45-Shot

581 59 85
                                    

070823

30 Eylül
Karnın üzerinde gezinen kediyle gözlerini araladı Minho. Kediyi kolları arasına alıp sevdi. Bir öpücük bıraktı kafasına. Kedi onun üzerinden atlayıp yastığıyla duvar arasına yattı. Minho tebessüm edip gözlerini ovuşturdu. Jae ona sırtını dönmüş, yatağın ucunda cenin pozisyonunda uyuyordu. Gözlerini saate çıkardı. Derslerinin başlamasına bir saatten biraz fazla vardı.

Kolunu kızın beline atıp onu kendine çekti, kollarını sardı. Jae sinirle kafasını yatağa gömdü, "Sabahın köründe manyak manyak hareketler!" diye söylendi. Minho gülerek bacaklarını kızın bacakları etrafında dolayıp gitmesini engelledi. "Temas bağımlısı." diye mırıldandı Jae, kafasını eski haline getirirken. Minho çenesini kızın omzuna yerleştirdi, "Hayır, Jae bağımlısı." dedi.

Jae gülümseyerek kafasını sağ omzundaki yüze çevirdi, yanağını öptü. "İyisin değil mi?" diye sordu Minho. Jae hareketlenip yüzünü ona döndü, ellerini onun beline sardı. "Sayende." diye mırıldandı ve kafasını koynuna yerleştirdi. Minho tebessüm edip saçlarına bir öpücük bıraktı. "Birde bana diyorsun temas bağımlısı diye." dedi alayla.

Güldü Jae. Minho kızın belini okşadı, "Hadi kalkalım, derse yetişeceğiz." dedi ve bacaklarını çekti ondan. Jae belindeki kollarını daha da sıkılaştırdı, "İstemiyorum." gözünden düşen bir damla yaş oğlanın tişörtünde bir iz bıraktı.

Minho itiraz etti, "Ama ders-" Jae sözünü kesti kollarını -mümkünmüş gibi- daha da sıkılaştırdı, "Kang'ı görmek istemiyorum, Park'ı da."

Minho da belindeki ellerini sıkılaştırdı, saçlarına bir öpücük verdi. "Bir yerlere gidelim o zaman. Eğlenelim." dedi. Jae sevinçle kendini geri çekti biraz, "Ben götüreceğim o zaman." dedi. Minho'nun burnuna minik bir öpücük bırakıp kalktı yataktan. Minho onun bu duygu değişimiyle afallamıştı, kafasını iki yana sallayarak kalktı o da. Jae kendine kıyafet seçip banyoya gitmişti, Minho da giyinip mutfağa girdi.

Bir şeyler yiyip çıktılar, bir taksi çevirdi Jae. Çok heyecanlı ve neşeli gözüküyordu. "Bebeğim nereye gittiğimizi de söyleyecek misin?" diye sordu Minho gülerek. Jae taksinin kapısını açıp bindi, "Görürsün gidince." dedi. Gidecekleri yeri tarif etti. Minho'ya döndü, "Bugün tüm her şeyi ben ödeyeceğim." dedi.

"Gerek yok ki, birlikte hallederiz." dedi Minho kaşlarını çatarak. "Hayır, ben ödeyeceğim." dedi Jae otoriter sesle.

Arabadan indiklerinde Jae uzun zamandır görmediği yere sevinçle baktı. Minho'nun gözleri açılmıştı şaşkınlıkla, "Eğlenmek için poligona mı geliyorsun?" dedi. Jae kıkırdayıp onu içeri sürükledi. İçeri girdiğinde bir adam yanlarına geldi gülerek. "Bir ay oldu gelmedin, dedik bu kız öldü kaldı." dedi adam. Jae güldü, "Okul, iş falan derken zor oldu." dedi.

"Ooo Jae hanım, kapmışsın yakışıklı sevgiliyi." dedi adam Minho'ya bakarak. Minho mütevazi bir kıkırtı koyverdi. "Teşekkürler." dedi hafifçe eğilerek.

"Neyse, siz 2. sahaya geçin. Sen biliyorsun zaten." dedi adam gülerek. Jae kafasıyla onaylayıp ilerledi, Minho ise şaşkınlıkla takip ediyordu onu. Üzerinde iki yazan bir kapıyı açtı Jae. İçeri girdiler. Büyük bir atış yeriydi, içerideki görevli koşarak yanlarına geldiğinde güldü. "Yardıma gelecektim ama gerek yokmuş." dedi kadın gülerek. Jae de güldü, "Neredesin kız sen?" diye ekledi kadın. "Zaman bulamadım." dedi Jae mahcup bir şekilde. Kadın imayla Minho'ya çevirdi bakışlarını, "Hmm, zamanını kimin çaldığı buldum." dedi tekrar Jae'ye dönerek. Jae utangaç bir gülümseme bıraktı.

Voices |Lee Minho|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin