8. BÖLÜM

12 4 0
                                    

YAĞMUR'DAN

Akşam çöp atmaya giderken birşey dikkatimi çekti. Uzun zamandır karşımdaki daire satılıktı. Kapıda bir ilan vardı. Şuan ise kapıda ilan yoktu ve içeriden ses geliyordu. Sanırım birileri taşınmıştı. Mutfağa gidip poğaça yaptım. Sadece poğaçayla kalmayıp köşede ki pastaneden yaş pasta aldım. Apartmana geri döndüm. Yukarı çıkıp kıyafetlerimi değiştirdim. Üstüme beyaz bir tişört altıma siyah bir tayt giydim. Üstüme ince uzun bir hırka alıp ayağıma köpekli terliklerimi giydim. Karşı daireye gidip kapıyı tıklattım. 3. tıklatışımda kapıyı açtılar. Kapıyı açan kişi Ateş'ti. Onu karşımda görünce dizlerimin bağı çözüldü. Sanki onun karşısında lal olmuştum. O an aklıma daha önce okuduğum kitaptaki bir söz geldi. "İnsan sevdiğine lal oluyormuş, onun karşısında ne yapacağını şaşırıyormuş." bu söz şuan da tam olarak beni anlatıyordu. Ateş sessizliği bozarak beni içeriye davet etti. İçeriden çok güzel kokular geliyordu. Sonra mutfaktan çıkan Su'yu gördüm. Su bana doğru koştu. Ve boynuma atladı. Uzun bir süre sarılmadan sonra elimdekileri mutfağa bıraktım. Ateş salona geçti. Su keki fırına atarken ben de çay demledim. (Normalde benim yaşadığım bölgede Türkiye'de içtiğimiz çaydan yoktu. Geçen Ateşle ev bakmaya giderken bir Türk marketi görmüştük. Orada Türkiye'de olan her şey vardı. O zaman almıştık.) Su ile birlikte salona girdiğimizde Ateş televizyonla uğraşıyordu. Anladığım kadarıyla film seçiyordu. Seçe seçe korku filmi seçmişti. Kekin kokusu gelince Su mutfağa gitti. Ateşle yalnız kalmıştık. Sonra o da salondan çıktı. Geri döndüğünde ellerinin arasında bir tane büyük battaniye bir tane de tek kişinin sığabileceği büyüklükte battaniye vardı. Su bana seslenince mutfağa yardıma gittim. Kekleri başka pastayı başka poğaçaları başka tabaklara koydum. O da çayları doldurdu. Salona gidip tepsileri sehpanın üstüne koyduk. Koltukları L koltuktu. Ateş sağıma Su'da soluma oturdu. Filmi izlemeye başladık.

ATEŞ'TEN

Yağmur bize gelmişti. Film izlemeye karar verdik. Korku filmi açtım. Yağmur soluma oturdu. Filmi izlemeye başladık. Su çoktan uyumuştu. Film başlayalı 20 dakika falan olmuştu. Ama Yağmur'un korktuğunu hissediyordum. Aniden ekranda jump scare belirdi. Yağmur korkudan yüzünü koluma gömdü. Ona korkmamasını söyledim. Bir süre sonra Yağmur'un kafasını omzumda hissetim. Uyuyakalmıştı. Başımı onun omzuma dayanmış kafasına koydum. Sonra uykuya yenik düştüm.

SU'DAN

Tuvaletim geldiği için uykudan uyandım. Hızla lavaboya gittim. İşimi halledince salona gittim. Salona girdiğimde onları gördüm. Koltuğa yaslanmış uyuyorlardı. Üşüyeceklerini düşünüp hemen koltuğun üzerinde ki battaniyeyi aldım. Üzerlerine örtüp kahvaltı hazırlamak için mutfağa girdim. Kahvaltı için sosis, patates kızartması ve soğan halkası kızarttım. Çayı demleyip masayı kurdum. Her şeyi hallettikten sonra saate baktım. Saat on bir buçuktu. Hazırladıklarımı yemek için bizimkileri uyandırmaya salona gittim

YAĞMUR'DAN

Çok kötü bir kabus görüyordum. Bu kabustan kurtulmak için gözlerimi açtım. Gözlerimi açtığım an onu karşımda gördüm. Ona baktığım da o çoktan uyanmış ve beni izlemeye başlamıştı. Bende onu izlemeye başladım. Gözlerinin içine baktım. Gözlerinde derinlerde bir yere saklamış olduğu yorgunluk vardı. Ben bunu hissediyordum. Eğer biraz daha derinlere inersem onun ne hissettiğini anlayabilirdim. İçimden bir ses onun hem çok kırgın hem de az da olsa öfkeli olduğunu söylüyordu. Kırgınlığını anlayabilirdim. Çünkü bende ona kırgındım. Ama neden öfkeli olduğunu bilemiyordum. Bakışmamız devam ederken Su içeri girip kahvaltının hazır olduğunu söyledi. Kahvaltı ettikten sonra kendi evime gittim. İki gün sonra. Bugün günlerden Salı. Su ile bir kafeye geldik. Dışarıda duran bir masaya yerleştik. Altıma siyah bir şort, üstüme mavi bir tişört, ayağıma siyah renk parmak arası bir terlik giydim. Su ise gri şort beyaz tişört spor ayakkabı giymişti. Buluştuğumuz kafenin San Sebastian Cheesecake'i ünlüymüş. Ateş'in bana evlenme teklifi ettiği günden beri yemedim. Nedeni ise tatlıyı her gördüğümde aklıma Ateş'in evlenme teklifi ettiği gün geliyordu. Artık o tatlıdan nefret ediyorum. Çünkü o günden sonra her şey kötüye gitmişti. Su San Sebastian Cheesecake sipariş ederken bende magnolya sipariş ettim. Tatlılarımızı yerken Su bana bir soru sordu. Su bana neden yurtdışına geldiğimi sordu. Ona Ateş'in beni aldattığını hatta babamın bana Ateş ile o kadının fotoğrafını bile gösterdiğini söyledim. Su fotoğrafın tarihini sordu." Ona 25 Haziran 2021 "dedim. Ben tarihi söyler söylemez telefonunu açtı. Galeride favoriler kısmına girdi. Bana bir fotoğraf gösterdi. Ateş ile kendisinin deniz kenarında olan bir fotoğrafıydı. Tarih ise 25 Haziran 2021'i gösteriyordu. Sonra fotoğrafı yana kaydırdı. Gece film izlerken çekilmiş bir fotoğraftı. O zaman anladım ki babam bana yalan söylüyormuş. Babamın Ateş'i bana kötülerken anlamam gerekirdi. Benim Ateş ile evlenmemi istemediğinden böyle bir yalana başvurmuştu. Su'dan izin isteyip masadan kalktım. Ateş'i aradım ve acil buluşmamız gerektiğini söyledim. Eve gidip kıyafetlerimi değiştirdim. Siyah renk drapeli elbise ve siyah bir topuklu ayakkabı giydim. Elime siyah bir çanta aldım. Saçlarımı su dalgası yapıp Ateş'e bir konum attım.

Düşman ÇocuklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin