Melek

151 4 0
                                    

    Başımda birinin dikildiğini hissetmemle uyanmam bir oldu.Ablam üzerime doğru eğilmişti.

    "Polen!!! Ne yapıyorsun burda?

     "Ohh" diye bir iç çekti."Nihayet uyandın.Saatlerdir  uyuyorsun.Gelip gidip kontrol ediyorum seni"

      "Öyle mi?O kadar uyudum mu yaa?" Gözlerimi ovaladım."Saat kaç?"  Uzanıp komidinin üzerindeki telefonumu almak istedim,saate bakmak için.Elime boşluktan başka bir şey gelmediğindeyse hatırladım.

      "Off ,off..."

       Polen yatağın kenarına oturup, ellerime baktı telaşla.Görünmeyecek gibi değillerdi demek ki.O bakınca ben de baktım.Revirde sürülen kremlerin etkisi olmuştu sanki.Şimdi daha iyi görünüyorlardı.

     "Niye ofladın öyle Mehir?Canın mı acıdı yoksa?" gözü hâlâ ellerimdeydi.

      "Yok "dedim başımı iki yana sallayıp."Hiçbir yerim acımadı.Ama sana söylemem gereken bir şey var Polen."

      Şimdi başımdan geçenleri,onu telaşlandırmadan anlatmalıydım da yeni utandığım için kafamı toplayamıyordum.Direkt sonuçtan başlayıp, balıklama daldım ben de.

     "Polen, bugün  telefonum çalındı benim"

      Gözlerini yukarı doğru devirip güldü.

     "Bugün mü?.. Saat gecenin biri şu an canım,ertesi güne giriş yaptık."

     Eve gelir gelmez vurup kafayı yatmıştım,o kadar olmuş muydu gerçekten...?

      "Başına gelenleri de biliyorum" diye devam etti.

     "Somer ve Asu burdaydı tüm gün.Derin uyuduğun için uyandırmadık seni.Arada kontrol ettik.Niye hastaneye gitmedin ki?"

     Ellerime dokundu tekrar."Canın yanmıyor değil mi?"

      Başımı olumsuz anlamında salladım.

      "Gel bakayım buraya" açtığı kollarının arasına bıraktım kendimi.Aramızda yaş farkı çok değildi ama anne kokusu alırdım Polen'in teninden.

      Biraz böyle kalıp tam yumuşacık olmuştum ki,kollarını bir hışımla açıp göğsünden ayırdı beni.

     "Madem hiç bir yerin acımıyor,cevap ver bakalım o halde bu aptallıkları nasıl yaptığını?"

     Ruh hali nasıl bir anda değişiyordu bu kızın ya...

      İç sesimin sorusuna yine iç sesimle güldüm.

     Bu da sorumuydu şimdi?Bizim ailenin tipik özelliklerinden biriydi bu.

     Anında parlayıp anında durulma.Ya da tam tersi işte.Yaşadığımız yer gibi...Karadeniz gibi...

     Suçlu suçlu baktım yüzüne.Araba olayını kastediyordu muhtemelen.

     "Herşeyi anlattılar mı sana?" dudaklarımı büzdüm."Kesin Asu ötmüştür."

      Dizime hafifçe patlatıp,taklidimi yaptı:"Kesin Asu ötmüştür!" sonra volümü yükseltti.

     "Hangi birine kızayım ha sen söyle bana.Arabadan kendini atmana mı,hırsızları kovalamana mı?"yaralı yerlerime baktı."Yoksa elinin kolunun şu haline mi? Hangisine söyle şimdi."

     Tek kaşım kalktı.Yabancının adı geçmemişti henüz.Bahsetmemişlerdi demek ki Asular.Önemli birşey değildi aslında ama,Somer'in sinir krizi geçirmesine neden olan, yerdeki halimizi ,Polen'de duymuş olsaydı,konusunu geçirmeden durmazdı.

BAL MAVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin