20-Shiny/nervous eyes

835 81 100
                                    

110723
your eyes -Stray Kids

Oğlana bakan o gözler, bugün her zamankinden farklıydı. Kızın gözlerini ilk defa bu şekilde gören oğlan huzursuzlukla boğuluyor. Ne düşünüyordu şu an? Aklında ne vardı, tek düşünmesi gereken şey sevgilisiyken.

30 Aralık
Kızın sesini taklit etti milyonuncu defa, "Bebeğim, baksana kulakların kıpkırmızı." Jae onun omzuna sert bir şekilde vurunca güldü, "Tamam, tamam sustum." dedi. Kız zaten yeterince utanıyordu, bir de papağan gibi tekrarlıyordu Minho. Minho onun üzerine laf söylememiş olsa ona 'ben senden üstünüm' havası atardı.

"Manevi noonam ile tanışacaksın nasıl bir his?" diye sordu Minho. Jae bu soğuğun içerisinde terleyen ellerini eşofmanına sildi. "Gerici. Nasıl biri olduğunu bilmiyorum." dedi. Minho onu durdurup kendine döndürdü. Birleşik ellerini bırakıp kızı belinden tutarak kendine çekti, sarıldı ona. "Gerilmen için hiçbir neden yok, güzelim. Jeongyeon noona kimseyi yargılamaz -ki senin yargılanacak bir yanın yok."

Bir ayda bile o kadar iyileşmişti ki anksiyetesi. Hepsini Minho'ya borçluydu. Sınıfta birileri varken rahat rahat konuşabiliyor, okul koridorunda rahatça yürüyebiliyordu. Minho sayesinde evden de çıkıyordu. Hep akıp bir yerlere götürüyordu. Önceden izni olmasına rağmen yetimhaneden çıkmazdı.

Apartmanın önüne geldiklerinde Minho zile bastı. Kapı açıldığında içeri girdiler. Asansöre binip 8. kata çıktılar. Kapıyı tıklattı Minho, Jae ile ellerini ayırarak. Kapıyı saçları ıslak, uzun boylu bir çocuk açmıştı. Boynunda da havlu vardı. Oldukça yakışıklıydı. Minho gördüğü kişinin üzerine atlamıştı. Sarılıyorlardı, "Hani Hawaii'deydin, şerefsiz!" dedi Minho.

İkili ayrıldığında çocuk Jae'yi tepeden tırnağa süzüp kafasını onaylar şekilde salladı. "İsmin neydi, güzelim?" dedi. Jae'nin kaşları havalandığında Minho, çocuğun ensesine tokat atmıştı. "Sevgilim o benim, salak herif. Senin de işin gücün birilerini be- tanrım sabır!" Jae, Minho'nun yarım bıraktığı cümleyle iyice şaşırdı.

Çocuk bir anda değişip eğilerek selam verdi Jae'ye. "Pardon yenge." dedi. Minho, Jae'nin elini tutup içeri çekti. Ayakkabılarını çıkardı ikili. Jae, Minho'ya sindi iyice. Minho kafasını ona çevirdi, "Sana anlatmıştım ya; basketbolcu, Yeonjun." dedi. Jae hatırlamadığına dair kafasını iki yana salladı. "Ha doğru, sen sarhoştun."

Yeonjun ikilinin konuşmalarına gülerek "Ben Choi Yeonjun." dedi, Jae'ye elini uzattı. Minho ona çek elini der gibi bakınca elini hiçbir şey olmamış gibi geri çekti. "İm Jae. Memnun oldum." dedi kız. Yeonjun onun utangaçlığına gülümsedi.

"Jeongyeon noona nerede?" diye sordu Minho etrafa bakınırken. İçeriden "Buradayım, birtanem." diye bir kadın sesi geldi. Minho gülümsedi. Jae kaşlarını çattı, Minho'nun kulağına doğru "Birtanem?" dedi. Minho piç gülüşüyle döndü ona, ellerini kızın belinde birleştirdi. "Hıhı, aldatıyorum seni." dedi. Jae alayla güldü, "Eğlence anlayışına bittim." dedi o da Minho gibi ellerini onun belinde birleştirerek. Minho alayla konuşmaya başladı: "Hmm, öyle mi? Aynı bu sabah gibi diyor-"

Jae ellerini Minho'nun belinden çekerken Yeonjun onun sözünü kesti, "Olan var, olmayan var; başka yerde yaşayın aşkınızı." dedi.

Minho ona sinirle baktı, "Her gece başka kızla yatma, senin de olur kardeşim." dedi. Jae'nin gözleri açıldı. Yeonjun 'hah'ladı, "Dedi, önceden aynı anda üç kızı yürütmüş kişi." Jae'nin bakışları Minho'yu buldu, "Minho?" dedi şüpheyle. "Abi yaptık bir hata, yüzüme vurmayın." dedi Minho.

Voices |Lee Minho|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin