3.Bölüm:hayali bir kadın.

693 59 29
                                    

Çektiğim derin uyku bedenimi rahatlatmıştı. şimdi ilk iki işimi halletmiştim sıra görevdeydi.

Generalin odasına doğru ilerliyordum emin adımlarla. Her adımda ayaklarım yere daha sert basıyordu. Kapıyı tıklatıp bekledim. Cevap geldiğinde içeriden.

"Komutanım." Dedim istifadeyle. Saygı tabi ki önde gelecekti. Ne kadar aramız iyi de olsa o benim üstümdü, büyüğümdü.

"Gel yüzbaşım." Dedi babacan bir tavırla. Çocuğu olmadığından böyle olduğunu düşünüyordum açıkçası.

"Tekrar sınıra gitmek istiyorum timimle. İzninizi istiyorum komutanım." mırıldanışım onu şaşırttı.

"Neden ama yüz başım?" Dedi kaşlarını çatlayarak. Yutkundum ve cevap verdim. O görevi tamamlamadan içim rahat etmeyecekti.

"Komutanım görevimi tamamlamadan döndüm.. ve bunu tamamla-" sözümü kesti. Elini havaya kaldırdı ve konuşmaya başladı.

"Yüzbaşım... Timine komut ver ortak salonda buluşalım." Dediğinde anlam veremeyerek ona baktım. Bu ne demekti ki şimdi?

"Ama komutanım." Dedim. Fakat devam ettiremedim cümlemi. Doğrudan konuşmaya başladı.

"Emrediyorum yüzbaşım." Dediğinde kafa karışıklığıyla selam verip çıktım odadan hızla. ortak soluna timi hazırlamaya indim.

"Çocuklar!" Dememle televizyonda maç izleyen ve koltukta çay içen askerlerim bana döndü.

"Birazdan general burada olacak..." Dedim. Hepsine bir korku çökmüştü bunun farkındaydım fakat Batu daha çok korkuyordu. Görevden alınmak istemiyordu cidden. Anlaşılan bu durum onu cidden geriyordu.

"Tamam komutanım." Emri almışlardı. Masanın başına geldim ve onların bilgilerini okumaya başladım.

Timimde 2 tane üst teğmen, 4 teğmen, 5 astsubay vardı.

Çınar Mustafa Muhammed. Bomba imha uzmanı bir astsubay. Bu askeri ilk görevine götürmüştüm. Gayet iyiydi.

İstihbarat, Yusuf Can Polat... Bir teğmen. Bunu da görevde yeterince görmüştüm. Gayet güzel kendini ve timi koruyordu.

Furkan Unaz. Keskin nişancı... Ve bir astsubay... Harika bi keskin nişancı olduğu söylenebilir. Sonuçta öyle bir mesafeden indirebilirim demişti...

Teğmen Burak Sanar ... Pek bir şey anlamadım bu çocuktan. Ama ondan aşırı derecede kıllandım. Herhangi bir sebepten ötürü değildi bu. Sadece gözüm tutmamıştı. İçime sinmiyordu.

Hira ekin bir kadın asker... Onu oldukça zorlayacaktım. Çünkü kadınlar erkeklere göre daha vicdan sahibi, daha merhametli olurlar. O da bilgisayar ve bilişim uzmanı. Ufak tefek şifre kırma, bağlama takip etme, CPS kullanımı da geldiğinde onda olacak. O da bir teğmen.

Bir kişi daha vardı hakkında hiç bir bilgimin olmadığı.

Altay Çağan... İstihbarat uzmanıymış... Bir üst teğmen. Gariptir ki komutanım bu çocuk hakkında bana en ufak bir bilgi dahi vermemişti.

Batu emir utan. Gazi sayılması gereken bir astsubay. Koordinat konusunda çok bilgili. Ayrıca bölgeyi iyi biliyor ve seri silah kullanımı çok iyi.

"Dikkat!" Binbaşının komutuyla hepimiz hazır ola geçtik. General içeriye girdi ve konuşmaya başladı. Gözleri odayı taradı.

"Evet gençler. Size yeni bir görevle geldim." O konuşurken ben kapı tarafından en köşedeydim. Gözleri belli ki beni arıyordu.

"Komutanınız nerede tim? " Deyince yanlarına gidip selam verdim.

"Emredin komutanım." Dedim disiplinle. Yeni görev nerden çıkmıştı?

Komutanın Nazlısı/KİT KomutAP OLDU!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin