Selammmm.
Yeni bir bölüm ile karşınızdayım. Sayısı az okurlarım iyi okumalarrrr
Zil sesini duyduğum an korkudan altıma yapacağımı hissettim. Efe cidden gelmiş olabilirdi. Ondan her şeyi beklerdim. Abim benim yüzüme dik dik baktı. ''Kapıyı açmak ister misin? Ben mi açayım?'' Kapıya doğru ilerledim. Açsana ne bekliyorsun? Kapıda bekletme Efe'mi.
Kapıyı açtığım an karnıma ağrı saplandı. Efe tam karşımdaydı. ''İçeriye almayacak mısın beni?'' diyerek içeriye girmeye çalıştı. Onu ittirerek kendimi de dışarıya attım. ''Sen ciddi misin? Hemen eve git. Biri görecek.'' Yüzüne kurnaz bir gülümseme yerleştirdi. ''Gelirim demiştim. Şimdi bana 'çok yakışıklısın Efeciğim' dersen giderim.'' Sinirle ''Demiyorum!'' dedim. Efe merdivenlere doğru yürüdü. Gidiyor sandım ama merdivenlere oturdu.''Diyor musun? Demiyor musun? Yoksa içeriye almak mı istersin? Götüm donuyor.''
''Sen ciddisin?''
''Oradan öyle durmuyor mu?''
Ellerini montunun cebine soktu. ''Hadi ya eve girelim ya da çok yakışıklısın Efeciğim de giderim.'' Yüzüne anlamamış gibi baktım. ''Hadi. Donuyorum.''
''Çok...''
''Biraz sesli söyle duymuyorum.''
Sesimi biraz yükselttim. ''Çok yakı....'' Öksürme sesi ile durdum. Bilerek beni oyalıyordu. ''Efe susarsan hani diyeceğim.'' ''Tamam tamam devam et. ''
''Çok yakışıklısın Efe.'' Sinirle bana döndü. ''Kabul etmiyorum. Efeciğim olacak E-F-E-C-İ-Ğ-İ-M'' diye harfleri vurgulayarak söyledi. ''Çok yakışıklısın Efeciğim.'' dedim -ciğim 'i vurgulayarak. Merdivenlerden kalktı bana doğru geldi. ''Duyamadım?'' dedi gülerek. Koluna vurdum. ''Çarparım ha sana şimdi def ol git .'' Yanağını yüzüme doğru yaklaştırdı. ''Öpücük alayım?'' Efe'yi kendimden uzaklaştırdım. ''Yok git hemen. Böyle anlaşmamıştık. '' Hiç gitmek istemiyordu ama yüzümdeki ifadeyi görünce bana öpücük atarak gitti.
İçeriye girdiğim an abim karşımda beni dövmek için bekliyordu. ''Stajyer çocuk ile sevgili misin lan?'' Aha sıçış hikayemiz. Hayırlı uğurlu olsun vatana millete. Anneme içeriden bağırdı. Bana kızmak için seyirci arıyordu resmen. Annem gelince ''Anne sana damat geliyor. Ben düğün için para mara vermem valla. Hatta düğününe bile gelmem ben. Bu beyinsizin düğünü ise özellikle. Hatta evlenmeden verelim bunu kocasına. Birazcık ev rahatlasın. Domuz suratlı. Şu tipine bak kim alır bunu? Iyy iğrençsiniz.'' dedi. Söylene söylene odasına doğru yürüdü. Ağzım açık kalmıştı. Abim Efe'ye bir şey dememişti hatta direk düğüne bağlamıştı olayı.
Annemin meraklı bakışları ile karşılaştım. ''Ne oluyor? Ne düğünü? Benim niye sonradan haberim oluyor ya?'' ''Yok anne. Abim abarttı yine olayı. Yok bir şey.'' diye geçiştirdim. Annem mutfağa doğru ilerlerken''Görelim şu damat adayını bi'. Babanla konuşayım da'' Tamamdır aileyi de ikna ettiğimize göre gelinlik bakmaya başlayabiliriz. Anneme şaşkınlıkla baktım. ''Oha anne! Saçmalama! Ortada öyle bir şey yok. Babamı karıştırma.'' Annem beni duymazlıktan gelip bulaşıkları yıkamaya devam etti.
--------------------------------------------------
(Bu kısmı yağmur sesi ile okumanızı istedim:)
Bu sabah erken kalkmıştım. Pencereme çarpan yağmur damlaları ile okula gitmek için hazırlandım. Üzerime siyah kazak ve siyah pantolon giydikten sonra, makyajımı yaptım. Coco Popsumu yiyip evden çıktım.
------------------------------------------
Bugünün de derslerini atlatmıştım. Yağmur devam ediyordu. Gökyüzüne doğru baktım. Sonra rimel sürdüğüm aklıma gelip içimden küfür ettim. Hangi gerizekalı evde şemsiyesini unutur? Selin tabi ki de. Bu soruya hiç düşünmeden cevap verebilirsiniz.
Dolmuş durağına doğru hızlı adımlarla ilerledim. Durağa geldiğimde nefes nefese kalmıştım. Bir kedi durakta mışıl mışıl uyuyordu. Simsiyah tüyleri ıslanmıştı. O kadar güzel bir kediydi ki. Yavaşça kediye dokunmaya başladım. Uyanmadığını görünce onu okşamaya devam ettim.
Kedinin diğer tarafına biri oturunca irkildim. Kafamı kaldırdığımda bu kişinin Kayra olduğunu gördüm. Bugün içerisinde onu ilk defa görüyordum. Okula gelmemişti. Ağzında sigarası yoktu. Kafa üstü kulaklığını çıkarıp kediyi sevmeye başladı. Severken konuştu. ''Kediler olmasaydı ne yapardık acaba?'' Kediyi severken ki yüzündeki gülümsemesi beni de gülümsetti. ''Bu kediye bir isim verelim.'' diyerek bana döndü. Gözlerine baktığımda kalbimin yerinde durmadığını hissettim. Ona öyle dik dik baktığımı fark ettiğim an afalladım. ''Evet evet bir isim vermeliyiz.'' dedim.
Kayra montunun ceplerini karıştırdı. Cebinden bir çikolata parçası çıktı. Çikolatayı bana doğru uzatarak ''Bitter olsun?'' dedi. Elindeki çikolatayı alarak gülümsedim. ''Teşekkür ederim.'' Kayra Bitter'i kucağına aldı. Kucağında sevmeye başladı. Kedi uyanır sandım ama hala uyuyordu. ''Eve götürmek ister misin?'' Oğlum bu çocuğa büyü falan yaptılar herhalde. Bu niye bu kadar nazik?Suratım düştü. Kayra suratımın düştüğünü gördüğü an ben bir şey diyemeden lafa atıldı. ''Ben götürürüm. Görmek istediğin zaman gelebilirsin bana.'' Yüzüne tebessüm yerleşti. Kayra Bitter'i okşarken onunla konuşuyordu. ''İlk veterinere gidelim? Ne dersin Bitter kraliçe?'' Sanki etrafında kimse yokmuş gibi Bitter'e bugün neler yapacağını anlatıyordu. O kadar güzel duruyorlardı ki. Sabaha kadar ikisini izleyebilirdim. Çok tatlılardı.
Dolmuşum geldi. Keşke daha geç gelseydi. Ayağa kalkınca Kayra bana baktı. Bir şey diyemeden sadece el salladım.
Gülümsedi.
Gülümsedim.
Ben dolmuşa binesiye kadar bana bakmayı sürdürdü. Dolmuşa bindiğim an arkamı döndüm. Hala bir eli Bitter de gözleri benim üzerimdeydi. Yüzüne kocaman bir gülümseme yerleştirdi. Dolmuşun kapıları kapandı. Kayra gözden kayboldu.
Beğendiyseniz yorum yapmayı ve oylamayı unutmayınnnnn:)
Diğer bölümde görüşürüzzz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkilem
Teen FictionBir çocuğa platonik aşık olan Selin, her gecesini o çocuğu düşünerek geçirir. Ta ki bir gece telefonundan bir istek mesajı gelene kadar...Selin'in aklı tamamıyla Kayra' da iken kalbi Efe'dedir.