♕︎FOURTEEN♕︎

342 35 23
                                    


"They don't know what you've done to my heart."

♕︎

Cassiopeia her zaman taktiksel ve planlı hareket etmeyi seçerdi. Durum ne kadar karmaşık veya hassas olursa olsun, ilk dinleyeceği şey mantığıydı. Amacına ulaşmak için onu yormayacak en kolay yolu zorlanmadan bulmak tamda onun işiydi.

Potter'ın bazı şeyleri farkına varması içinde aynı şeyi uygulamaya devam edecekti. Eğer onun oldukları durumla başa çıkma şekli kaçmaksa, kız buna uyum sağlayabilirdi. Kaçan her kişi kovalanmak isterdi, istediğini vermek mağlubiyetin gizli yüzü sayılırdı. Cassiopeia ona istediğini vermeyecek, mantığıyla hareket etmeye devam edecekti.

Kahvaltı için büyük salonun kapısından girdiğinde genç adamın gözlerinin üzerinde olduğunu hissedebiliyordu. Alışmış olduğu şeyin aksine James'in yanına değil slytherin masasına doğru ilerleyerek kendisini kardeşinin yanına attı.

"Günaydın." Güler yüzlü söylediği cümle masadakilerin daha önce tanık olmadığı bi şey olduğu için etraftakiler bi süre duraksadı.

"Yataktan falan mı düştün sen?"

Scorpius şüpheyle tabağına yemek dolduran ablasını süzerken herkesin iç sesini dışarıya vurdu. Albus'un her zaman ifadesiz yüzü bile şüpheyle kıza bakıyorken çok geçmeden yan taraflarına oturan Marcus konuyu dağıttı. Son günlerde iyice araları limoni olan iki arkadaş sessizliğin ilk kim tarafından bozulacağına iddalı gibiydi. Cassiopeia ilk seneden beri yakın arkadaşı olan çocuğun bu aralar değişiminden oldukça rahatsızken şuan bulundukları sessizlik yarışından daha da rahatsızdı.

Tabağına koyduğu yiyeceklere bi kez göz gezdirdikten sonra masada ileriye itti. İstesede bunu yapmıyordu. Ve bi kez daha önünden ittiği tabağın James tarafından fark edildiğini bilmiyordu.

"Cassy.." dedi Marcus sessizliği bozarak. "Konuşabilir miyiz?"

Sol tarafında oturan çocuğa dönen Cassiopeia onaylarcasına kafasını salladı. Konu her ne olursa olsun slytherin masasında konuşabilir, kimsenin onların aralarındaki karmaşık arkadaşlıkla ilgilenmeyeceğini biliyordu. Fakat yinede önünde oturan Albus'a döndü, sonrasında hemen bunun gereksiz olduğunu düşündü. O da artık onlardan biriydi.

"Bak son günlerde aramızın açıldığını biliyorum. Saçma sapan şahsi meselelerimi arkadaşlığımıza karıştırmamslıydım. Bunlar duygularım olsa bile." Bi süre duraksayan çocuğun hangi duygulardan bahsettiğini anlamak o masada oturan hiç kimse için zor değildi. Cassiopeia Marcus'u arkadaş olarak görsede, onun için aynısı olmadığı açıktı.

"Arkadaşlığımızın diğer her şeyden daha değerli olduğunu bilmeni isterim."

Kendisinden hoşlanan her hangi biriyle arkadaş olabilmek kız için saçma olsada karşısındaki her hangi bi arkadaşı değildi, en yakın arkadaşıydı.

...

Marcus ile arası eskisi gibi olan kız bu durumdan mutluydu. Saçma şeyler yüzünden en yakın arkadaşını kaybetmek istemiyordu. Belli ki o da aynı düşüncedeydi ve bu değişmeyecekti.

İki parşömenlik iksir ödevini bitirmiş kardeşini veya Marcus'u bulmak amacıyla bahçeye doğru ilerlerken ağacın etrafındaki kalabalığı görmemesi için kör olmak gerekiyordu. Ortada her ne oluyorsa hogwarts öğrencilerinin dikkatini çektiği açıktı. Onların biraz ötesinden çimenlere yayılmış kitabını okuyan Albus'a doğru yaklaştı.

"Scorp?"

Genç Potter bakışlarını okuduğu kitaptan kaldırarak yüzündeki oldukça tatsız ifadeyle kalabalığı işaret etti. Cassiopeia kalabalığın ortasındaki kişinin kardeşi olması ihtimaliyle önündeki öğrencileri iteleyerek ortaya vardı.

"Marcus!"

Hırpalanmış çocuk muhtemel karşısındaki James'in yukarıya doğrulttuğu asasından çıkan büyü ile havada asılıydı. Gülerek onları izleyenler Cassiopeia'nın bağırışıyla ona döndü.

Hızla James'e doğru ilerleyen kız sertçe onu itti. Genç adamın sarsılmasıyla büyünün kesilmesi bir oldu ve Marcus sertçe yere çakıldı. Koşar adım çocuğun yanına çöken Cassiopeia onun darbeyle bayılmış olmasına sinirle soludu. En önde James'in hemen yanında olan kardeşini görmek onu daha da sinirlendiriyordu. Scorpius'un bu zorbalığa destek vermesi onu büyük bi hayal kırıklığına hapsetmişti.

"Sen!" dedi kız cübbesinden çıkarttığı asayı James'e doğrulturken. "Hiçbir zaman değişmeyeceksin Sirius."

Dışarıdan bakanların basit bi sürtüşme olduğunu sanabileceği söz Cassiopeia'nın James hakkında ne kadar yanıldığı, değiştiğini düşündüğü için kendisi suçladığını ifade ediyordu.

Kızın gözlerindeki öfkeyi kalbindeki sızıyla hisseden James yıllar sonra yeniden Cassiopeia'nın kalbine neler yapabildiğini hatırladı. Bu ilki gibi değildi, o zamanlar kendisini kandırarak bunu umursamamış olabilirdi. Fakat bu seferki görmezden gelemeyecek kadar büyük bi sızıydı.

Kalbini hızlandıran kız aynı zamanda bu kadarda sızlatabiliyordu.




























Biraz buruk bi bolum ama memes icin engel degil:

Biraz buruk bi bolum ama memes icin engel degil:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





𝘼𝘽𝙊𝙐𝙏 𝙐𝙎 •James Sirius Potter•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin