jay telefonunu bırakmış sunoo'nun dediklerini düşünüyordu.
jongsuk jay'in yanına gelmiş "jay odan hazır oldu. gel istersen" diyip yanından çıkmıştı.
daha jongsuk'a sunoo'nun dediğinin ne anlama geldiğini, böyle bir şey varsa ona niye söylemediğini soramamıştı bile.
o sırada jongsuk jay'in odası için önceden yaptırdığı sunoo'nun da olduğu bir fotoğrafı çerçeveletmişti.
bu fotoğrafı buraya koymak için bi 4 yıl kadar gecikmişlerdi. jongsuk hala o günleri özlüyordu ama ikisi de birbirini sevdiği için fazlasıyla da rahattı.
bu hallerine geri döneceklerdi ama bu fotoğraftaki gibi üç kişi değil minik junholarıyla beraber dört kişi olarak...
"ya jay her yerde seni arıyorum. abimin sana yazdığı ilaçlar elime geldi. eve arabaya senin çantana benim çantama ve bu odaya koyacak kadar aldım"
"jungwon ne demek bu"
"james... sen miydin?"
"NE. DEMEK. BU. DEDİM."
jongsuk bağırdığında arkasından jay ve sunoo da girmişti.
"ne oluyor burada"
"jay, jungwon'un ilaç dediği şeyler ne oluyor?"
"jongsuk lütfen sakin olur musun?"
"benim sakin olmamı beklemeden lütfen anlat"
"gelin oturun ben size bir şeyler getireyim"
"jungwon sen de kalıyorsun" jongsuk sinirle ona baktığında jungwon da sanki suçluymuş da yakalanmış gibi ellerini havaya kaldırarak masanın karşısındaki koltuklardan birine oturmuştu.
jay daha sunoo'ya bakamıyorken jongsuk'un bu tepkisine ne diyeceğini şaşırmıştı.
"artık anlatacak mısın-ız?" jongsuk, jay ve jungwon'a bakarken jungwon da jay'e bakarak topu ona atmıştı.
"7 yıl önce çoklu kişilik bozukluğu tanısı konuldu. gittikçe artınca da burayı terk ettim."
"ne-nasıl?" jongsuk dolu gözlerini büyülterek baktığında sesi titriyordu.
sunoo ise şaşırarak "sen beş yıl önce gittin iki yıl çektin mi bunu bizimleyken" demişti.
jongsuk "sen biliyor muydun?" diyip sunoo'ya baktığında "onu gördüğüm son gece anlatmıştı ama gitme nedeninin bu olduğunu bilmiyorum" demişti içten bir şekilde.
jay ise "o sabah seni yanımda gördüğümde hiçbir şey hatırlamıyordum. seni daha fazla kırmamak için gitmem gerekiyordu. hatırladığımda da bu kararı verdiğime pişman olmuştum. tek iyi yanı sana geri dönmek için daha çok çabalamam oldu ama böyle bir şeyin olacağını bilmiyordum" dediğinde sunoo ve jongsuk junho'dan bahsettiklerini anlamışlardı.
jongsuk sunoo'nun jay'e junho'yu söylediğini düşünmüştü ama jay sunoo söylemeden anlamıştı.
jungwon "nasıl bir şey?" dediğinde sunoo "ben en son jay'in beni sevdiği kişiliği bana bunları anlattığı gece onu son görüşüm oldu. bir buçuk ay sonra hamile olduğumu öğrendim" demişti.
jungwon şokla jay'e baktığında jay de kafasını eğerek saçlarını karıştırmıştı.
"kaç yaşında" jungwon merakla baktığında "4 yaşını biraz geçti sadece" demişti.
jay dudaklarını ısırıp dolan gözlerini sildiğinde sunoo'ya bakarak "özür dilerim bilsem gitmezdim" demişti.
sunoo kafasını reddeder biçimde sallayıp "senin bu sorunu yaşadığını ve bundan dolayı gittiğini biliyordum. kimse öğrenmeden gittiğin için kimseye söylemedim ve sadece o kişiliğin seviyordu belki diye umutlanmak ya da oğlumu umutlandırmak istemiyordum" dediğinde jay onu kendine çekmiş ve sarılmıştı. sunoo da karşılık vermişti.
"seni her kişiliğimle seviyorum. kafanın karışmaması için yapmıştım..." jay onun boynunu öperek ayrılmış ve dolu gözleriyle "bir oğlumuz mu var?" demişti.
sunoo kafasını sallamış "adı da junho" demişti.
"görmek istiyorum. görebilirim değil mi?" jay bunu sorduğunda sunoo kafasını sallarken hıçkırarak ağlamaya başlayacaktı.
junho için çektiği tüm sıkıntıların hepsi birden yok olmuş gibiydi.
jongsuk burnunu çekip akan yaşlarını silerken "peki hala geçmedi mi? ilaçlar dedi jungwon" derken jay de "stresten bipolar bozukluk başlangıcım var gibi duruyor. ilerlemeden kesmeye çalışıyorum" demişti.
"abimin verdiği ilaçlar dememin nedeni de abim psikiyatri doktoru. onunla görüştürdüm jay'in dediğine güvenmeseniz bile çok ağır bir şey olmadığını söyledi. sadece stresten uzak durması gerekiyor. verdiği ilaçlar ataklarını kesecekmiş bir süre sonra emin olduğumuzda dozunu azaltıp bırakabilirmiş. yoksa çoklu kişilik bozuluğu belirtisi göstermiyor. o yüzden döndük"
jungwon ilaçları koyduğu kutuyu alıp masaya koymuştu. "her an atak geçirebileceğinden ilaçlar elinizde olsun." demişti.
jay "hepinizde ilaç olmasına bir şey demiyorum ama babama sakın söylemeyin. bilmesin diye gittim ve şu an pişmanım" diyerek sunoo'ya bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴛᴡɪɴꜱ³ - ꜱᴜɴᴊᴀʏ ✓
Fanfiction"herkes 8 yıldır hoşlanıp sevgiliyken terk edilip oğlunun babasının geldiğini duyunca sakin mi kalıyor yoksa ben mi anormalim cidden tekrar düşün" !!1 ve 2. twins kitabım ile alakası yoktur -ikisine de beklerim¡¡