Ona benden uzak durmasını söylemiştim, bu büyük bir hataydı.
Duygularını inkar etmiş ve benim yanılmamı sağlamıştı, bu da bir hataydı.
Fakat en büyük hata hangimizdeydi, bunu kestiremiyordum. Onu hem bu kadar isteyipte ondan uzak kalmamı sağlayan aramızdaki engelin ne olduğunu çözememiştim.
Kucağımda duran oyuncak ayıcığa daha sıkı sarılmış ve hıçkırmaya devam etmiştim. Okulun yarısında annem beni almaya gelmişti, bu yüzden eve daha erken gelmiştim ve dakikalardır yaptığım tek şey hıçkırarak mızmızlanmaktı.
Havanın sıcak olmasına umursamadan yorganın altına girip oyuncağıma sarılmaya devam etmiştim.
Dayanamamış ve pes ederek elim telefona uzanmış, Bakugou'yu aramıştım, fakat açmamıştı. Yaptığım yüzsüzlük yüzünden rahat duramayıp birkaç defa daha aramanın sonucunda açmıştı telefonumu, "Ne var? 17 kere aramışsın." onun sesini duymamla içime su serpilmiş gibiydi. "Ee, şey," ne diyeceğimi bilemiyordum, neden aramıştım ki onu?
Çünkü sesini özlemiştim.
"M-müzik projesi?" deyiverdim birden. Hemen soruma cevap gelmişti, "Olmaz." "Neden?" "Her gün çalışıyoruz, bugün çalışmak istemiyorum." "Her gün çalışsak ne olur?" "İşim var benim, kapatıyorum." "Beni almaya gelseyd-" ve telefon yüzüme kapanmıştı.
Sinirle telefonu fırlatıp yorgana gömülecekken annem kapımı açmıştı, "Izuku, oğlum. Bir arkadaşın geldi seni almaya." "Vay, Bakugou ne hızlı gelmiş!" heyecanla yataktan fırlayıp dış kapıya doğru koşmuştum ama beklediğim kişi değildi, Shoto gelmişti.
"Shoto, neden geldin?" mimikleri dâhi oynamıyorken cevap vermişti, o çok soğuktu, "Kahve içmek ister misin?" "Kahve içmek mi? İkimiz mi?" "Başka biriyle mi planların vardı?" gözlerimi yere doğru düşürdüm, "Hayır, kimseyle planım yok. O zaman bekle, üzerimi giyineyim." ben tam odama yönelecekken annem beni durdurmuştu, "Oğlum, Shoto da bize katılsın, ben kahve yapmıştım, birlikte içeriz."
Ben ikna olmasam bile Shoto memnuniyetle geçip oturmuştu koltuğa.
Az sonra annem 3 fincan kahve getirmişti, şuan sırasıyla üçümüzde birbirimize bakıyorduk. "Son günlerde Izuku'unun arkadaşları eve çok gelir oldu. Sanırım Izuku bu aralar sosyalleşti!"
Annem neşeyle gülerken bende somurtmuştum, Shoto da anneme katılmış ve bol bol gülmüştü.
Kahve sefası bitince bu sefer de annem benim yıllar önce kaldırmış olduğum kutu oyunlarını aramaya gitmişti.
Shoto ile ben tek kalmıştık, tam bi' gerilim anı. Oturduğum koltukta başımı eğmiş ve bacaklarıma bakıyordum, Shoto da en az benim kadar sessiz kalmıştı. "Annen senin sosyalleştiğini söyledi, başka kimler gelir bu eve? Yalnız takıldığını sanıyordum." durumu yanlış anlamaması için hemen durumu izah etmeye çalışmıştım, "H-hiç kimse! Kimse gelmedi! O öyle bazen boş konuşur."
Ben tedirginlikle gülümsemeye çalışırken annem de elinde albümle gelmişti, o benim çocukluk albümüm! Utançla annemin yanına koşmuş ve elinden albümü alıp sonsuzluğa doğru ortadan kaldırmak istemiştim fakat annem izin vermemiş ve albümle birlikte Shoto'nun yanına oturup albümün ilk sayfasını açmıştı.
Shoto ile annem kıkırdaşırken kapı çalmıştı, "Izuku, oğlum kapıyı aç. Arkadaşın geldi." Acaba hangi gereksizi çağırdı? diye düşünerek kapıyı açtığımda ağzım şokla aralanmıştı, Bakugou?
Pekâlâ, gereksiz sözcüğünü geri alıyorum, şuan bana en gereken kişi oydu.
"K-Kacchan?" bu ona kendi aramda taktığım bir lakaptı ve o bunu bilmiyordu. Ben utançla ağzımı kapatırken o da garip bakışlarla bana bakmıştı, "Kacchan mı?" "Sen neden geldin? Gelmezsin sanıyordum."
Bakugou bana omzuyla vurarak kapıdan geçmiş ve içeriye yönelmişti, ardından gördüğü manzarayla duraksamıştı, "Davetsiz misafirler de varmış burada." diye bana doğru tısladıktan sonra anneme doğru ilerlemişti.
Annem Bakugou'yu görünce ayağa kalkmış ve ona sarılmıştı, garip. Ardından Bakugou'ya da göstermeye başlamıştı o küçüklük fotoğraflarımı.
"Of anne, ben odama gidiyorum, siz bana gülmeye devam edin." ben sitem etsem de kimse beni duymamış olacakki hiçbiri başını kaldırıp bakmamış yada cevap vermemişti.
Somurtarak odama gitmiş ve odaya girdiğimde de açık olan kapıyı süratle iterek kapatmak istemiştim fakat kapı kapanmamış, aksine açılmıştı. Odadakilerden biri benim arkamdan gelmişti muhtemelen. Ardından odanın içine bir el uzanmış ve benim görüş alanımı kapatmak için ışığı kapatmıştı. Kapının kapanma sesinden ve ben dışındaki ayak seslerinden odada yalnız olmadığımı anlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
damn duty
FanfictionTalihsizlik, müzik projesinde Katsuki ile eşleşmiştim! Fakat onun piyanoyu çaldığı an... | BAKUDEKU kitabıdır | Başlangıç tarihi 09.07.23 | Özgünlüksüz AU