SU'DAN
Rüzgar'ın yaralandığı gece bende onunla hastaneye geldim. Onu hemen ameliyata aldılar. O an ne yapacağımı bilemedim. Üzüntüden elim ayağıma dolanmıştı. Tıpkı annemin cenazesinde olduğu gibi... Rüzgar'ı ameliyat eden doktor yanıma gelince hemen Rüzgar'ın durumunu sordum. Bana hayati riskinin olmadığını söyledi. İçime bir rahatlık çöktü. Yaklaşık iki saat sonra Rüzgar'ı normal odaya aldılar. Hemşire onu görebileceğimi söylediğinde hızlıca odaya daldım. Ve onun uyanmasını beklerken uyuyakaldım. Az sonra ayak sesleriyle gözlerimi açtım. Gelen abim ve Yağmur'du. Yerimden kalkıp Yağmur'un olduğu yere koştum. Kollarımı boynuna dolayıp sıkıca sarıldım. Bir süre sonra geri çekilip Yağmur'un Rüzgar'ı görmesine izin verdim . Yağmur hızla yatağın yanına gidip Rüzgar'a sarıldı. Onlar sarılırken bende abimin oturduğu koltuğa doğru yol aldım. Abim bize yemek almak için hastanenin kantinine gitmişti. Oda da Yağmur, Rüzgar ve ben vardık. Gerçi Rüzgar uyanık sayılmazdı. Yağmur yanıma gelip koltuğa oturdu. Ona nasılsın diye sorduğumda bana "İyiyim" dedi. Keşke dediği gibi iyi olsaydı. Onu incelemeye başladım. İlk olarak gözlerine baktım. Sonuçta gözler yalan söylemezdi. Gözlerine baktığım gibi yalan söylediğini anladım. Gözleri ağlamaktan şişmiş ve kızarmıştı. Gözlerinin altı morarmıştı. Sonra yüzünü incelemeye devam ettim. İlk burnuna ikinci olarak da dudaklarına baktım. Dudakları kurumuş, morarmıştı. Yüzünü incelemeyi bıraktığımda ona "Niye yalan söylüyorsun?" dedim. Bana "Çok mu belli oluyor?" dedi. Evet dercesine başımı salladım.
YAĞMUR'DAN
Su bana "İyi misin?" diye sordu. İlk defa biri bana derdini anlatmak yerine iyi misin diye sormuştu. Ona cevap olarak iyiyim dedim. Aslında hiç ama hiç iyi değildim. Dokunsalar burada saatlerce ağlayabilirdim. Hem fiziksel hem de ruhsal olarak tükenmiştim. Bir taraftan kardeşim bıçaklanmıştı. Bir taraftan kaçırılmıştım. Bir taraftan iki yıl önce aldattığını düşünüp yurtdışına kaçtığım adam gelmişti. Bir taraftan iş, toplantı ve daha fazlasını yaşamıştım. Bide bu olanlar yetmezmiş gibi hepsini ki ayda yaşamıştım. Su bir süre yüzümü inceledi. En sonunda bana neden yalan söylediğimi sordu. İşte o zaman benim içim gitti. Ağlamaya başlamıştım. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Su beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Ama nafile. Hıçkıra hıçkıra ağlamamın sebebi yıllar boyunca her şeyi içime atmamdı. Ben ağlamaya devam ederken Ateş odaya girdi. Beni ağlarken gördüğü için hızla yanıma geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Çocukları
Ficção AdolescenteDuman Bey ( Ateş'in babası) ünlü bir şirket olan Yıldırım Holding'in sahibidir. Duman Bey işe Ateş'in asistanı olarak yeni bir kadın almıştır. Kadının adı Yağmur'dur. Bunu öğrenen Ateş Yağmur'u araştırmaya başlamıştır. Ve ulaştığı bilgiler karşısınd...