12. basketbol sahası

97 22 9
                                    

Acımış olmalı canı.

Umursamamış gibi davransam da umursuyordum onu. Onu boşvermeye çalışarak sınıfa çıkmıştım.

Dersin başlamasına biraz kalmıştı ve Bakugou hâlâ sınıfa gelmemişti, boşvererek başımı sıradaki kollarıma yaslamıştım ve uyuyakalmıştım.

Uyandığımda 3. derse girdiğimizi farketmiştim, kollarım üzerine yatmaktan uyuşmuştu. Gözlerim ilk Bakugou'yu aramıştı, sınıfa bakındığımda onu görememiştim.

Kendimden beklenmedik bir hareketle elimi kaldırmış ve öğretmenden tuvalet izni istemiştim, zar zor izin aldıktan sonra hızlı adımlarla sınıftan çıkmış ve koca okulun içinde Bakugou'yu aramaya koyulmuştum.

Şaşırıyordum bazen kendime, sabah ondan uzak durmaya çalışmıştım fakat şimdi onu aramaya koyulmuştum çünkü neden derslere girmediğini merak etmiştim.

Önce kütüphaneye ve yemekhaneye bakmıştım. Ardından bahçeyi aramıştım fakat ortalıkta görünmüyordu. Son olarak en aşağı kattaki beden salonu kalmıştı, bu yüzden merdivenlere yönelip salona doğru inmiştim.

Büyük beden salonu kapısını araladığımda basketbol sahasında top sektiren bir sarışın görmüştüm, bu oydu, bulmuştum onu.

Kapıyı kapatırken gıcırdamıştı bu yüzden arkasını dönünce beni farketmişti. Elindeki topu sektirmeyi bırakıp vücudunun tamamını bana döndürmüştü, "Izuku?" kısa süre içerisinde onun biraz yakınına gelip başımı kaldırarak ona bakmıştım, "Burada ne yapıyorsun?" elindeki topu işaret etti, ardından bana baktı, "Sen ne yapıyorsun? Derste değil misiniz?" "Dersin olduğunu biliyorsan sen neden buradasın?"

"Bugün ders dinleyecek keyfim yok." elindeki topu sektirmiş ve birkaç adım atarak potadan topu geçirmişti. "Niye geldin? Gitsene." elinden büyük topu çektim ve acemice sektirdim, "Bende oynamak istiyorum!" "Biliyor musun oynamayı?"

Bilmiyordum ama şansım yâver giderse topu potadan geçirmeyi deneyecektim. Bakugou gibi topu sektirmiş ve ardından topu potaya atmıştım, ama durum nafile. Top potada dönüp geri yere düşmüştü, "Biliyorum oynamayı tabiki."

Sırıtarak bana yaklaşmış ve karşımda dikilmişti, "VS atalım? Kazanan kaybedenin istediği bir şeyi yapar. 3 atış yapabilen kazanır." "Anlaştık." acemi olduğumu anlamış olacakki ilk benim başlamama izin vermişti.

Topumu aceleye getirerek fırlatmıştım potaya, potadan sekip yere düşmüştü. Sıra Bakugou'daydı. Onu dikkatlice izlemeye koyulmuştum, atış yapacağı sırada sol ayağı öndeydi, hafif eğilmişti, topu iki eliyle tutarak yukarıya doğru dengeli bir şekilde atmıştı ve ilk sayısını almıştı.

Ona özenir bir biçimde onun yaptıklarını teker teker yapmış ve potadan topu geçirmiştim, durum eşitlenmişti. Benim ardımdan Bakugou bir sayı daha almıştı, ardından ben yine durumu eşitlemiştim.

Son tur ve sıra Bakugou'da, eğer atarsa onun istediği bir şeyi yapmak zorundaydım ve işi kendi tarafıma çevirmem lazımdı, elimdeki topu Bakugou'ya uzatırken kısa süreli temas yapmıştım, elim eline tutunmuştu. Biliyorum, eğer benden hoşlanıyorsa ona küçücük bir dokunuşum bile onu nakavt edebilir.

Fakat hiç etkilenmiş gibi durmuyordu, tekrardan aynı duruşu yaptı ve attığı top kısa bir süre potanın etrafında döndü, tam içeri düşüp sayı alacakmış gibi duruyorken, top dışarı düşmüştü.

Son şansımdı, yere düşen topu elime aldım ve potanın karşısına geçtim, dualar ederken de topu dikkatlice fırlattım. Sayı bendeydi! 3-2 bitti.

Bakugou sanki kahrolmuşcasına başını geriye yatırmıştı, "Kazandın." diye mırıldanmış ve ardından yerdeki çantasını alarak kapıya doğru ilerlemişti, "Nereye?" "Üzerimi değişeceğim, gelsene."

Erkekler soyunma odasına çıkmıştık, o üzerini değişirken bende arkam dönük bir biçimde oturarak onu bekliyordum. Az sonra gelip yanıma oturmuştu, elindeki suyu içtikten sonra saçlarını geriye atıp bana bakmıştı, "Pekâlâ, dile benden ne dilersen."

Ondan dürüst olmasını isteyecektim, "Bakugou, ben günlüğü okudum." hayretle bana bakmıştı, "Okumadığını söylemiştin!" o ayağa kalkınca bende ayağa kalkmış ve onu durdurmak amacıyla kolunu tutmuştum, "Dürüst ol, benden mi hoşlanıyorsun?"

Tehlikeli dakikalar başlamıştı, ben tedirginlikle onun cevabını beklerken o da sessiz kalmıştı, "Eğer öyle bir şey varsa, benden biraz uzak kalmanı ve beni daha sevmemeni istiyoru-" "Yok öyle bir şey, saçmalamayı kes."

Duygularını reddetmişti.

Dudağımı ısırmıştım, pot mu kırmıştım? Ciddi olduğunu sanmıyordum. Başımı kaldırıp onun gözlerine bakmak istediğimde bana bakmadığını gördüm, başını yana çevirmişti ve kaşları çatıktı.

"Bakugou, ciddi olamazsın..." kolunu aniden benden çekmiş ve çantasını alarak soyunma odasının kapısına yönelmişti, "Dürüst olmamı istediğini sanıyordum." diyerek odadan çıkmıştı.

Peşinden koşmak ve yanlış anladığını haykırmak istemiştim ama o çoktan gitmişti, ayaklarım sanki yere çivilenmişti. 

Madem bana karşı boştun, o zaman niye öyle davrandın zalim?

damn dutyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin