Musa Atlas Duman;
Göreve geleli bu gün tam olarak 4 ay oluyordu. Sürekli karargah ve sınır arasında gidip geliyordum. Telefonuma gelen mesajla dağın başında açtım telefonumu.
Nazlı kızım: Musa 4 ay oldu... gelmeyecek misin?
belli ki birileri beni fazlasıyla özlemişti. Ona mesaj yazmaya başladım.
Musa; Geleceğim inşallah güzelim... az sabır.
onu 4 aydır böyle idare ediyordum... Fakat bu çabam boş değildi. Faruk'u bulacak ve kafasına sıkacaktım. Bu yüzden timi oldukça yormuştum.
"Komutanım... Albay timur yer bildirimini yolladı. Tam konum. Fafa oradaymış direkt alıp çıkacağız. 20 Kişi civarlarında adam var." çınarın sesiyle telefonumu kaldırıp onla ilgilendim.
"Vurma izni var mı?" dedim. gözümü yeterince karartmıştım.
"Zaten tüm plan ve belgeleri elimizde, yengem sayesinde ondan öğrenecegimiz birşey kalmadı. Tekrar bir sorun çıkarmasın diye alıyoruz. komutanınız bilir. Eti de kemiği de onun dedi komutanım." başımı sallayıp çınarın yürüdüğü istikamette yürüdüm.
"diğerlerini alıyorsunuz. Fafa o evde bana kalacak." dediğimin ardından biraz çatışma yaşandı. en sonunda onu odaya sıkıştırdım.
"komutan... kendini riske atma." dedi tehdit edercesine.
"tamam atmam faruk." dediğimde gözlerinde ki korku bana öylesine haz veriyordu ki.. bunun tanımı yoktu.
"elime düştün farkındasın değil mi?" dedim inatla. Onu elimden geldikçe gerecektim.
"komutan germe beni." dedi. sonra devam etti.
"sık kafama gitsin yahu.." dedi sinir bozukluğuyla.
"Yok... öyle kolay kurtulamazsın." dedim gerilmişti iyice.
"Vurman için izin aldınmı üstünden Musa." dedi alay ederek. telsizimi yerinden çıkardım.
"komutanım. Duman dağda. Fafayı yakaladım." dedim sırıtarak.
"Sana bıraktım yüz başım." albay devam etti konuşmaya. "İster vur. ister kes." dedi itinayla.
"Anlaşıldı komutanım."kapadım talsizi. O sırada faruk silah doğrulttu bana. yaklaşıp alnımı silahın namlusuna dayadım.
"Sık lan." dediğimde yüzümde hala iflah olmaz bir sırıtış vardı. silahı tuttuğu eli tir tir titriyordu.
"Komutan sal beni." dediğinde hafifçe kıkırdadım.
"Saldım bak şuan." dedikten sonra bir iki hamleyle onu silahsız bıraktım.
"karım nasıl?" dedi beni sinir etmek için.
"O benim karım." parmağımdaki alyansı gösterdim. "Hatta hamile." dediğimde gözündeki değişimi seyrettim.
"Asla ilki olmayacaksın." dediğinde sırıtarak karşılık verdim.
"Ama sonu ve iyi kisi olacağıma eminim." dediğimde biraz boğuştuk. ardından ben onu oraya kilitledim.
"Bekle şu ağırlıklarımı bırakayım. görüşeceğiz." timin yanına döndüm. Eşyalarımı bırakıp sadece yanıma bıçak aldım. ve odaya geri döndüm. Kulağında telefon vardı? bi yumruk attım yüzüne.
"Kimi arıyorsun lan!" o sırada sevdiğim kadının titreyen sesini duydum.
"Yavrum?" telefonu aldığımda çoktan kapanmıştı telefon. Bıçağı salladığım gibi yüzüne oldukça derin bir çizik attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komutanın Nazlısı/KİT KomutAP OLDU!
Novela JuvenilBir asker ve bir örgüt liderinin karısı...