23

1.4K 94 41
                                    

“Seyran, Ferit bu ne demek?”

“Galiba babaanne oluyorsun anneciğim.”

“Aaaa çocuklaaar, çok sevindim sizin adınıza. Güzellerim beniiim.”

Diyerek, kollarını sarılmak için açtı.
Bir kolunun altına beni diğer kolunun altına beni alarak bize sımsıkı sarıldı.

Evdeki herkese haber ulaştığında, tek tek gelip bizi tebrik ediyorlardı.

Haberi annem ve babama söylediğimizde, Halis Ağa bu haberi kutlamak için herkesi akşam yemeğine davet etmişti.

Ferit evin içinde kendine ‘baba’ diye hitap edilmesini istiyordu. Söylediğine göre kendini hazırlıyordu.

“Ferit baba, ne kadar da şanslı bir çocuk olacak.” diye içimden geçirmiyor değildim.

Ferite kalsa şuan çocuk odası dizecekti ama cinsiyeti belli olmadan hiçbir şey yapmak istemiyordum.

Benim isteğim üzerine akşam için ağırlıklı olarak Antep yemekleri yapılmıştı.

Annemler geldiğinde bizi tebrik ederek bu yaşıma kadar sarıldıklarından daha fazla sarılmışlardı.

Hediye olarak ise hem pembe hemde mavi patikler almışlardı.

O an'a kadar çok fazla duygulanmamıştım ama patikleri gördükten sonra herkesin içinde ağlamaya başlamıştım.

Ferit bir yandan yanaklarımı okşayıp bir yandan göz yaşlarımı siliyordu.

Akşam yemeği bittikten sonra, kahvelerimi içtik ve ardından herkes evlerine dağılmıştı.

Haberi aldığımızdan beri Ferit ile baş başa konuşamamaştık.

Odaya çıkar çıkmaz, Ferit önce beni sonrada karnımı öperek karnıma doğru konuşmaya başladı.

“Babacığımm, babasının kuzusu. Ben senin babanım, ismim Ferit. Ama sen bana babiş diyebilirsin. Memnun oldum kızım ve ya oğlum,”

“Oradaysan eğer bana bir işaret ver!"

Yalandan bir inilti sesi çıkardım,

“Ne oldu? Vurdu mu? Doğuyor mu?”

“Aynen vurdu, Kareteci olarak doğacakmış çocuk onu diyor.”

“Ya beni kandırdın değil mi?!”

“Ama aşkım bebeğimiz daha nohut tanesi kadar,”

“Aaa çocuğumuza neden yemek muamelesi yapıyorsun?”

“Belkide yiyeceğim olamaz mı?”

“Yedirtmem yavrumu sana, hanım hanım bunlar benim yavrularım!” diyerek, parmağını salladı.

Gülerek, Ferite sarıldım.

“Yarın, arkadaşlarımız ve eşleri ile Dağ evinde kalmaya gidelim mi? Yani onlar gidiyor bizide davet ettiler sen kabul edersen bizde gideceğiz.”

“Olur olur gidelim gidelim!”

“Tamam o zaman yarın kahvaltıdan sonra çıkarız olur mu?”

“Olur, eminim bizim haberimize çok sevineceklerdir.”

“Evet, hemde baş başa kalırız. Olmaz mı?”
Diyerek burun uçlarımızı değdirdi.

“Olmaz”

“Neden ya?”

“Artık 3 kişiyiz ondan dolayı.”

”Yavrum gözlerini kapatır, kulaklarını kapatır. Değil mi babacığım?”

Yalı Çapkını Paralel Evren.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin