telsizden gelen ağlama sesiyle ikimiz de sarılmayı bırakıp junho'nun yanına gitmiştik.
her uyandığında zaten böyleydi ve ben fazladan her odaya telsiz almak zorunda kalmıştım.
"yine aynı durumdan mı?"
"hayır hep böyle uyanıyor beni yanında görene kadar da ağlıyor. baksana videoları izlerken sabah olmuş"
"bu normal mi peki?"
"daha birkaç aya kadar benimle yatıyordu. odasına bıraksam da tekrar odama geliyordu. o yüzden böyle. başka bir şey değil yani alışma sürecinde"
odaya girdiğim gibi yatakta oturmuş miniğime baktığımda hemen susmuştu.
jay ile ikimiz de korumalığın yanına geldiğimizde ben junho'yu kucağıma almıştım. jay de ağlamaktan kızarmış olan oğlumun saçlarını okşarken junho'nun yanağına öpücük kondurmuştum.
junho kafasını kaldırıp baygın bakışlarla etrafa gözlerini gezdirmişti.
sonunda kendine geldiğinde jay'in kucağına gelmek için kollarını uzattığında jay ise gülümseyerek onu kolları arasına almıştı.
"hadi sana kahvaltı hazırlayalım bebeğim"
junho kafasını salladığında onun yiyebileceği şeyleri önceden hazırladığım için ısıtmaya başlamıştım.
"junho hadi babayla senin videolarını izleyin" jay şaşkınca sunoo'ya bakmıştı.
"hala devam ediyor mu?"
"doğumdan sonra aklıma her geldiğinde videolara kaydettim"
jay hemen kucağından junho'yu indirmeden bilgisayarı alıp geldiğinde "sanki junho'yu sandalyesine bırakıp alsaydın olmaz mıydı?" dediğimde ile jay "oğlumdan ayrılmak istemiyorum belki?" diye cevabını verdiğinde açık olan videoları ilerletmişti.
"bugün junho 9 aylık oldu. arada koltuklara yaslanıp ayağa kalkıyordu ama şu an bak ne yapıyor" diyip kamerayı sabitleyen sunoo ile ona bakmıştım.
gözlerini bilgisayara bakmamı söylercesine işaret ettiğinde sunoo junho'yu yere bırakmıştı. biraz ileriye gidip ellerini junho'ya uzatmıştı.
"junho hadi bana doğru gel bebeğim"
sunoo tatlı bir şekilde konuşurken junho minik bir şekilde adım atmıştı. sunoo'ya doğru geldikçe sunoo biraz daha geriye gidiyordu.
junho kahkaha atarak ilerlerken junho'nun kucağımda alkışladığını görmüştüm.
"çok seviyor bu videoları izlemeyi. kendini çok seven bir çocuğumuz var jay"
"annesine çekti herhalde" dediğimde sunoo göz devirmişti.
"öyle olduğu için mükemmel zaten benim oğlum" gülerek videoya döndüğümde sunoo junho'nun önüne hazır olan şeyleri koyduğunda saçlarına öpücükler kondurmuştum.
"bebeğim şu an 2 yaşına girdi. jay gerçekten çok hareketli anlatamam. diş çıkarma konusunda o kadar inatçı ki apartmandaki herkesi ağlayarak uyandırmaya yemin etmiş"
bunu dinlerken gülmeye başlamıştım. sunoo'nun bu hali o kadar komikti ki...
"annem ve babam en sonunda doğum gününe gelmeyi kabul etti. şimdi onu hazırlıyoruz. umarım sensiz son kutladığımız doğum günü demek isterdim ama jongsuk sana ulaşamıyormuş"
sunoo iç çekip "jongsuk o kadar heyecanlı ki junho'yu ikide bir kucağına alıp havaya atıyor. junho tekrar tekrar istemese asla izin vermem ama kıyamıyorum bakar mısın?" demişti.
videoda junho jongsuk'un onu havaya attığını gördüğünde junho tekrar istediğinde bunu "hayır" diyerek reddeden sunoo'ya dönüp "sakin ol sevgilim" demiş junho'yu yukarıya doğru uçuyormuş gibi yapmıştım.
"en azından havaya atmıyorsun"
"o kadar küçük olsa atardım"
junho'yu havaya doğru atarcasına kaldırıyor indirdiğimde yanakları ve boynunda öpüyordum. junho kahkaha atarken sunoo ise gülümseyerek konuşmuştu.
"ikiniz değil resmen jongsuk da dahil üçünüz başıma sadece belasınız"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴛᴡɪɴꜱ³ - ꜱᴜɴᴊᴀʏ ✓
Fanfiction"herkes 8 yıldır hoşlanıp sevgiliyken terk edilip oğlunun babasının geldiğini duyunca sakin mi kalıyor yoksa ben mi anormalim cidden tekrar düşün" !!1 ve 2. twins kitabım ile alakası yoktur -ikisine de beklerim¡¡