ATEŞ'TEN
Yağmur beni arayıp acil buluşmamız gerektiğini söyledi. Sonra da konum attı. Hızlıca tıraş oldum. Siyah takım elbisemi giydim. Saçlarımı tarayıp ayakkabılarımı giyip arabaya koştum. Hızla attığı konuma geldim. Attığı konum lüks bir restoranı gösteriyordu. En üst kata çıkıp oturduğu masaya ilerledim. O çok güzel olmuştu. Oturduğu masaya ulaştığım da karşısında ki sandalyeyi çekip oturdum.
YAĞMUR'DAN
Ateş masaya gelip tam karşıma oturdu. Burnuma tıraş losyonu kokusu geldi. Daha yeni tıraş olmuştu. O gelince yemekleri sipariş ettik. Yemekler gelince konuşmaya başladım.
ATEŞ'TEN
Yağmur yemekler gelince konuşmaya başladı. Bana benim onu aldatmadığımı anladığını Su'ya tarihi söylediğinde galerisinden o tarihin olduğu bir fotoğraf gösterdiğini söyledi. Bende ona o fotoğrafın bende de olduğunu söyledim. Gözlerinde şaşkınlıkla karışık bir öfke belirdi. Ona" Sana bu fotoğrafı gösterseydim beni hemen affederdin ama benim seni affetmem uzun sürerdi. O yüzden sana o fotoğrafı göstermedim." dedim.
YAĞMUR'DAN
Ona beni affetmesinin neden uzun süreceğini sordum. Bana cevap olarak "Baban sana benim seni aldattığımı söylemiş. Sende buna inanıp benim öyle bir şey yapacağımı düşünmüşsün." dedi. O an kalbime bir ağrı girdi. Gerçekten de bir kez bile onu savunmamıştım. Bir kez bile o böyle birşey yapmaz dememiştim. Ona hep ayrılmamızın sebebi oymuş gibi davranmıştım. Bu koca yalana inanıp gerçekten ağır şeyler söylemiş ve onunla vedalaşmadan buraya gelmiştim. İşte şimdi kendimi suçlamalıydım. Onun karşısında ağlamak istemiyordum. Ama daha fazla kendimi tutamadım. Ağlamaya başlamıştım. Hıçkırıklar içinde ağlıyordum. Ateş yerinden kalkıp yanıma geldi. İçine giydiği beyaz gömleğe bakınca makyajımın aktığını anladım. Hızlıca lavaboya gittim.
ATEŞ'TEN
Yağmur ağlamaya başlamıştı. Ona ağır cümleler kurduğumu biliyordum. Ama onun bana söylediği cümleler kadar ağır değildi. Hem ben sadece babasının benim onu aldattığımı söylediğinde bu yalanı hiç sorgulamadan kabul ettiğini söyledim. Doğrular söylenince ağlanıp masum çıkılıyorsa benim de ağlamam gereken bir çok konu var. Ben onu seviyorken o bana benim onu aldattığımı düşünüp vedalaşmadan yurtdışına çıktı. Lavabodan gelince hesabı ödeyip kalktık. Tam arabaya gelmiştik ki birisi Yağmur'u aradı. Kim olduğunu merak ediyordum. Ama soramazdım. Çünkü biz sadece ortağız. Hem bizim babalarımız düşman.
YAĞMUR'DAN
Tam arabaya gelmiştik ki telefonum çaldı. Telefonu çantadan çıkarınca kim olduğunu gördüm. Arayan kişi Rüzgar'dı. Telefonu açınca bana bir sürprizi olduğunu söyledi. Sonra bir fotoğraf gönderdi. Bu fotoğraf benim oturduğum apartmanın dıştan çekilmiş haliydi. İşte tam o zaman Rüzgar'ın buraya geldiğini anladım. Telefonu kapatıp Ateş'in yanına gittim. Bana meraklı gözlerle bakıyordu. Kardeşimle konuştuğumu söyledim. Gözlerinde rahatlamış bir ifade vardı. Arabaya bindikten sonra hiç konuşmadık. Evin önüne gelince arabayı park edip beraber apartmana girdik. En üst kata çıktığımızda Ateşlerin evinden ses geliyordu. Ateş hemen anahtarını çıkarıp kapıyı açtı. İçeri girdiğimizde seslerin salondan geldiğini duyduk. Hışımla salona girdik. Salonda Su ve arkası dönük olan kişi, oturmuş kutu oyunu oynuyordu. Adam yüzünü bize dönünce kim olduğunu anladım. Bu kişi Rüzgar'dı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Çocukları
Novela JuvenilDuman Bey ( Ateş'in babası) ünlü bir şirket olan Yıldırım Holding'in sahibidir. Duman Bey işe Ateş'in asistanı olarak yeni bir kadın almıştır. Kadının adı Yağmur'dur. Bunu öğrenen Ateş Yağmur'u araştırmaya başlamıştır. Ve ulaştığı bilgiler karşısınd...