♕︎ELEVEN♕︎

387 36 24
                                    


"But I bet you if they only knew -they don't know- They would just be jealous of us."

♕︎

Tatil sonrası hogwartsa dönmek için trene doluşan kalabalığa eşlik eden Cassiopeia kısa sürede Scorpius'u kaybetmişti. Kendi içerisinde kardeşine lanetler okurken ilk bulduğu boş kompartımana kendisini attı. Mümkün olduğunca yalnız ve sessiz kalmak, Ginny Potter'ın yıl başı hediyesi olan iksir tarihiyle ilgili olan kitabına odakmak istiyordu.

Söz konusu iksir olan her hangi bir kitabı tek oturuşta bitirebileceğini onu tanıyan herkes bilirdi. İksir dersinde ekstra çaba gösterir, bilgiye aç birine dönüşürdü. Söz konusu derste her soruyu cevaplamak ister, başkalarına fırsat vermezdi. Aslına bakıldığında bu sadece iksir dersi için geçerli sayılmadı. Cassiopeia derslerine oldukça önem verirdi. Bu rekabetçi tavrı ve hırsı Rose Weasley ile ortak olan derslerinde daha da körükleniyor, bu sebeple ikili bi türlü normal bir iletişime sahip olamıyordu. Tabi eskiden James ile aralarında olan didişmelerde kızılı hırslandırmıyor değildi.

Her zamanki gibi dileği tanrı tarafından anında geri çevrilen kız gözlerini kendisini saniyeler içerisinde yanına atan James'e döndü.

İksirin etkisi geçmiş olmasına rağmen zaten kızıla çalan saçları onda hiçbir değişiklik yaratmamıştı. Fakat Cassiopeia'da gözle görülür bi değişim vardı ve kız bundan oldukça memnundu. Platin sarısı saçlarının kızıl olmadığını teyit etmek için bulduğu her yerde yansımasına bakmasına sebep olacak kadar travmatik bi etki altındaydı.

James bi kaç gün görüşmediği kızın saçlarının eski haline döndüğünü fark ederek yüzünü buruşturdu. "Tekrar hoş geldin Malfoy."

Yüzü ne kadar aksini idda etsede genç adam sarışının geri dönmesine sevinmişti. Kolay kolay rastlanmayan neredeyse beyaz sayılabilecek sarı saçlar kendisine bile itiraf edemesede Cassiopeia'da en sevdiği şeylerden biriydi. Koridorda onlarca kafanın içerisinden bu sarı civcivi bulmak onun için oldukça kolay oluyordu.

Cassiopeia ona sevimsiz bi yüz ifadesi yolladıktan sonra bacaklarını karşıdaki koltuğa kadar uzatmış yarı yatay çocuktan çektiği bakışlarını kitabına geri yöneltti. James sıkıldığını belli eden bi kaç mırıltı çıkarırken çok geçmeden kapı tekrar açıldı ve Rose kafasını uzattı.

"Boş yer kalmamışta sorun olmazsa gelebilirmiyiz." Bunun anlamı Weasley'in dilinde Cassiopeia'nın olduğu kompartımana gelecek kadar çaresiz kaldım ama o gitmek isterse gidebilirdi. Kızın çoğul konuşması üzerine kitaptan çektiği gözlerini kapıya çeviren sarışın ifadesini gizlemeyerek yüzünü buruşturdu.

İçerisinde bilmediği bi şekilde Alice'e karşı bi huzursuzluk vardı. O güzel, zeki, neşeli, yetenekli ve daha nice sıfatlara sahip bir kızdı. Ayrıca Cassiopeia'ya bu güne kadar hiçbir yanlış hareketi olmamıştı ama bilirsiniz, sadece ondan hoşlanamıyordu.

James ondan hızlı davranarak kızları içeriye davet ettiğinde Cassiopeia sinirli bakışlarını ona çevirerek dirseği ile ona dayanan çocuğu itti. Kızın memnuniyetsizliğini damarlarına kadar hisseden James daha yaşayacak uzun bir ömrü olduğuna kanaat getirerek ondan biraz uzaklaştı. Ortamda ölüm sessizliği varken Cassiopeia kitabını okumayı sürdürüyor karşısındakileri görmüyordu. Sessizlikten sıkılsada korkudan azını açmayan James kısa süre sonra kuzeni ve arkadaşıyla konuşmaya başlamıştı.

Gürültü sebebiyle beşinci kez okuduğu paragrafla pes ederek kitabı hatırı sayılır bi sesle kapatan Cassiopeia yavaş yavaş ona kaymış sonrasında koluna dayanmış halde olan James'e dönerek muhabbeti anlamaya çalışmıştı. Genç adam neredeyde gülmekten nefessiz kalacak gibiydi ve yüzü kızarmıştı. Dinlesede onun neye bu kadar güldüğünü anlayamamış en sonunda pes etmişti. Kendisinden farksız olan Rose ile kesişen bakışları hızlıca yön değiştirdi.

𝘼𝘽𝙊𝙐𝙏 𝙐𝙎 •James Sirius Potter•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin