Albus elindeki parşömeni yatakta yatan abisinin kafasına stemle savurdu. Maç sonu kendisini süpürgesinden aşağıya bırakan James metreler sonra çimlerle buluşmuş etrafı birbirine katmıştı. Eğer son anda kardeşinin yaptığı düşüşünü yavaşlatan büyü olmasaydı haklı olabilirdi tabi ki.
James bi kaç mırıltı çıkartırken Albus hastane kanadından çıkmak için hareketlendi. Onun ardından bir bir dışarıya çıkan gryffindor oyuncuları James ve Cassiopeia'yı yalnız bıraktı.
Cassiopeia genç oğlanın süpürgeyi ne kadar iyi kullandığını biliyor, neden kendisini bıraktığını anlayamıyordu. Açıkçası diğerlerine fazla abartılı gelen bu tavrı kız için sevimli bile sayılabilirdi. Poppy ne kadar gerek olmadığını söylensede James kolunun kopmak üzere olduğunu idda ederek bandaj yapılmasında ısrarcı olmuştu.
Sol kolunu dirseğine kadar saran beyaz bandaja bakan Cassiopeia yatağa doğru bi kaç adım atarken konuştu. "Hala ağrıyor mu?"
Genç adam onaylayan bi kaç mırıltı çıkarırken gözlerini kaçırmayı ihmal etmiyordu. Diğerlerinin yanında son derece mızmızlaşan Potter sessizliğe gömülmüştü. Onun bu tavrını fark eden Cassiopeia aklına gelen şeyle gülümsemesini saklamak için dudaklarını birbirine bastırdı.
James'in baş ucunda duran ağrı kesici etkili basit turuncu iksiri eline alan kız onu bi süre inceledi. Kapağını açtığı iksiri burnuna dayayan Cassiopeia onu kokladı. "Ejderha balsamı, ısırgan otu ve öğütülmüş deve dikeni." dedi düşündükten sonra. Yatakta yatan çocuğun fark ettirmemeye çalışarak onu izlediğinden emindi, iksirler konusunda oldukça başarısız olduğunu bildiği gibi. Şuan hiçbir malzemenin ne işe yaradığını bilmiyor sadece ağrı kesici olduğunu biliyordu.
"Yani?" dedi James sorarcasına Cassiopeia'nın beklediğinden daha hızlı bi şekilde.
"Yani.." Hala açık olan şişeyi parmakları arasında dolaştıran kız bi süre duraksadı. "Bi bardak suya beş milim yeterli olur. Aksi takdirde hasar gören tek şey kolun olmaz ve miğden delinir."
James hala saf bi ifadeyle yüzüne bakarken Cassiopeia hız kesmeden devam etti. "Asitli maddeler bulundurduğu için deride ikinci derece yanık bırakabilir, dikkatli olmanı öneririm." Şişenin kapağını kapattıktan sonra genç adam tekrar önüne dönmüştü. Belli ki hala ondan kaçınıyordu.
"James, tut."
Daha ne olduğunu anlayamadan kendisine doğru gelen şişeyi yakalayan Potter iki elinide kolayca hareket ettirebiliyor gibiydi. Avucu içinde duran iksirin dökülmediğinden emin olmak için kısa bi süre yukarıya baktıktan sonra Cassiopeia'ya döndü. O daha tek bi kelime edemezken kız hızla konuştu.
"Korkak." James bunu beklemiyor olacakki kaşlarını çatarak sarışına baktı. "Sen benden kaçmaya çalışıyorsun."
Genç adam histerik bi o kadarda yapmacık gülüşünün ardından "Bunu da nereden çıkardın?" dedi.
James her ne kadar gülüşünün ardına paniğini saklamaya çalışsada Cassiopeia onun ne yapmaya çalıştığını gayet iyi biliyordu. Söz konusu kendisi yapmak olunca hiçbir utanç göstergesi bulundurmayan çocuk onun en ufak temasında dona kalıyor, şakaya vurmaya çalışıyordu. Yaptığı şeyden hala pişmanlık duymayan Cassiopeia ona meydan okumaya her zamankinden hazırdı. Bu seferki meydan okuması diğerlerinden farklıydı ve o da bunu gayet iyi biliyordu. Pes etmek gibi bi şey söz konusu bile değildi. Kız bi kere kararını vermişti.
İlk defa yaptığı şeyden pişmanlık duymamıştı, ona göre en doğru hareketiydi. Sonunda itiraf edemesede birisine karşı gerçek duygular beslemeye başlamışken kaybetmek istemiyordu.
Bulması ne kadar zor olduysa, Cassiopeia'nın da bırakması o kadar zor olacaktı.
Memes:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
