14. BÖLÜM

10 3 0
                                    

ATEŞ'TEN

Su ve Yağmur'un acıkmış olacağını düşünüp hastanenin kantinine indim. Çok fazla sıra olduğu için yandaki lokantaya gittim. Mercimek çorbası ve sebze yemeği aldım. Hızlı adımlarla odaya girdim. Odaya girdiğimde gördüğüm ilk şey Yağmur'un ağladığıydı. Onu öyle görünce içimde bir fırtına. Yanına gidip ona sıkıca sarıldım. Ağlamasının şiddeti azalmıştı. Su odadan çıkmıştı. Yağmur bir anda başını omzuma yasladı. Başına bir buse kondurdum. Onun bu halini gördükten sonra Beyin tümörü (Beyin dokusunun kendisi, beyin içerisindeki sinirlerden, beyindeki zarlardan, beyini çevreleyen kafa tası kemiğinden veya kafa tası çevresindeki kas dokusundan oluşan tümörler beynin birincil (primer) beyin tümörü veya vücudun başka bir organlarından (akciğer, meme, prostat v.b) beyine sirayet eden diğer organ kanserlerine metastaz veya ikincil (ekonder) beyin tümörü adı verilir.)yakalandığımı söyleyemezdim. Eğer ben bunu söylersem büyük bir çöküntü yaşardı. Ayağa kalkıp yemeklerin olduğu poşeti aldım. Ona çorbasını ve yemeğini uzatıp odadan çıktım. Odadan çıkınca yüzümde bir ıslaklık hissettim. Bu ıslaklık gözyaşlarım yüzündendi. Ağlayarak bahçeye doğru koştum.

SU'DAN

Abimi koridorda ağlarken gördüm. Nedenini bilmediğimi sanıyordu. Ama ben neden ağladığını biliyordum. Geçen gün doktordan gelince ceketinin cebinde bir kağıt bulmuştum. Kağıdı okumaya başlayınca keşke okumasaydım dedim içimden. Her şey için çok geçti abimin beyninde tümör vardı. O zaman anlamıştım. Abimin neden baş ağrısı olduğunu, neden midesinin bulandığını, neden sarsıntılı yürüdüğünü...

ATEŞ'TEN

Hastanenin bahçesine çıkmış önüme gelen ilk banka oturmuştum. Karar vermiştim. Hiçbir zaman Yağmur'un yakınında olmayacaktım. Yoksa birbirimize bağlanırdık. Babama söyleyip kardeşimi de geri Ankara'ya gönderecektim. Ben bunları düşünürken yanıma birinin geldiğini hissettim. Gelen kişi Yağmur'du. Yanıma oturdu. Bana dönüp kendini söyleyeceği şeye hazırladı. Başımı kaldırıp yıldızları izlemeye başladım. Yağmur'un söylediği şeyle kafamı hızla ona çevirdim. Bana "Evlenelim mi?" demişti. Bana küçük bir kız çocuğu gibi bakıyordu. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Yağmur yerinden kalktı. "Ben anladım. Evlenmek istemiyorsun." dedi. Yağmur gitmek üzereyken ona " Hayır, seninle evlenmek istiyorum. Seni çok seviyorum. Ama evlenmemiz çok zor bir durum." dedim. Bana neden dercesine baktı. Ona cevap veremedim. Gerçi vermek istesem de ne diyecektim? "Benim beynimde kötü huylu bir tümör var. O yüzden evlenemeyiz." mi diyecektim. Yağmur ısrar etmeye başlamıştı. Ona "Bana biraz zaman ver. Zaten içinde olduğum bu durumu eninde sonunda öğreneceksin." dedim. Yağmur endişeli olsa da tek çaresinin beklemek olduğunu anlamıştı. Banktan kalkıp hastanenin bahçesinde yürümeye başladık. O an düşünmeye başladım. Yağmur gelmeden önce onun yakınında olmayacağım diye düşünmüştüm. Şimdi ise Yağmur ile evlilik hayalleri kuruyorduk. Ben bunları düşünürken Yağmur bana bir şeyler anlatıyordu. Onu dinlemediğimi anlamış olacak ki önüme geçip ne düşündüğümü sordu. Tam onu dinlediğimi söyleyecektim ki Su hızla yanımıza geldi. Su benim zor bir anda olduğumu anlayıp Yağmur'u benden uzaklaştırdı. 

Düşman ÇocuklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin