"Açıl! Açıl açıl açıl çabuk!"
Bir karmaşa eşliğinde iki yana açıldı acilin kapıları. Deske yaslanmış, bir dosyayı imzalamakla meşgul olan Hakan; yeni bir vaka geldiğini düşünerek hızla başını kaldırdı ama karşısında gördükleriyle öylece kalakaldı.
"Kenan?"
Sedye yanından geçip boş olan yataklardan birinin yanına yanaştırılırken, Kenan'ın bakışları Hakan'a döndü. Üstü başı, her yanı kanla kaplıydı; tamamıyla bitmiş tükenmiş duruyordu. Hakan ne olduğuna anlam veremezken, biraz ötesindeki yatağa alınan hastanın yanına gitmiş olan Zehra'nın korkuyla inlediğini duyarak o tarafa döndü ve gözleri iri iri açıldı.
Eski asistanı, kanlar içindeydi.
"Çekil, çekil!" Paramediklerin arasından sıyrılarak Veysel'in yanına geldi. Gözleri kapalı, yüzü morluklar ve yaralarla doluydu; boynu ve karnı fena halde kanıyordu. Monitöre döndü Hakan'ın korku dolu gözleri; değerler hiç iyi değildi.
"Vuruldu." Yatağın diğer yanına geçmiş olan Kenan, artık korkudan bitkin düşmüş olan sesiyle konuştu. "Çok kan kaybetti."
Hakan'la göz göze geldiler. Aklında dönüp duran bütün soruları sonraya saklayarak bir kenara itti Hakan, ve hızla başını salladı.
"Ameliyat. Acil." dedi kısık sesle.
Zehra ve Ömer korkuyla birbirlerine baktılar; Veysel'i bu halde görmek ikisini de şoka uğratmıştı. Hakan onlara dönerek sertçe seslendi:
"Gençler, kendinize gelin; hemen! Ameliyathaneye iniyoruz!"
"T-Tamam hocam." dedi Zehra, kendini zorlukla toparlayarak. Kimse başka bir şey söylemedi ve birkaç hemşireyle beraber Veysel'i ameliyathane katına indirdiler hep beraber.
Asistanlar, Veysel'le beraber ameliyathaneye girerken; Hakan girmek isteyen Kenan'ın önüne geçerek başını iki yana salladı.
"Aklından bile geçirme." dedi sert bir sesle.
"Çekil." diye fısıldadı Kenan, geçmek için bir adım atarak. Ama Hakan bir kez daha önünde durarak ona engel oldu.
"Kenan, giremezsin ve sen de biliyorsun, işi zorlaştırma."
"Çekil dedim." diyen Kenan, yine karşısında Hakan'ı buldu ve öfke dolu bir nefes verdi.
"Hakan-"
"Doktor değil misin oğlum sen? Ha? Veysel babasının ameliyatına girmesin diye uğraşan sen değil miydin? Bilmiyor musun kuralları Kenan?" dedi Hakan sertçe.
Kardeşinin ismini duyduğu anda Kenan'ın gözleri doldu, ama başını iki yana sallayarak tekrar girmeye çalıştı.
"Çekil Hakan."
"Sen beni dinlemi-"
"HAKAN ÇEKİL DEDİM!"
Kenan haykırarak onu ittirmeye çalıştı; ama bir gram etkilenmeyen Hakan onu yakalarından tuttuğu gibi çekerek duvara fırlattı. Sırtı duvara çarpan Kenan daha tepki veremeden, Hakan önüne geçti.
"Beni zorlama Kenan." dedi tehlikeli bir sesle. "Duydun mu? Beni - zorlama."
"Gireceğim." diye fısıldadı Kenan, az öncekine kıyasla çok az çıkmıştı sesi. Hakan sabırla bir nefes verdi.
"Girmeyeceksin."
"Hakan yapma." Kenan'ın çaresiz sesi üzerine Hakan onun omuzlarını kavradı ve usulca konuştu:
"Kenan, dön bir bak kendine. Üstün başın kanla kaplı, her yerin titriyor... Bu haldeyken Veysel'e yardımcı olamazsın. En ufak bir hatada her şey mahvolur Kenan... Bana bırak, lütfen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybedilmiş Bir Oyun - VeyKen (Gönül Dağı) (•FİNAL OLDU•)
ФанфикGenel cerrahi bölümünün hocası Veysel Kaya ve yeni cerrahi bölümü başkanı Kenan Acar... Düşmanlıktan arkadaşlığa; Dostluktan kardeşliğe dönen bir hikaye 💫 Kaportacı Veysel'i Doktor Veysel olarak okumaya hazır mısınız?