Reo malı beni hoca derse ara verdiği gibi direkt kolumdan tutarak kantine sürüklediği için Umi ile konuşamadım. Gerçi adı Umi mi onu bile bilmiyorum, ama bana gerçek ismini söyleyene kadar Umi.
Kantinden gazoz aldık ve paramı çıkaracağım sırada kolumu tutup "Sen fakirsin, ben ısmarlarım." diyerek beni engelledi. Zengin ve havalı piç... Sanırım onu kaydediş şeklim gayet mantıklıydı.
Masalardan birine karşılıklı şekilde oturduk ve tam gazozumdan bir yudum aldığım esnada Reo, "Rin ne yazdı?" diye sordu. Açıkçası beklemediğim bir soruydu. Aramızda geçen konuşmayı tam olarak hatırlamaya çalıştım.
"İyi olduğum için sevindiğini falan yazmıştı." Oysaki "iyiyim" dememiştim... "Ha bir de egoist ve kendini beğenmiş olduğumu." Sence de öyle miyim Reo...
"Doğru demiş."
Öyleymişim...
"Neden sordun ki?"
Gazozundan yudumlarken arkasına yaslanıp birkaç saniyeliğine sessizlik hakkını kullandı. Ardından sadece "Öylesine." diyerek geçiştirdi. Benim bilmediğim bir şeyler mi var diye düşünmeden edemedim.
Ve evet, Nagi yine yanımızda değildi çünkü davar gibi uyuyordu.
Bir sohbet başlatmak adına "Senin de ilk yılın sanırım Reo-kun?" diye sordum. Aslında benden üst sınıfta olmasını beklerdim, aynı yaşta olsak da benden daha fazla zamanı olmuştu.
"İlk yılım." dedi. "Kaldım çünkü."
"Kaldın mı?" Şaşırmıştım çünkü zeki birisine benziyordu, yanındakinin aksine.
"Nagi üst sınıfa geçmenin zahmetli olacağını düşündüğünden kalmak istediğini söylemişti ben de o yalnız kalmasın diye kaldım."
Geri zekalı...
"Anladım..."
Sanırım karşılaşacağım daha birçok garip insan var...
3 dersimiz vardı ve son iki dersin blok şekilde yapılması tamamen bir işkenceydi. İlk otuz, kırk, hatta elli dakika olsun, katlanılabilirdi ama sonrası bıktırıyor ve ders dinleme isteğinizi sömürüyordu, hem de söz konusu bölüm fizik olunca. Zaten ilk dersin son dakikaları Reo'nun bana rehberimde kayıtlı olan isimleri söylemesi, ve ardından rezil oluşum ile geçmişti...
Bir de Umi'yi izlemem ile.
İkinci ders onu tekrar görebileceğim umuduyla gelmiştim sınıfa ama bilin bakalım n'oldu? Gelmedi. Benden yine kaçtı.
Kaçtı mı bilemem tabi, ama ilk ders o da görmüştü beni, insan bir konuşmak istemez miydi?
Acaba beni hatırlamıyor muydu ki? Sonuçta üzerinden iki hafta geçmişti, unutması normal olabilirdi. Hem ben gözlerimi dakikalarca ondan ayırmamıştım, dakikalarca ona bakmıştım ve o bana tezat olarak sadece birkaç saniyeliğine yüzüme bakmıştı. Ben onun neredeyse bütün yüz hatlarını, giydiği kıyafeti, gözlerinin tonunu adeta ezberlemişken onun aklında kalan tek şey belki benim sıradan lacivert irislerimdi. Bu da unutmuş olma ihtimalini bir hayli arttırıyordu.
Aynı bölümde olduğumuzdan bir daha karşılaşırdık herhalde. Gerçi üniversitede istesen gelmeyebiliyordun, o tür öğrencilerden midir diye düşünmeden edemedim. Ama okulu takmayan biriyse neden gözünü tahtadan ayırmadan not alsın ki? Peki onu bir daha görebilirsem ne diyecektim? "Selam, ben o göl kenarındaki şahsiyetim" falan mı? Sanırım en iyisi konuşmamaktı. Ama bir yandan da konuşmak istiyordum. Ama ya beni hatırlamıyorsa? Eğer beni hatırlamıyorsa öylece mal gibi kalacaktım ve uyandığımdan beri ikinci rezil oluşumu yaşayacaktım. Zaten bir kere rezil olmuştum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑬𝒓𝒂𝒔𝒆𝒅 𝑴𝒆𝒎𝒐𝒓𝒊𝒆𝒔 | Rinsagi
FanfictionBaşınızdan geçen bir olay sonucu komaya girdiğinizi ve hafızanızı kaybetmiş bir şekilde uyandığınızı düşünün. Hiçbir şey bilmiyorsunuz, bu hale nasıl geldiğiniz hakkında hiçbir fikriniz yok. Ve zaten karmaşık olan zihniniz, gizemli bir çocuk sayesin...