♕︎THREE♕︎

514 45 28
                                    


"They can say anything they want."

♕︎

Cassiopeia saçındaki bukleleri parmağına dolayarak belirginleştirmeye çalışırken, bir yandan da kahvaltıya yetişmeye çalışıyordu. Dün gecenin ardından neredeyse hiç uyuyamamıştı. Düştüğü durum ona oldukça gülünç gelirken, çözümü daha fazla komiğine gidiyordu. Fransa biletini Potter sayesinde yakması ise ayrı bi trajediydi.

Ondan basit bi onay kelimesi beklerken James yine ondan bekleneni yaparak her zaman ki gibi abartı katmıştı.

Cassiopeia aklına gelen öpücük ile duraksadı. Etraftakiler koridorun ortasında aniden duran kıza garip bakışlar atarken, o yüzünü buruşturarak dudaklarını elinin tersine silmekle meşguldü.

"Aptal Potter.." Cebinden çıkarttığı mendil ile dudaklarını adeta çitilemeye başlarken ilerlemesini sürdürdü. "Aptal James Sirius Pot-"

"Sanada günaydın hayatım."

Aniden kızın yanında beliren James kolunu onun omzuna atarak büyük salonun kapısından içeriye soktu. Cassiopeia tamamiyle ona odaklanmışken tüm hogwartsın önünde kol kola durduklarını fark etmemişti.

"Senin o iğrenç dudaklarını birbirine dikicem Potter!"

James kızın söylediklerini ondan başka duyan olmadığını biliyordu. Onun aksine daha yüksek çıkardığı sesiyle Gryffindor masasına yaklaşarak konuştu. "Ufak bi incinme balım, tabi ki kendi yemeğimi kendim yiyebilirim. Lütfen ısrar etme sen yediremezsin."

Cassiopeia bakışlarını çocuğun bandajlı eline çevirirken James onu çoktan Gryffindor masasına oturtmuştu.

Etraftaki fısıltılar kulağına dolarken kız sonunda nerede olduğunu anlayabilmişti. Aniden kalktığı masadan eliyle Slytherin kravatını düzeltirken bi kaç adım uzaklaştı. "JAMES POTTER!"

Cassiopeia genç adama bağırmaya hazırlanmışken kızıl saçlı cadıyla gözleri buluştu. Rose kızın her hareketini resmen tek tek analiz ediyor gibiydi, ilk fırsatta ailesine ileteceği gibi. Tek kaşı havaya kalkarken Cassiopeia yüzüne kondurduğu sahte gülümsemeyle, dışarıdan her ne kadar yumuşak bi şefkat göstergesi olarak gözükmesine rağmen James'in acıyla inlemesine sebep olan bi hareketle onun omzuna dokundu.

"Bu lafların beni sadece kırıyor."

Tekrar James'in yanına otururken onun tabağına koyduğu yulaf lapasından kaşığı fazlaca doldurarak genç adamın azına soktu.

"Sana yemeğini tabi ki de ben yedireceğim. Küçük Jamie'min aç kalmasına nasıl göz yumarım."

Cassiopeia onun azındakini bitirmesine fırsat vermeden ard arda azına yulaf lapası tıkıyor, mümkün olduğunca James'in onu kolayca çılgına çevirecek olan sözlerinden kendini koruyordu. Yoksa annesinin dediği gibi daha bir haftayı dolduramadan Rose onları ele verirdi.

"Svei ohdutcwm!"

James'in dolu ağzıyla zar zor söylediği şey ile Cassiopeia sahte bi neşeyle onun yanaklarını sıktı. "Bende seni seviyorum Jamie.."

Elini yanaklarından çekince rahatlayan James dudaklarına çarpılan elle azındakilerin hepsini aynı anda yuttu. Cassiopeia parmağını ona doğru sallayarak uyardı. "Azın doluyken konuşulmaz sevgilim."

𝘼𝘽𝙊𝙐𝙏 𝙐𝙎 •James Sirius Potter•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin