2.BÖLÜM;Canlı bomba

785 60 14
                                    

"Hazır ol!" Etrafımda tanımadığım askerler vardı. 6 kişilik güzel bir tim. Bu gün ilk görevlerine çıkacaklardı. Ve ben onların başında onlara komutanlık yapacaktım.. Aslen 12 kişiydik fakat ben ilk defa gördüklerimi kale alıyordum. 

"Sağ baştan say asker!" Onlar sayarken elimdeki dosyadan askerlerin cv sine bakıyordum.

5 Yeni tayin olmuş asker.

Batu Emir Utan...
Çınar Mustafa Muhammed...
Yusuf Can Polat...
Furkan Unaz ...
Burak Sanar...
Ve daha time gelememiş bir kadın asker.
Hira Ekin...

Hepsi aslan gibiydi. Dikkat çekicilerdi. Hepsi pırıl pırıl çocuklardı fakat ben onlara bu kadar parlak davranmayacaktım açıkçası. Ben parlak davranırsam ışığa alışır karanlıkta hayatta kalamazlardı.

"Batu Emir Utan!" Dedim yüksek sesle. Benim ilk görevim değildi. Ben zaten orta okulundan bu yana kara harp okulu öğrencisiydim.

"Emredin komutanım!" Dediğinde hepsine teker teker baktım. Bu gün ilk göreve gidiyorduk. Onlar için büyük bir olaydı bu. Irak sınırındaki Türkmenlere yapılanlar üzerine gidiyorduk. Aradığımız adam zor biriydi. Her şeyin başında olan Fafa 'yı arıyorduk.

"Tim evet... bu gün ilk göreviniz. Şimdi bu helikoptere bineceğiz. Ve o şerefsizi bulmadan dönmeyeceğiz! Anlaşıldı mı!?" Emir vermiştim. Her biri tek tek helikoptere binip yerleşti.

"Noldu Yusuf... Çok kederli oturuyorsun?" Hafif gülerek sorduğum soruya yanıt vermesi gecikmedi. Samimi ve oldukça kırılgan bir tip gibiydi.

"Komutanım... Köpeğimi de mi alsaydık?" Aklı o köpekte kalmıştı. Köpeğe garip ismini vermişti ve onu resmen yoldaşı olarak görüyordu. Hazırlanırlarken onu da hazırlamıştı fakat emrim üzerine onu yanına almamıştı.

"Bu mini bir görev Yusuf.... Garibi yormaya gerek yok." Dedim ciddiyetle. Sonrasında Furkan atladı lafa.

"Sonra başına garip bir şey gelir falan..." Kendi esprisine kendi gülüyordu. Cidden bu çocuk bu timin komedyeni gibiydi.

"İğrençti Furki." Sesin sahibine, Burak'a baktım. Bu çocukta sebepsizce içime sinmeyen ve beni rahatsız eden bir şey vardı ama anlamıyordum. Belki de sadece iç güdüydü. Belki de gerçekten rahatsız edici bir tipti.

"Yorum yapmana izin verildi mi asker?!" Dedim sırf onu iğnelemek için. Aramıza yeni katılmıştı ve her şeye karışıyor bize sürekli lakaplar takıyordu. Diğerlerini az uçuk görmüştüm. Bu asker ise son dakika girişti.

"Kusura bakmayın komutanım." Başını eğdi ve sessizce ellerine odaklandı. Yutkunuşuna şahit oldu gözlerim.

"Çınar neler biliyoruz?" Çınar elindeki minik tabletten bir kaç işlem yapıp bana döndü. Yakışıklı bir çocuktu. Timin en küçüğü olduğundan mıdır nedir gözüme çok tatlı geliyordu.

"Komutanım, 20 civarındalar. Tahminen fazlası yoktur. İstihbarattan alınan bilgiye göre bir düğün yapılmış. Ardından bize gelen bilgi türkmenlerin sıra sıra öldürüleceği." Dedikleri üzerine başımı salladım.

"Onun dışında güncel bir bilgi yok. Birde şey var, Fafa da orada olacakmış." Dedikten sonra yüzümde belli belirsiz bir sırıtış belirdi. Bu sefer fafayı alacak ve bu örgütü çökertecektim. Uzun zamandır zaten onun peşindeydim.

"Boşa mermi sıktığınızı görmeyeceğim. Ayrı gezmek yok. Sadece Furkan sen, helikopterden bizden önce indirilecek, dağa pusacaksın." Dediğimde bakışların her biri üzerimdeydi.

"Emredersiniz komutanım." Aradan 10-15 dakika geçti. Furkan'ı indirdik ardından kendimizde indik. Köy biraz uzakta kalıyordu. Yürüyecektik. Ama bu bir asker için sorun değildi, olmamalıydı.

Komutanın Nazlısı/KİT KomutAP OLDU!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin