordu. Ve ilerledikçe insanlar seyrekleşiyordu. Şu an yalnız başımaydım mesela. Tek olmayı seviyordum rahat oluyordum en azından. Önümde olan bakışlarıma yalnızlığımı kesinleştirmek amaçlı etrafıma gezdirdim. Sol tarafımda yeşillikler vardı. Ama yol ile toprağın birleştiği kısımda çıkan sarı otlar sanki orayı koruyan kapı gibi ,duvar gibi duruyordu. Bir ara buraya gelip güzel doğa fotoğrafları çekmeyi aklıma not ettim. Doğa fotoğraflarını seviyordum ,bakmasını da çekmesini de seviyordum. Sağ tarafıma baktığımda yüzümdeki tebessüm bozulmuştu ve adımlarım yavaşlayıp durmuştu. Çünkü pembe bir evin duvarına yaslanmış bir biçimde duran bir kız çocuğu vardı .7-8 yaşlarında gibi duruyordu. Sağ bacağını kendine çekmiş sol bacağını uzatmıştı. Büktüğü ayağındaki pantolonun diz kapağı kısmı yırtılmıştı. Biraz daha dikkatli baktığımda dizin kanıyor olduğunu gördüm. Ve eğik olan başından kucağına düşen damlalarını gördüm . Yüreğim parçalanmıştı resmen. Koşup yanına gittim.
-Ablacım ne oldu sana? dedim yüzümdeki tebessüm ile.
-A-abla . dedi benim buraya geldiğimi yeni fark etmiş olacak ki kafanı kaldırdığınca şaşkınca bakıyordu.
Elbisemin bilek kısmının ucunu avuç içime getirip göz yaşlarını sildim. Bana güvenmesi için yanına oturdum ve güven dolu bakışlar atmaya çalıştım.(O nasıl oluyor diye sormayın bende bilmiyorum.)İçimden ona güven vermeye çalışarak bakarsak oluyordu galiba bu bakışlar.
-Abla anneme baba- şeyy akrabalarıma söylemeyeceğine söz ver.
-Söz. Dedim değişik gelmişti anne baba derken duraklaması.
-Abla ben evden kaçtım ya da kaçtık. Gözlerin fal taşı gibi açılması derler ya hani, beni örnek gösterebilirlerdi şu an. Neden olduğunu ve kim ile kaçtığını sormak yerine anlatacağı için devam et anlamında kafamı aşağı doğru salladım.
-Babam sabah çalışır akşam içer gelirdi genelde annemden duyduğuma göre kıyafetinde kadın parfümü kokuyordu. Annem ona bir laf etsin yada tersleme gibi yüz vermeme gibi şey yaptığında anneme "Sen kadınsın kadınlığı bil "Deyip elinin tersiyle vuruyordu. Hata bir keresinde sarhoştu. Ve annem bak abla sadece 2 kelime ya 2 kelime sana ne zararı var be adam 2 sözün?" derken göz yaşlarını sildi elinin tersiyle. Benim ise gözlerim dolmuştu ağlayan çocuklara dayanamıyordum. O anlatırken dayanamamış annesi nasıl dayanmış Allah bilir. Ben bunları düşünürken fazla düşünmeyi bırakıp devam etmesi için kafamı salladım ve dizlerimi kendime çekip dinlemeye devam ettim. "Neyse annem o gün annem "Yine mi?" dedi bak sadece bunu dedi. Babam olacak adam masaya oturmuştu. Tam su içerken annem bunu deyince elindeki su bardağını sol eline alıp anneme doğru kolunu geri atıp vurması bir oldu. Annemin yüzünde bardak paramparça olurken benim de yüreğim param parça olmuştu. Daha sonrasında annem ile ben yüzündeki büyük cam parçalarını topladık ve. Diğer gün doktora gittik. Doktor ne olduğunu sorsa da annem kırılan bir bardağın cam parçalını toplamaya giderken ayağının kaydığını söyleyip geçiştirdi. Ama dün artık dayanamayıp annem ile kaçtık işte"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi KAN
Ciencia Ficción-Peki bu neden bana takılı? Neden? Robot muyum ki ben? Ben bir İNSANIM. İnsanım kelimesini bastırarak söylemiştim. Onlar insan değil miydiler acaba? İnsan kılığında bir uzaylı falan olmasın? (İç ses) - Senin dilini bilen bir uzaylı(!) Ben içimde so...