Bir atışma meselesi...

118 3 0
                                    

      Ders,nihayet bittiğinde, başımı sıradan kaldırıp,arkama doğru esneyerek gerindim.Son on dakika konu anlatımı bitip,iş soru cevap kısmına geldiğinde kafamı sıraya gömüp,biraz da olsa kestirebilmiştim.

     "Yemekhaneye inelim" dedi Begüm önümdeki sırasından bana doğru dönüp "Mert söyledi;hamburger çıkaracakmış usta bugün,sen seversin.Sonrada store a gidip formalarımızı deneriz ha?Sabah Hasan abiyi taşırken gördüm,gelmiş yeni cicilerimiz."

     Başımı salladım."Önce bi lavaboya uğrayalım ama  Begüm.Uykumu açamadım,yüzümü yıkamam lazım."sıramdan kalkıp Begüm'ün önüne geçtim.O da arkadan koluma girdi.

      " Tamam uykucu güzeli,gidelim haydi."

      Yemekhane, her fast food çıktığında olduğu gibi,bugün de çok kalabalıktı.

      Begümle birlikte hamburger,patates,soğan halkası ve koladan oluşan menümüzü tepsilere koyduktan sonra ,boş masa bakınmaya başladık.Kokusuna dayanamayıp ayaküstü bir kaç tanesini ağzıma attığım patatesleri  çiğnerken,orta kısımdaki bloğun önünde,Giray'ın bize doğru el salladığını gördüm.Benim onu farkettiğimi görünce de eliyle gelin işareti yaptı.Ben önde Begüm arkada gittik yanlarına.

       Giray,Enes ve Lalinle birlikte oturuyordu masada.Ben yemek yedikleri için kısaca "Afiyet olsun" deyip Giray'ın yanındaki boş sandalyeye yerleşirken; Begüm "İyiki gördünüz bizi,yoksa ayakta kalıcaktık" deyip o da Lalin'in yanına oturdu.

      "Ne demek efendim" dedi o sırada lokmasını yutup arkasına yaslanan Enes,daha selam bile vermeden."Yer olmasaydı da,biz kalkar oturturduk sizi.Koskoca Begüm Hanımı ayakta bırakacak değildik ya.." ardından kendi  söylediğiyle kendi dalga geçer gibi dilini yana doğru çıkardığında,Begümle girişmesine alışık olduğumuz, günlük atışma muhabbetini de başlatmış oldu,ayağımızın tozuyla.

       Begüm de durmadı tabii.Tabağından aldığı soğan halkasını Enes' in ağzına  tıkıştırdı bir çırpıda.

      "Sensin koskoca...Zıkkımlanda o sivri dilin bi sussun.Ayrıca burda çatal dilini kimse bilmiyor,boşa nefes tüketiyorsun canım."

      Enes tısslayıp, masadaki herkes kıkırdamaya başladığında,Begüm bu defa da Enes ve Giray 'ın tabağına bakarak ufak çaplı bir çığlık attı beni de şaşırtarak."Bizde olmayıp sizde olan bir şey görüyorum tabaklarınızda.Nuggetta  mı vardı?"

      O söyleyene kadar dikkatimi çekmeyen şeyi Giray'ın tabağına baktığımda gördüm.

      Lalin gülümseyerek başını salladı."Evet vardı Begümcüm.Dokuzuncu sınıflar,beşer altışar yığıyorlardı tabaklarına.Siz gelene kadar bitirmiş olmalılar."

     "Ah bu dokuzlar yok mu,kardeşim da dahil kantinin balını onlar yiyor resmen .Niye bizden önce giriyorlar buraya anlamıyorum"deyip,beni bile hayrete düşürecek şekilde söylenmeye başladığına göre, Çarşambayı sel alması yaklaştı demekti.Çünkü salata kemirmesi dışında,ancak o zamanlarda böyle önüne ne gelirse yerdi sevgili arkadaşım.

       Giraylar 'a çaktırmadan Lalinle birbirimize bakıp güldük.

      "Sen onları ezme diye erken giriyorlar ablası..."

       İlk sataşmasının karşılığını  hafif alan Enes,bu cümlesiyle Begüm'ün yarım bırakılmış pimini tam olarak çekmiş oldu.
    
       Begüm sesini hepimizin duyduğu tekmesini, masanın altından Enesin bacağına geçirdiği gibi;Enes acıyla bağırınca da,bana döndü;

      "Burası iyi ilâçlanmamış sanırım Mehir.Sivrisinek vızıltılarını duyuyor musun?Bak tam kulağımızın dibinden geliyor sesleri."

       Ben cevap bile verememişken yeniden konuştu Enes;

BAL MAVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin