Rüya,bilinç dışına açılan kral kapısıdır.Sigmund Freud.
Sabah alarmım çaldığında gördüğüm en tuhaf rüyanın ortasındaydım sanırım.Annem sabaha karşı görülen rüyaların gerçekleşme olasılığının daha fazla olduğunu söylerdi.Ama o genelleme bu rüya için söz konusu dahi olamazdı bence.Ve dahası sabaha karşı uyumuştum.Başka ne zaman görecektim ki bu saçmalıkları...
Dün, kendime kızıp,düşünüp,sonra tekrar kızmaktan başka birşey yapmadığım için duş alma ve Polen'e temiz bir fırça çekme işi sabaha kalmıştı.İlk sıraya duş almayı koyup kendimi banyoya attım.Sıcak suyun altında gevşerken,biraz önce gördüklerimden nasıl gerçekliğe uyanıp rahatladıysam;dün akşam yaşananlarında kötü bir kabus olup aslında hiç yaşanmadıklarını düşünmek istedim.Yaşanmamış olabilirlerdi aslında.Çünkü,daha önce gerçekliğine,iki kere ikinin dört ettiği kadar inandığım şeylerin aslında kötü düşler olduğunu nasıl kanıtladılarsa bana,bunun da bir kabus olma olasılığı vardı değil mi?
Duştan çıkıp üzerime okul formalarının renginde bir tişört ve eşofman altı geçirdim.Zira dün akşam makineye attığım kıyafetleri çıkarmayı unutmuştum.Sonra tekrar banyoya girip,çökmüş göz altlarımı kapatıp,saçımı sıkı bir at kuyruğuyla topladım.Ardından sıraya koyduğum ikinci şeyi yapmak için Polenin odasına daldım.Oh!Mışıl mışıl uyuyordu,gecemin katili..."Polen" diye seslendim odanın ortasından, uyanmadı.Yanına iyice yaklaşıp tekrar seslendim.Bu seferde değişik sesler çıkarıp diğer yanına döndü,fakat yine uyanmadı.
"Başıma açtıklarının farkında olmadan poponu devir uyu bakalım."
Çıktım odasından.Aşağı indim.Canım ne kahvaltı yapmak ne de evde durmak istiyordu.Bu yüzden dersin başlamasına daha bir buçuk saat olmasına rağmen okula gitmeye karar verdim.Taksiyi aradım.
Okula varır varmaz direkt spor kompleksinin olduğu binaya yürüdüm.Çocukluğumdan beri beni en mutlu eden,en çok rahatlatan şey dans etmekti.Müziğin ritmiyle,vücudumu özgürce hareket ettirdiğimde kafamda olumsuz ne varsa hepsi silinip giderdi.Okul ilk saatlere beden dersi koymadığı ve takım faaliyetleri dörtten sonra yapıldığı için,içerde kimsecikler yoktu.
Jimnastik kulübünün çalışma yaptığı salona girdim.Kulağıma kulaklığımı takıp,son haftalarda sürekli dinlediğim şarkıyı açıp kendimi müziğin büyülü ritmine bıraktım.
'Mutluluğun kısa yolları var ve dans bunlardan biri.'demiş Vicki Baaum.
Şarkıyı tekrar tekrar başa sarıp,yirmi dakikalık aralıksız hareketlerimin sonunda,tabiri caizse terden donuma kadar sırılsıklam olmuştum ama aynı zamanda da dopingimi alıp,seratonini parmak kadına kadar yüklemiştim.
Annemin edindirdiği alışkanlıkla,Polen ve benim çantamda,iç çamaşırı da dahil olmak üzere mutlaka yedek kıyafet ve hijyenle ilgili bir kaç bir şey daha olurdu.Soyunma kabinine geçerek üzerimdekileri yedekleriyle değiştirip çıktım.Dansla beraber vücud ısım yükseldiğinden içerisi çok sıcak geliyordu şimdi bana.Camlardan karşılıklı ikisini açarak cereyan yaptırıp,içeriye vuran serin rüzgarla birlikte dışarıyı izlemeye başladım.
Spor kompleksi,okulun en uç ve arka köşesinde yer alıp,geneli kayın ağaçlarından oluşan geniş bir araziye bakıyordu.Odaya dolan rüzgarla ferahlayıp,ağaçlara bir konup bir uçan kuşlara bakarken,okulun duvarıyla ağaçlık arazi arasında kalan ve öğrenciler tarafından pek kullanılmayan tali yolda bir hareketlenme olduğunu farkettim.Hızlı hızlı yürüyen ve formasından bizim okulun öğrencisi olduğu anlaşılan bir kız girdi önce görüş açıma.Ardından onu yine aynı hızla takip eden sivil giyimli bir erkek.Çocuk aniden hızlanıp kıza yetişir yetişmez arkadan kolunu uzatıp bileğinden tuttuğu gibi kızı durdurdu ve kendine çevirdi.Bu sırada aralarında itişip kakışma oldu.Kızın elini ondan kurtarmaya çabaladığını ama çocuğun izin vermediğini görebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAL MAVİ
Tienerfictie"Mehir" Gözlerine baktım. "Sen...sen yine o rüyaları mı görmeye başladın."Derin bir nefes verdim.Saklamanın bir anlamı yoktu.Geçmişte bu süreci yaşarken hepsi yanımdaydı ve ne olduğunu biliyorlardı. "Evet canikom"bakışlarımı zemine yönl...