*eylülden;
Musa bana oldukça ilgiliydi. Bebeğimizin cinsiyetini de öğrenmiştik. Aslında bu bebeği istemiyordum fakat Musa onu bebeği bilmişti ve bana da bakmak düşerdi.
aklımda hala bana gönderilen fotoğraflar vardı. Biri vardı fotoğraflarda... Musa'nın kolları arasında... onu öpüyordu. belli ki seviyordu. Musa komutan sevmediği insana yanaşmazdı bile. Onu kısacık zamanda herkesten daha iyi tanıma fırsatım olmuştu.
Gözlerim ona özlem, sevgi dolu bakıyordu hala... o uyusa da onu inceledim. Ardından içime sinmediği için yataktan yavaşça doğruldum. Zarfı elime alıp salona gittim. Oturup tek tek fotoğrafları incelemeye başladım.
her fotoğraf gizlice çekilmişti. yüzler tam belli olmasa da yapısından onun Musa olduğu apaçık belliydi. Yavaşça içime dolan kinle fotoğrafları bıraktım. Birinin arkasındaki yazı gözüme çarptı. Elime alıp okumaya başladım.
"Merhaba Eylül... sana Musa komutanın gerçek yüzünü göstermek için gönderiyorum bunları sana. Senin iyiliğin için yani...;) bende senin gibi bir kadınım... üzülmeni istemem."
Sadece ellerim değil tüm bedenim titriyordu. Ne yapacaktım? Ondan başka kimim vardı ki benim... yine de titreyen bedenime rağmen ayağa kalktım. Odaya girip ona göz ucuyla dahi bakmadan telefonumu alıp odadan çıktım. Kimi arayacaktım ki? kimim vardı? Düşünürken kafamın içinde bir ses yankılandı. Eflal'in sesi:
"Seninle de görüşürüz Eylül. Numaram var sende. Neye ihtiyacın olursa yaz. Çekinme."
titreyen ellerime onu aradım.
"efendim canım?" diye direkt karşılık verdi. Derin bir nefes alıp cevap verdim.
"Eflal eğer sana yük olmayacaksam sende kalabilir miyim bir kaç gün?" Sesim de bedenimin eşliğinde titriyordu. O da bu garipliği fark etmiş olsa gerekti ki ses tonunu değiştirerek cevap verdi.
"Ne yükü Eylül .. fakat bir sorun yok değil mi?" o da anlaşılan benim için endişelenmişti.
"Yok... konum atabilir misin?" ardından minik ayarlamaları yapıp kapadık telefonu. Fotoğraflara son kez baktıktan sonra onları yemek masasının üzerine bıraktım. Telefonumu açıp ona bir mesaj gönderdim.
"Musa evden gitme sebebim bu... endişelenme. Mutluluklar dilerim:)"
++++
2 saatin ardından Eflal ile birlikteydim.
"Anlatacak mısın canım?" başımı olumsuzca salladım. Oldukça yorgundum. Eğer anlatmaya kalkarsam ağlayacağımdan emindim.
"Uyuyup dinlenmek istiyorum. Daha sonra olur mu?" başını salladı usulca. En azındn oldukça anlayışlıydı.
"Sana odanı göstereyim." ben arkada o önde bir odaya girdik. O odadan çıkarken ben usulca yatağa uzandım. Şimdiye kadar tek damla göz yaşı dökmemiştim. O an kendimi rahat bıraktım. Gözlerimden dökülen minik damlalar kafamın altındaki yastığı sırılsıklam etmişti bile. Ne kadar ağladığımı bilmiyorum.. Tek bildiğim derin bir uykuya daldım.
Aldatılmak böyle bir his miydi? Neden böyle olmuştu ki? Oysa ilk karşılaşmamız hala aklımdaydı. kokusu keskin, gözleri emindi. Bir sonrakinde ise ona silah doğrultmuştum... Komik, hayatımı adayacağım adama silah doğrultmuştum.. Uyku beni esir almıştı artık uykudan kaçışım yoktu...
Musa'dan devam;
Kapının kapanma sesiyle uyandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komutanın Nazlısı/KİT KomutAP OLDU!
Genç KurguBir asker ve bir örgüt liderinin karısı...