♕︎THE END♕︎

430 32 23
                                    


"They don't know how special
you are."

♕︎

Neredeyse dönemin sonuna gelen hogwarts öğrencileri, quidditch için oldukça heyecanlıydı. Her sene olduğu gibi bu senede dört bina başa baş bi mücadelenin ardından kupayı almak için savaşmıştı.

Hufflepuffı yenen slytherinin ardından, gryffindor da ravenclaw karşısında galip gelmiş final maçında slytherinin rakibi olmuştu.

Böyle zamanlarda James'in neşesi kat ve kat artıyor hiç olmadığı kadar hareketli oluyordu. Mutluluğu içine sığmayan genç adam slytherin masasındaki Cassiopeia'nın yanına otururken dudaklarını küçük bi öpücük için kızın yanağına yakınlaştırsada son bir haftadır olduğu gibi boşlukla buluşmuştu. Günlerdir doğru anı yakalayamayan James nefesini seslice dışarıya verdi.

"Şans öpücüğü?"

Sarışın başını olumsuz anlamda sallarken genç adamın yanağını sıktı. Ne kadar neşesinin ardına gizlemeye çalışsada stres yaptığını anlayabiliyordu. "Kendi binamı yenmen için şansım gerekiyorsa üzgünüm James."

Genç adam gözlerini devirirken içeriye koşarak gelen birinci sinif slytherin tüm masaya hitaben bağırdı.

"Arayıcıların hepsi hastane kanadında!"

Cassiopeia kıstığı gözlerini yanındaki kahvelere çevirirken şüpheyle baktı. James yapmaz diyemiyordu. Konu quidditch olunca çocuğun gerçek anlamda gözü dönüyordu. Potter teslim olurcasına ellerini kaldırdı.

"Yılanların ortasındayken ne güzel bi haber."

...

"Biz neden hep hastane kanadındayız." dedi James bıkkınlıkla. Cassiopeia tüm slytherin quidditch takımının ortasında gryffindor formasıyla duran çocuğa susması için küçük bi göz hareketi yaptı.

Albus yattığı yataktan aniden kalkarak yanındaki kovaya şiddetle kustu. Onun kusması bitsede Marcus dahil tüm arayıcılar yokluğunu hissettirmiyordu. Kafasını kovadan kaldıran Albus sinirle abisine gürledi. "Sakın tek kelime daha etmeye cüret etme."

"Sen gitsen iyi olur James." dedi Cassiopeia etraftakilere göz gezdirerek. Burası maç öncesi bulunması gereken son yer bile değildi.

O hastane kanadından çıkarken Scorpius stemle haykırdı. "Bir tane bile sağlam arayıcımız kalmadı. Bu anlattığım en berbat maç olacak."

Sarışın çocuk elinde atıp tuttuğu minik kağıttan topu elinden kaçırırken ablasının tutması bir oldu. O elindeki kağıt topa odaklanmışken tüm takımın tek bir odağı vardı o da kendisiydi.

...

Kız soyunma odasınds son kez üzerindeki yeşil quidditch formasına bakarken çıkma vaktinin çoktan geldiğini anlayabiliyordu. Neden şuan tribünlerde değilde burda olduğunu kesinlikle bilmiyordu. Anlık gelişen küçük bi olay onu slytherin takımının arayıcısı yapmıştı.

Zar zor ayaklanıp kovayla gezen Albus dışarıya çıkmadan önce kıza son uyarısını yapmak için yanına geldi.

"Altın topu tutacaksın unutma Cassy, altın top."

Cassiopeia ona göz devirsede haklı olduğunu içten içe farkındaydı. Quidditche karşı hiçbir ilgisi yoktu, sadece yakın zamanda James'in antrenmanlarını izlemekle başlamıştı. Şimdi ise aptal altın top için dakikalarca süpürge üzerinde durması gerekiyordu.

Rakibinin James Sirius Potter olduğundan bahsetmiyordu bile.

...

"Cassy?!" dedi James adeta gürlereyek yanında ilerleyen kıza. Onu kesinlikle kendisiyle birlikte sahaya çıkarken hayal etmemişti.

Kız daha cevap bile vermeden takım arkadaşları havalanmaya başlamış, o da eşlik etmişti.

Kupaya bağlı olan maç herkesin ilgisini çekmiş, tribünler dolup taşmıştı. Yeşil renkli pankartlar ve bayraklar kızı gülümsetsede kısa sürede içi enlişeyle doldu. İnsanların bu kadar büyük bi coşkuyla bekledikleri zafer ona bağlıydı. Sırtına büyük bi yük binen Cassiopeia süpürgesine daha sıkı tutundu.

James'e karşı kazanmak imkansızdı. En azından yenilgiyi geciktirebilirdi.

...

Maç başlayalı dakikalar olmuş snitch hala iki taraf tarafından da yakalanamamıştı. Kız sinirle süpürgesine tutunurken derin bi nefes aldı.

"Kesinlikle kız kardeşim olduğu için değil objektif yaklaşarak diyorum ki Cassiopeia Potter'a tozunu yutturur."

Maç başından beri susmak bilmeyen Scorpius fark etmesede ablasına destek olmak yerine onun için işleri daha da zorlaştırıyor, insanların beklentisini yükseltiyordu.

Kız bi kez daha tribünlere umutsuz bi bakış attıktan sonra gözleri James ile kesişti. Şuan tam olarak Cassiopeia'nın içinden neler geçtiğini gayet iyi biliyordu.

İkilinin arasından geçen snitch bakışmayı kesmiş son hız onun peşinden gitmelerine sebep olmuştu. Kısa süre sonra yan yana geldiklerinde James konuşmaya başladı.

"Zamanlama konusunda kötü olabilirim ama benimle çıkar mısın Cassiopeia Malfoy?"

İkisi de son hız küçük altın bi topun peşinden uçarken genç adamın dediği şey kızı güldürdü. Oldukları durum yeterince komik değilmiş gibi günlerdir beklenen teklifi yerden elli metre yukarıda almayı beklemiyordu.

Kendisine doğru hızla gelen quaffle ile gözleri açılan Cassiopeia'nın cevap vermeye fırsatı olmamıştı. O gözlerini sıkmış kaderine teslim olurken başka bi bedene gürültüyle çarpan topla hemen etrafına bakındı. James düşüşün verdiği hava akımıyla dağılan saçlarını gözleri önünden çektikten sonra işaret parmağıyla kızın sol tarafını işaret etti.

Başından beri tek yaptığı bu rekabeti oldukça yüksek olan maçta kızı toplardan korumaktı. Albus, Marcus yada herhangi biri olsa çoktan altın snitch avucunda olurdu fakat söz konusu Cassiopeia'iken quidditch bile etkisiz kalıyordu.

James ilk defa yenilmek istiyordu.

"Yedi kiloluk topun maruz kaldığı şiddetli vuruşa rağmen Potter'ın gözleri Malfoy'dan daha iyi görüyor."

Kız sinirle solurken altın snitchi avucuna aldıktan sonra bağırdı. "Kapa çeneni."

Cassiopeia elindeki snitchle hızla alçaldı. Yere yaklaşık bir buçuk metre kala düşüşünü yavaşlattığı genç adamın çimenlerde yatan bedeninin iyi olup olmadığını gözleriyle taradı. James hiçbir şey yapmıyor sadece ona bakıyordu. "Sana şansa ihti-"

Potter'ın sözlerini tamamlayamamasının sebebi uzun zamandır özlemini çektiği dudaklara kavuşmuş olmasıydı. Bu öpücük diğerlerinden tamamiyle farklıydı. Dizlerinin üzerine çöken Cassiopeia dudaklarını James'inkilere değdiği an ikiside susuzluğunu gidermeye çalışır gibi tutkuyla birbirlerinin dudaklarına sığındılar.
Yerden doğrulan James kızın yanaklarından tutarak dudaklarını daha da yakınlaştırdı. Bu öpücükten sonra genç adamı kızdan kimse ayıramazdı.

Cassiopeia'nın gözünde James ait olduğu yere sonunda yerleşmiş, diğer herkesten özel olduğunu ispat etmişti. Kimse artık onun yerine geçemezdi.

James'in en güzel yenilgisi Malfoy'ken, Cassiopeia'nın en büyük zaferi Potter'dı.

𝘼𝘽𝙊𝙐𝙏 𝙐𝙎 •James Sirius Potter•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin