Bölüme geçmeden önce sizlere teşekkür etmem gerektiğini düşündüm. Kurguyu yayımlamadan önce hiç ilgi görmeyeceğini hatta kimsenin umurunda olmayacağını, bir kenarda öylece kalacağını düşünmüştüm. Ama içimde ki heyacanın umuduyla karakter bölümüyle başladım. İyi ki de atmışım diyorum. Sizler sayesinde iyi ki diyorum. Sizlere ne kadar teşekkür etsem az 🥹❤️
Youtube——> https://youtube.com/@One_midnight
Keyifli okumalar diliyorum. Yorumlarınızı bekliyorum 🤗🙃
Bazen arkama bile bakmadan bu evden kaçıp gidesim geliyor. Annemin ansızın gidişinin ardından burası artık evim olmaktan çıkmıştı. Sorun içinde bulunduğum dört duvar değildi. Sorun babamdı. En son ne zaman babamla karşılıklı oturup bir baba-kız şeklinde konuştuğumuzu bile hatırlamıyorum. Belki de bu hiç olmadı. Arada da olsa dışarıya çıktığımda etrafı çok fazla incelerim. Her ne kadar yirmi beş yaşında yetişkin bir kadın da olsam yaşadığım şehri bile tanımıyordum.
Ne zaman bir baba-kız görsem içimde kabaran kıskançlık duygusuna engel olamam. İnci, en yakın arkadaşım. Babası ile mükemmel bir ilişkileri var. Seyit amca mükemmel bir baba. Ne zaman İncigile gitsem benimle İnci'den sonra en çok ilgilenen o olur. Babamdan görmediğimi Seyit amcadan görmek ister istemez canımı yakıyor.
Küçüklüğümden bazı parçalar var beynimde. Küçük bir kızım ve babam bana gülüyor. Yanında annem var. Babamı ayakta tutan, onun nefes almasını sağlayan meğerse annemmiş. Bir gün babama sıkıca sarılmayı ve bana gülmesini çok isterdim.
Derin bir nefes vererek gözlerimi kapattı. Sofia beni odama göndermeden hemen önce giyinmek için onu beklemem konusunda ufak bir uyarıda yapmıştı. Yatağımda oturmuş dolabımın kulpunda asılı duran yeşil elbiseyle bakışıyorduk. Parlak kumaşı onu oldukça öne çıkartıyordu. Şöyle bir baktığımda oldukça sadeydi. Göğüs dekoltesi yoktu, kalın askılıydı ve dizlerimin hemen üzerinde bitiyordu. Elbiseyi şık kılan da bu detaydı.
Oturduğum yerden can sıkıntısı ve stresle ayaklarımı sallamaya başladım. Neden bende iniyordum ki? Sonuçta gelenleri tanımıyordum ve onlar babamın misafiriydi. Çok geçmeden Sofia geldi. Elinde beyaz korse ile banyoya geçmemi söylediğinde hiçbir şey söyleyemedim. Banyonun ışıklarını açıp girdiğimde Sofia hemen arkamdaydı. Aynada ki yansımasına baktım. Göz göze geldik. "Bu akşam itibariyle korse takmaya yeniden başlamalıyız Akasiya." Sertçe yutkundum.
Elimden hiçbir şey gelmiyordu. Bulunduğum durumu sevmiyordum. Kilomu sevmiyordum. Çok zayıftım. Bacaklarım incecikti, çubuk gibi. Güzellik bu olmamalı. Güzellik ince bacak, ince bel, renkli göz, sarı saç, dolgun dudaklar ya da uzun boy olmamalı. Bu güzellik değil, bu fizik değil. Sofia'nın geldiği ilk zamanları hayal meyal hatırlıyorum. Ben küçükken daha katı bir kadındı. O zamanlar daha güzel ve gençti, artık yaşlanmıştı. Küçüklüğümde bu halimden farklı sayılmazdı. Topuklu ayakkabılara alışma süreci, çok dikkat edilmesi gereken kilo, her sabah takılan korse...
"Elbiseni çıkart Akasiya!" Sofia'nın dediği ikiletmeden elbisemin askılarına uzandım. Elbise ayak ucuma düştüğünde iç çamaşırlarımla kalmıştım. Sofia usta hareketlerle korseyi bedenime geçirdi. O, arkamda korsenin ipleriyle uğraşırken aynadan kendime baktım. Birkaç kilo daha verirsem eğer kemiklerim kolaylıkla sayılabilirdi. Tırnaklarımla ellerimi sıkmaya başladığımın farkında bile değildim. Arkamda korse ile uğraşan Sofia'nın bir anda ipleri çekiştirmesiyle nefesim kesildi. Ayakta kalmakta zorlanarak son anda duvardan destek alabilmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Yalanlar
Teen FictionKüçüklüğünden beri babasının katı kurallarından bıkan Akasya bir gece ansızın evden kaçar... Ve saldırıya uğradığını görüp onu kurtaran ardından da koruması olan Alex Nikolai ile tanışır.