ᴛᴡɪɴꜱ³ - ꜱᴜɴᴊᴀʏ ✓

11

"junho ile konuştum. senin işinden döndüğünü artık bizimle olacağını söyledim. amcamın aynısı diyip duruyor."

sunoo gülümseyerek hepsini eve aldığında jongsuk jay'in omzunu sıkarak içeriye geçmesini söylemişti.

"kreşten yeni gelince hemen uyuyor o yüzden ses çıkarmamak için oyuncaklarını toplamadım"

"sunoo bu önemli mi cidden miniği görmek istiyorum artık" jungwon heyecanla baktığında heeseung fısıldayarak "sevgilim şu an jay de gergin sakin ol" demişti.

sunoo göz ucuyla jay'e baktığında jongsuk "isterseniz biz içeriye geçelim" dediğinde kapının önünde sadece jay ve sunoo kalmıştı.

sunoo jay'in çok gergin olduğunu biliyordu ve onun kadar o da gergin olduğu için ikisine neyin iyi geleceğini de biliyordu.

"jay... teşekkür ederim. beni bırakmayıp junho'yu kabul ettiğin için"

"benim en değerlilerim sizsiniz sizi kabul etmeyeceğim de kimi edeceğim. biliyorsun sana ya da james'e asla kızamam"

"seni seviyorum" diyip sarıldığında jay de elindeki eşyaları bırakıp belinden tutmuş ve kendine çekmişti.

"ben de seni çok seviyorum"

sunoo junho'nun onu çağırmasıyla elde olmadan ayrılmışlardı.

"ona birkaç oyuncak ve yiyecek getirdim ama hangisini sever bilemedim"

sunoo jay'in gösterdiği şeylere baktığında şokla ona döndü.

"tüm marketi mi aldın jay... neyse en azından benim sevdiklerimi almışsın. benim sevdiğim şeyleri seviyor tamamen"

"o zaman oğluma da aşık bir şekilde yaşayacağım"

sunoo gülümseyerek jay'in dudağına öpücük konduracakken junho'nun bağırmasıyla "oğlum geliyorum" diyerek ellerini jay'in omzundan çekmiş ve jay'in getirdiği poşetlerden birkaçını almıştı.

"junho neyin var? ne oldu bebeğim?"

"oyuncağım kırıldı takamıyorum"

"babanın takmasını ister misin?"

"babam mı geldi?"

junho heyecanla baktığında jay de gözleri dolarak odasına girmişti.

"anne jongsuk amcama benziyo sadece kafası sarı"

sunoo bunu duyduğunda gülmemek için kendini tutarken jay de gülümseyip "ben jay tanıştığımıza mutlu oldum miniğim" demişti.

"ben de junho" jay junho'nun elindeki kepçeyi alıp çıkan kepçesini geri taktığında junho mutlu bir şekilde eline kepçesini aldığında sunoo ayağa kalkıp elini jay'e uzatmıştı.

ikisi de odadan çıktığında sunoo jay'i kendi odasına götürüp yatağa oturmasını sağlamıştı.

"junho hakkında daha kapsamlı konuşmamız ve düşünmemiz lazım biliyorsun değil mi?"

jay kafasını sallayıp sunoo'nun saçlarını okşamıştı. sunoo ise "pedagog bir arkadaşım var. şu an kabullenemeyebilir özellikle jongsuk'a benzediği için şaşırabilir dedi. yani bir süre beklemeliyiz" dediğinde jay tekrar kafa sallamıştı.

"hemen kabul etmesini ben de beklemiyorum"

"junho zeki bir çocuk. bir keresinde jongsuk yüzünden bizim fotoğraflarımızı bulmuştu ve hemen bu benim babam mı diye sorup durmuştu"

jay gülümseyip onu dinlediğini belirtir bir şekilde mırıldandığında sunoo heyecanla devam etmişti.

"senin işinin önemli olduğunu ama sonra gelecek olduğunu söylediğimde senin süper kahraman olduğunu düşünüp sevinmişti. jay sadece dört yaşına yeni girecekti ama kendi kendine bıcır bıcır konuşuyordu"

jay "özür dilerim sana bunları çektirdiğim için" dediğinde sunoo kafasını sallamış "ben istedim böyle olmasını. ben seçtim tek suçlu sen değilsin" demişti.

jay sunoo'nun dudağında gözlerini gezdirip "seni çok seviyorum. sevmeyi asla da bırakmayacağım biliyorsun değil mi?" dediğinde sunoo elini jay'in ensesine doğru çıkarıp öpmüştü.

yavaş bir şekilde birbirlerinin dudaklarını emerken jay sunoo'nun dudağını ısırmış ve inlemesiyle kucağına çekmişti.

"sunoo neredesin? junho nerede?"

jongsuk'un bağırarak geldiği belli olurken sunoo hızla jay'den ayrılmış ve nefeslenirken "bir dakika konuşuyoruz geliriz. junho da odasında" demişti.

yan odadan "junho~ bir tanem~" diyen jongsuk'un sesi geldiğinde rahatlayan sunoo gülümseyerek tekrardan minik bir öpücük kondurmuş ardından da jay'in kucağından inmişti.

"her şeyden kurtulduğum için değil senin yanında olduğum için mutluyum"

•••

of bi bolum icinde tum kaosu yazinca sonraki bolum baristi bunlar
finali de yazdim (19. bolum) ama asla kaos eklememisim niye boyle oldu