16. KALP AĞRISI VE SOĞUK DÜŞLER

673 36 38
                                    




Daha çok kişiye ulaşmak için #kahrawattpad etiketiyle bizi Twitter'da paylaşırsanız çok sevinirim. Keyifle okuyun.
(๑˃̵ᴗ˂̵)ﻭ



Uyandığında iki seçeneğin var: Tekrar uyuyup bir rüya görmek, ya da uyanıp rüyanın peşinde koşmak...Herakleitos


🦢



Can't Be By Myself- Novo Amor
Hold Me Tight - Berlinist





16. KALP AĞRISI VE SOĞUK DÜŞLER




Sessizlik, korkunun gölgesini taşıyan hüznün simgesi, kapkaranlık bir kuyunun dibinde kaybolmuş gibi hissettiriyordu. Yaprakların solgun düşüşleri, ölmekte olan bir zamanın yankıları gibiydi. Rüzgarın hışırtısı, kulağıma çarpan bir fısıltıdan ziyade, hayatın durgunluğunun isyanı gibi geliyordu. Zihnimde sızlayan anıların ve yitirilmiş umutların yankılandığı bir ölüm sessizliği ise, ruhumun karanlıkla dans ettiği, içe doğru çekildiği bir sessizlik çölüydü adeta. Her nefeste, derin bir iç sancısı yaşanırken, gözyaşlarım suskunluğunu içe akıtıyordu.

İşte, tam olarak hissettiklerim böyleydi.

Sahi, geçecek miydi kalp ağrım? Aynaya baktığımda gördüğüm yansımama sahici gülümseyebilecek miydim? Kim bilir...

Gözlerimi zorla açtım, etrafıma bakındım önce. Karanlık bir ormanın içindeydim. Sessizlik havayı doldurmuştu, ürpertici bir sessizlik... Ay ışığı, parçalanmış yaprakların arasından süzülerek solgun bir iz bırakmıştı toprağa. Kulağıma hafif bir uğultu gelmişti, sanki bana doğru yaklaşan bir ses... Göğsümdeki kalbimin ritmi hızlandı, korku dolu düşüncelerin pençesine düştüğümü hissettim o an.

Olmam gereken yerden epey uzaktaydım. Bu ormanda ne işim vardı? Ayaklarım titriyordu, adımlarım güvensizce ilerliyordu. Belli belirsiz sesler kulaklarıma çarpıyordu, sanki her adımda birileri bana doğru yaklaşıyordu. Ormanda yalnız olmadığımı hissediyordum.

Bir adım, bir adım daha ilerledim.

Nihayet, puslu bir açıklığa geldiğimde, tuhaf bir ayin alanına ulaştım. Gölgesiyle kaplı büyük bir çınar ağacının altındaydım. Etrafta ateş çevresinde dans eden, maskeli insanlar vardı. Simsiyah elbiseler içindeki bu yabancılar, ağaçlara asılı duran parşömen benzeri kağıtlardaki garip semboller ve gizemli işaretlerle dolu yerde bir ritüeli yerine getiriyor gibi görünüyordu. Tanıdık geliyordu, içimden bir hissi, bu ânı yaşadığımı söylüyordu, hatta haykırıyordu.

Kendimi o atmosferin içine çekilmiş buldum, nefesim sıkışmıştı. Etrafta dönen insanların gölgeleri dans ediyormuşçasına ağaçların üzerinde geziniyordu. Kalbim hızla çarpmaya başlamıştı, kabusun içinde daha da derinlere sürükleniyordum.

Ve fark edildim.

Bir tanesi beni gördü, maskesini çıkardı ve bana doğru gelmeye başladı. Bu bir kadındı, tanıdık bir kadın!

Aynadaki yansımamın ta kendisi.

Gözleri bana kilitlendi ve tüyler ürperten bir şekilde gülümsedi. Daha sonra elini uzatarak beni ayinin merkezine davet etti. Gidebilecek miydim? Sadece anlık düşünmüştüm. Cevabını ise birkaç saniye geçtikten sonra vermiştim.

Korkuyla bir adım attım, ardından bir başka adım daha. Şimdi bu garip ritüelin parçası olmam gerektiğini düşünüyordum. Sembollerle dolu çemberin içine girdiğimde gölgelerin arasında görünen bir kaya kartalı selamladı beni. Korkum zirveye ulaştı, içimdeki çaresizlik duygusuyla doldum. Bedenim kaskatı kesildiğinde, olduğum yerde duruyordum. Onlar ise etrafımda dans etmeye. Bu tuhaf ve ürkütücü ritüelin anlamını çözemiyordum, ama kalbimde bir şeyin yanlış olduğunu biliyordum. Burada olmam gerektiğine inanamamıştım. Hayır, şimdi değil.

KAHRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin