seni seviyorum

88 16 111
                                    

Saat 06.09, iblisler kayboldu.
Kendimi bitmiş gibi hissediyorum.
Bana dedikleri şeyleri duymamazlıktan geldim ama genede işe yaramadı.
Ellerim titriyor, bacaklarım titriyor, göz bebeklerim yerinden çıkacak kadar korkuyordu.

"Hanako-chan?"
Lawliet'in sesini duysam da ayağa kalkacak gücüm yoktu, hiçbir yere bakamıyordum gözlerim kapalı sadece nefes alıp veriyordum.

"Hanako-chan, iyi misin?"
"Hareket edemiyorum bile Lawliet-kun..."

Sesim varla yok arasındaydı, titriyordu, yavaş yavaş konuşuyordum.

Lawliet yavaşça yanıma gelip eğildi, sıkıca elimi tutup "sana yardım edeyim Hanako-chan" dedi.

"Teşekkürler Lawliet-kun..." Sözlerin devamını getiremiyordum.

Lawliet yavaşça beni olduğum yerden kaldırıp kolumu onun omzuna koydu yavaş adımlarla yürümeye başlamıştım.

Her bir adımı attığımda az önce deftere yazdığım kelimeler aklıma geliyordu.

Öleceksin
Geber
İşe yaramıyorsun
Bu hayatta ki amacın ne ki senin?
Kimseye bir faydan yok
Ölsen kimsenin umrunda olmazsın
Neyden korkuyorsun?
İnsanlardan mı yoksa ölümden mi?
Korkmana gerek yok sanırım
İnsanlar iğrenç varlıklar
Ve sende iğrençsin
Pislik varlık
Benim iblisime muhtaç kalacaksın

Ve daha da vardı bu sözlerden...

Lawliet beni odama götürüp yavaşça yatağıma oturttu.

"5 saatlik uyku sana yeter mi bilemem ama 5 saat sonra tam vaktinde seni kaldırmaya geleceğim Hanako-chan."

"Lawliet... Şimdilik 3 saat uyusam sonra gene uykum gelirse 2 saat uyusam öyle tamamlasam olmaz mı?"

Daha çok uyku bana iyi gelecekti

"Olur öyle ama daha çok zorlanırsın hanako-chan."
"Peki bugün öyle yapalım."
"Deftere yazdığın için teşekkür ederim onlarla konuşmanı engellemek için yaptım ama biliyorum iyi değilsin rahatlamaya çalış bir daha olmayacak sana söz veriyorum hanako-chan."

Korkudan buz tutmuş dudaklarımı yavaşça burnuma kadar uzattım.
Ufak bir tebessüm ettim ve "teşekkürler lawliet-kun." Dedim

O eşsiz, dünyada kimsenin sahip olamayacağı kadar güzel gülüşünü bana gösterip kalbimin atışını hızlandıran bir şey yaptı.

Yavaşça yüzünü bana yaklaştırıp gözlerini gözlerime sabitledi.

"Hanako-chan sana verdiğim sözü hatırlıyor musun?"
"Evet Lawliet-kun?"
"Ben o sözü tutacağım herkes gibi sende ölmeyeceksin ben bu dünyaya adaleti kazandırmak için geldim ve sana en iyi adaleti göstereceğim sana söz verdim seni bu bataklıktan kurtacağım hanako-chan."

Göz yaşlarım soğuk yüzümden yavaşça onun sıcak ellerine damlıyordu.

Babam ölmeden yıllar önce bana aynen şunu demişti "ben seni bu bataklıktan kurtaramadım lütfen beni affet kızım, ama umarım biri seni bu bataklıktan kurtaracak." Sağol baba... Şu an senin dediğin şeyler kabul oldu, teşekkür ederim.

Elimin tersiyle göz yaşlarımı silip güler yüzle karşımda ki pandayı anımsatan yüze baktım bana gülümsemiş cevap bekliyor gibiydi.

"Teşekkürler Lawliet-kun sana inanıyorum bir gün kurtulacağım."

Sıcak ellerini omzuma koyup kalp atışlarımın daha da hızlanmasına sebep oldu.

"Gözlerime bak hanako-chan, sence ben sözümü tutmayan biri miyim?"

Hayır anlamında kafamı salladım

"Ben söz verdiysem sözümü tutarım bu yüzden ağlamanı istemiyorum, adalet her zaman kazanacak sana söz veriyorum."

Gülümsemem daha da artıp benden beklenmeyecek bir şey yapmıştım, daha fazla dayanamıyordum. Birine sarılıp hüngür hüngür ağlamak istiyordum ve öyle de yaptım.

Lawliet'e hızla sarılıp kafamı onun omzuna koydum göz yaşlarım onun beyaz tişörtünü kirletse de bu ondan rahatsız değilmiş gibiydi.

Kollarını yavaşça bedenime sarıp bana sıkıca sarıldı.

"Babam... Benim için hep dua ederdi Lawliet-kun, ben seni kurtaramadım ama umarım biri seni kurtarır derdi... Teşekkürler Lawliet-kun... Çok teşekkür ederim... O kadar çok şey yaşadım ki, sokak ortasında tacize uğradım, şiddet gördüm, okul arkadaşlarım tarafından zorbalandım, ekmek alacak kadar param bile yoktu ama ben hep inandım kurtulacağım dedim... Çok teşekkür ederim..."

Göz yaşlarım dinmek bilmiyordu daha fazla akıyorlardı ama şu an öyle bir rahatlıyordum ki, bedeni sıcacıktı beni yavaşça uykuya daldırıyordu.

Yavaşça kulağıma eğilip fısıldadı "ben sözümü her zaman tutarım hanako-chan, artık ağlama."

Göz yaşlarım bitmiş artık sadece iç çekmem vardı, kollarım onu bırakmak istemiyordu. Gözlerimi yavaşça kapadım ve omzuna daha da yaslandım.

Onun kollarında uyumak istiyordum birkaç dakikalığına olsa bile.

"Lawliet-kun..."
"Efendim hanako-chan?"
"Seni seviyorum."

Ben az önce ne dedim?

İnstagram: i.lovemello

Bir Japon Masalı: Dedektif (L x reader)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin