12. BÖLÜM

9 3 0
                                    

YAĞMUR'DAN

Daha yeni uyanmıştım. Elimi tekrardan kafama koydum. Elimi geri çektiğimde ben uyurken kafama pansuman yaptıklarını anladım. Yaklaşık beş dakika sonra Dave yanıma geldi. Bana getirdiği tepsinin hala yiyecek dolu olduğunu görünce hem şaşırdı hem de sinirlendi. Tepsiyi önümden alıp depodan çıktı. O çıktıktan sonra biraz daha uyumayı düşündüm. Uzanmak üzereyken dışarıdan gelen silah sesiyle olduğum yerde kaldım. Hiç düşünmeden köşede duran dolabın içine girdim. Az sonra tanıdık birinin sesiyle korkum sona erdi. Bu ses Ateş'e aitti. Hızlıca dolaptan çıktım. Yanına gittiğimde gözlerinde korku ve şefkat vardı. Beni kendine doğru çekti ve sıkıca sarıldı. Bir süre sarıldıktan sonra ona Rüzgar'ı sordum. Bana Rüzgar'ı hastaneye götürdüğünü ve durumunun gayet iyi olduğunu söyledi. Dışarıya çıkınca Dave'in yerde yattığını gördüm. Bacağı kanıyordu. Dave'in yanına gittim. O, yardım edeceğimi sandı. Ama benim kardeşimi yaralamıştı. İlk olarak boşluğuna teptim. Sonra yarasının olduğu yere bastım. Ben bacağına basarken o inliyor, Ateş ise gururla beni izliyordu. Bana polisi aradığını söyledi. Beni arabaya bindirip bagaja ilerledi. Bagajdan bir şeyler alıp arabaya bindi. Elinde bir şişe su ve battaniye vardı. Battaniyeyi üzerime örttü. Bende elindeki su şişesini alıp içmeye başladım. Suyu içtikten sonra kafamı cama yasladım ve dışarıyı izledim. Yağmur yağmaya başlamıştı. Orman yolunda ilerliyorduk. Biraz ilerde bir köy vardı. Ateş bana acıkıp acıkmadığımı sordu. Ona acıktığımı söyleyince köye girip bir lokantada durdu. Lokantaya girince bulduğumuz ilk yere oturduk. Yemek olarak kuru fasulye, pilav, salatalık turşusu, ayran, yoğurt, çoban salatası söyledik. Yemeklerimizi bitirince Ateş tatlı olarak baklava yanına da çay söyledi. Tatlılarımızda bitince arabaya binip eve doğru yola çıktık. Bu sefer uzanmak için arka koltuğa geçtim. Çok geçmeden yağmur sesi ile uykuya daldım.

ATEŞ'TEN

Yemeklerimizi yiyip eve doğru yola çıktık. Yağmur arka koltuğa geçmişti. Yaklaşık iki saat sonra arabaya benzin almak için petrol ofislerinden birinde durdurdum. Eve iyice yaklaşmıştık. Bundan dolayı Yağmur'u uyandırmak için arkamı döndüm. Ama uyandırmaya kıyamadım. Çok huzurlu bir şekilde uyuyordu. Anladığım kadarıyla depoda pek uyuyamamıştı. Onu eve kadar uyandırmadım. Eve gelince onu uyandırmak zorunda kaldım. Birlikte eve çıktık. Onu Su'nun odasına götürdüm. Rahatsız olmaması için markete gittim.

YAĞMUR'DAN

Ateş beni kendi evine getirmişti. Su evde olmadığı için beni onun odasına götürdü. Sonra evden çıktı. Hızlıca banyoya girdim. Banyodan çıkınca Ateş'in bana ayarladığı sweati ve taytı giydim. Saçlarımı taradım. Üstüme bir uyku çöktü. Yatağa uzanıp uykunun beni ele geçirmesini bekledim.

ATEŞ'TEN

Markete girince hemen hazır çorbaların olduğu yere gittim. Yağmur'un en sevdiği çorba olan kremalı mantar çorbasını aldım. Sonra makarnaların olduğu bölüme gittim. Oradanda makarna aldım. Kasaya gidip parayı ödedim. Eve geldiğimde evden ses gelmiyordu. Kapıyı açıp sessizce içeri girdim. Yağmur'un yatakta uyuduğunu görünce üstünü örtüp mutfağa yöneldim. Çorbayı ve makarnayı yapınca Yağmur'u uyandırdım. Yağmur yemeğini yedikten sonra Rüzgar'ın yanına gitmek istedi. Ona dinlenmesi gerektiğini söylesem de beni dinlemedi. Üstüne montunu giydi , ayakkabısını ayağına geçirip dışarı çıktı. Arabaya binip hastanenin yolunu tuttuk.

Düşman ÇocuklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin