Eve dönüş

184 6 3
                                    

Kahvaltıdan sonra üzerime rahat birşeyler giyip evden çıktım.Eylül'ün ortası olmasına rağmen,hava,burda hala aşırı sıcaktı.

Gideceğim cafe sahilde;sahilde eve çok yakın olduğundan babam arabayı almama izin vermişti.

Henüz sürücü belgem yoktu.

Fakat iki ay sonra 18'ime girecektim.

Girer girmezde ilk planım,bir ehliyet kursuna yazılmaktı.

Bunun iki nedeni vardı:

Birincisi ve en önemlisi,küçüklükten beri süregelen bir araba merakım olmasıyken, ikincisi; birilerinin beni bir yerlere taşımasından hoşlanmıyor oluşumdu.
Çünkü kendimi sürekli onlara göre ayarlamak zorunda kalıyordum.

Saat 5'e kadar birkaç arkadaşımla görüşüp,vedalaştıktan sonra eve geldim.

Uçağım akşam saat 9'daydı.Ama Mersin'de havalimanı olmadığından bizim en geç en bir saate evden çıkmış olmamız gerekiyordu.

Yaklaşık bir buçuk saatlik bir araba yolculuğuyla bizimkiler beni önce Adanaya götürecekti.Ben ordan İstanbul uçağına binecek ve ardından da aktarmalı olarak Samsun'a uçacaktım.

Sabahtan beri sitresi aklımın bir köşesinde duran bu durum güncellenerek aklıma geldiğinde ,bütün modum düşerken uzun uzun "üfff" ledim.

Tüm bu havaalanında beklemeler,aktarmalar falan benim için can sıkıcıydı.

Ama yılda birkaç kez,Polen ve ben bunu yaşamak zorundaydık. Polen'in bu durumdan pek bir şikâyeti yoktu gerçi,uçak yolculuğunu seviyordu o.

Ehliyetime bir an önce sahip olabilmem için üçüncü bir neden daha.

Bütün o aktarma,bekleme tantanalarından kurtulup kendi yolculuğumu yapmak...

Hayallerimin iç sesi kulağıma tüm cezbediciliğiyle fısıldarken kendi kendime gülümsedim...

"Hih hii..."

Kendi kendime sırıtıp aynı zamanda da annemin hepsi bitecek deyip elime tutuşturduğu içi yemeklerle dolu tepsiyi mideme indirmekle uğraşırken, mutfaktan beni izlediğini yeni farkettiğim babamla kesişti gözlerimiz.

"Mehir" diye seslendi önce ;

"Efendim babacığım"

"Kasımda 18 oluyorsun kızım"

"Evet babişkom,öyle oluyorum.Ne hediye alıyorsun bana?"

Gülümsedi. "Samsunda bir kursa yazılda,ehliyetini al.Böylelikle ablan ve Somer'in çenesinden de kurtulmuş oluruz."

Yemeği anında bırakıp çığlık çığlığa koşup sarıldım boynuna.Düşüncelerini okuyamasamda,sözlerinin altındaki örtülü anlamı anlamıştım.

Bir arabam olucaktı.Yaşasıınnn...

Babamla aramızdaki garip bağ,yeni örneğiyle bu akşamda etkisini gösteriyordu işte...

'Nasıl bir bağ, Mehir o?',diye sorar mısınız bilmiyorum ama, iç sesimle daha önce bu konunun muhakemesini hiç yapmadığın için, o eli kulağında soracaktır diye anlatıyorum:

Daha önce belki bir yerlerde okumuş olabirsiniz...

Hani ikizlerin,birbirlerinin düşüncelerini,acılarını,mutluluklarını hissedebildiklerini savunan,çoğu bilimsellikten uzak,yazılar,anektodlar vardır...

Bazıları onların psişik güçleri olduğunu bile iddia eder...

Babamla benim aramdaki duygu bağı da,bunun gibi bir şeydi işte.Fakat onunki baskın olan taraf...

BAL MAVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin