13

156 17 9
                                    

hem okunma hem de oy neden azaldi
dun gece bi ficimi okudum o kadar yuksek ki oy yorum vs bu normal geliyordu normal degilmis
14. bolumde 2k filan olmus su an bu fic 13. bolumde 500 okunma aglicam simdi
tamam deli gibi okunma ya da oy pesinde degilim ama insan elde olmadan motive kaynagi ariyor

•••

junho mışıl mışıl uyurken aynı şekilde uyuyan koca bebeğime baktığımda gülümseyerek jay'in yanağını okşamıştım.

bu anın yaşandığına inanamıyor, rüya olması korkusuyla gözlerimi yummak istemiyordum.

kapı sessizce açıldığında jongsuk "biz çıkıyoruz" diye fısıldadığında ben de "tamam" diye fısıldamıştım.

kapının kapandığını belli eden ses ile ikisine dönmüş tekrardan gülümseyerek jay'in saçlarıyla oynamaya başlamıştım.

junho birden hıçkırarak kalktığında korkarak ona bakmıştım. birden ağlamaya başlamış ardından da kucağıma aldığımda bana sarılmıştı.

"bebeğim ne oldu?"

"anne babam gitti mi?" junho'nun ağlayarak söylediği cümle ile bir an nefes alamamış gibi hissetmiştim. tedirgince jay'e baktığımda o da çoktan uyanmıştı.

junho'nun ağlarken terlemiş saçlarını okşayıp "bebeğim ben buradayım" demişti. junho onu görüp sarıldığında ben de ağlamaya başlamıştım.

junho ağlamaya devam ederken ben gece lambasını yaktığımda jay'in de gözleri doluydu.

"özür dilerim bebeğim. ben hep buradayım. hep yanındayım" jay junho'nun kulağına doğru mırıldanırken ben de ağzımı kapamıştım.

hıçkırarak ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. böyle olacağını beklemiyordum çünkü junho jay'i gördüğü gibi her şeyi anlamıştı.

jay bir eliyle junho'nun sırtını okşarken bir eliyle de beni kendine çekmişti.

ben de junho'yu tuttuğu elinin üstüne elimi koyduğumda jay "junho uyudu değil mi?" dediğinde ben de kafamı omzundan kaldırıp jay'in boynuna sokulan bebeğime bakmıştım.

"uyumuş"

"nefesleri düzeldi"

"bebek telsizini bırakalım buraya. sonra da gel istersen bir kahve içelim"

bunun 'konuşalım' anlamına geldiğini ikimizde biliyorduk.

omzundan kalkıp junho'yu yatırmasına yardım ettiğimde benim yatağıma özel yaptırdığım düşmemesi için olan korumalıkları takmıştım.

alnına bir öpücük kondurup bana baktığında hala pantolonlarıyla kaldığını fark etmiştim.

"sen hala gömlekle mi yatıyordun"

"unutmuşum junho isteyince kıramadım"

"bekle jongsuk için olan kıyafetler var-niye benimle geliyorsun junho'yu tekrar mı uyandıralım"

"sunoo junho konusunda ne yapacağız?"

"bilmiyorum. pedagog olan arkadaşım ile konuşacağım-neyse hadi bunları giyersin çıkalım bir an önce"

odadan çıktığımızda jay banyoya gitmeden benim kolumu tutarak "ben buraya taşınacağım" dediğinde gözlerimi şokla açmıştım.

"ne?"

"bildiğin. yarın sabah kendi kaldığım eve gidersem junho daha da kötü olacak. jungwon'a söylerim tüm eşyalarımı taşıtır hatta bunu söylesem her şeyi jungwon bile taşır. ben artık daha fazla junho'nun büyümesini kaçırmak istemiyorum. sensiz de uyanmak istemiyorum. bu konuşmanın sonu evlilik teklifine giderdi aslında ama daha güzel olmalı"

"şu an benimle evlenir demesen bile evlenirim seninle. her şeyi düşündüğün için teşekkür ederim"

"seni çok seviyorum. beni o halime rağmen beklemen ve junho'yu büyütmen mükemmel..."

"ben de seni çok seviyorum hem sevmesem katlanamazdım. o gece her şeyi anlatmasaydın... bunu düşünmek istemiyorum ama junho olmayabilirdi"

"aslında jongguk* ile kişiliğim birleştiğinde o geceyi hatırlamıştım şirkette dediğim gibi iyi ki iyileştim ve sana geldim"

"iyi ki bana geldin"

•••

*jongguk sunoo'ya enayi olan kişiliği

ᴛᴡɪɴꜱ³ - ꜱᴜɴᴊᴀʏ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin