♕︎EIGHT♕︎

386 38 10
                                    


"Cause this love is only gettin' stronger."

♕︎

O gecenin ardından James'i tek başına bırakarak ardına bile bakmadan deyim yerindeyse kaçan Cassiopeia, günlerdir yaptığı gibi ona yakalanmadan iksir sınıfına ilerlemeye çalışıyordu.

James'in bunu neden yaptığını anlayamıyordu, tıpkı neden ordan koşarak uzaklaştığını anlamadığı gibi.

İçerisinde gerçekten ılık rüzgarlar estiren minik öpücük Cassiopeia'yı tahmininden fazla etkilemişti. Bi yanı bunun yanlış olduğunu savurunurken kalbi bunun tekrar gerçekleşmesi için yalvarıyordu. Ama genç kız bu güne kadar duygularıyla değil mantığıyla hareket etmişti, böyle devam etmeyi de planlıyordu. Düne kadar lanetler savurduğu çocuğa sevgi sözcükleri söylemeye hazır değildi.

James o gece koşarak giden Cassiopeia'nın ardından sadece gülmekle yetinmiş, bunca zamandır ona sürekli nefret kusan kızın utangaç tavrı hoşuna gitmişti. İlerleyen günlerde bu konuda onunla uğraşmış, kızın ondan inatla kaçmasını izlemişti. Cassiopeia kaçmayı ne kadar seviyosa James'de kovalamayı o kadar seviyordu.

Zindanlara inen kız soğuk havanın cildine vurmasıyla rahatladı. Şüphesiz burada sonsuza kadar yaşayabilirdi. İksir sınıfına yaklaştıkça artan değişik otlar ve malzemelerin kokusunu ciğerlerine çekti. Derin bi nefesin ardından kapalı kapıyı aralayarak içeriye girdi. Nerdeyse herkesin yerini almış olmasıyla biraz geç kaldığını fark ederek profesörden özür dileyip arkadaşlarının yanına geçti.

Profesör Cassiopeia yerine geçince kaldığı yerden anlatmaya devam ederken kız gözlerini etrafta gezdirdi. Sanırım dersin gryffindor ile ortak olduğu gözünden kaçan küçük bir ayrıntıydı.

"Neden geciktin balım?"

Aniden arkasında beliren James Sirius ile yerinde sıçrayan kız etraftaki öğrencilerin onlara kısa bi süre dönmesine sebep olmuştu. O cevap vermeden profesör araya girip herkesin ikili guruplar şeklinde ayrılması gerektiğini söylediğinde kısa bi süre gözlerini James'in üzerinde gezdirdi. Ama o çoktan kazanı almak için rafa yönelmişti.

"Eşin var mı Cassy?" dedi yanına kazanı ile gelen Marcus.

"Oh, hayır." Düşünmesine bile gerek kalmadan onu yanıtlayan Cassiopeia James'in sert bakışları ile Marcus'un peşinden ilerledi.

...

İksiri talimatlara uyarak yapmaya çalışan Marcus ve Cassiopeia bi türlü doğru sonuca ulaşamazken kız sinirle nefesini dışa verdi. Neredeyse tam yanında iksirlerini yapmaya çalışan Alice ve James'e döndüğünde, James'in yardım etmek dışında her şeyi yaparak Alice'in kendi kendine çabaladığını fark etti.

Alice Longbottom'ın yıllardır James'e olan ilgisini fark etmeyen yoktu, Cassiopeia'da dahil.

Gözleri hala bi kol uzağındaki ikilideyken James'in ona dönmesiyle hemen başını çevirdi. Genç çocuk biraz daha yaklaşarak Marcus'a hitaben konuştu. "Sorun nedir Catrik? Yoksa basit bi iksiri bile yapamıyor musun?"

Marcus'un normalde en başarılı olduğu derste bu kadar yavaş ilerlemesi ikisi içinde oldukça şaşırtıcıydı. İki çocuk laf dalaşına girerken Cassiopeia'nın tek odağı Alice'ti, garip bi şekilde içinde kaynayan kanı onu rahatsız ediyordu.

James'in eli masadaki bi kaç şişeyi devirirken bez almak için uzaklaşan Marcus üçünü baş başa bırakmıştı.

"Görüşmeyeli nasılsın balım?" dedi James çabucak odağını değiştirerek. Cassiopeia azını cevap için aralarken genç adam her zaman ki gibi onun konuşmasına fırsat vermeyerek kollarını ona sardı ve kafasını neredeyse tamamen göğsüne bastırdı.

𝘼𝘽𝙊𝙐𝙏 𝙐𝙎 •James Sirius Potter•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin