SAPLANTI | +18

|4|

Oy verelim bakalım❤️

Bölüm 4

Armağanın yanına gittim.

"Evinde gizli geçitli bir şeyler mi var?" Başını hızla bana çevirdi. Suratımdaki meraklı ifadeyi görünce o da gülümsedi.

"Eskiden kalmış ama kullanmıyorum. Toz gelip duruyor diye arasına tahta koydum işte." Bulaşıkları yıkarken eldiven ve önlük giymişti. Kıkırdadım.

"Şu an çok sevimlisin biliyor musun?" Kendine bakıp güldü.

"Bana bilmediğim bir şey söyle güzelim." Tabakları öyle sert fırçalıyordu ki kırılacaktı neredeyse.

"Baya titizsin."

"Dikkat ediyorum temizliğe."

"Yardım etmemi ister misin?" Elimle pis tabağı tutmaya çalışınca aniden sesini yükseltti.

"Sakın!" Tabağı yerine koyup ona baktım.

"Ellerinle pisliğe dokunma." Sesini dizginlemeye çalışıyordu.

"Tamam dokunmam." Ne olduğunu anlayamamıştım ama onu rahatsız etmek istemiyordum.

Bulaşıkları bitiresiye kadar onu izledim. İşini bitirdikten sonra yanıma geldi. Sohbet ederken bana aile albümünü gösterdi.

Annesi ve babası sarışındı. Sert mizaçlı gözüküyorlardı. Üvey abisiyse simsiyah saçlı ve açık tenliydi. Çok farklı bir havası vardı,içimden vay be diye geçirdim. Dediğimi yanlış anlamayın, sadece dış görünüşünü övüyordum. Bir manken övmek gibi. Armağanın yeri apayrıydı.Üvey olmasına rağmen anne ve babası gibi sert duruyordu. Armağansa oraya kazara konmuş gibiydi. Evet saçlar, gözler benzerdi ama suratı çok sevimliydi. Yumuşak bakıyordu kameraya.

"Tatlıymışsın." Gözlerini kısarak güldü.

"Biliyorum muhteşemim." Ben de güldüm.

"Birazcık egoluyuz da sanki."

"Ne yapabilirim çok yakışıklıyım. Bunu bilmek ego değil bence."

Biz konuşurken kapı çaldı.Armağanın yüzü gerildi. Birini beklemediği belli oluyordu.

"Bakıp geliyorum hemen. Burada bekle." Kapıyı açtığında koridorda topuklu ayakkabı sesi yankılandı.

Armağan sert bir sesle fısıldadı. Sesini zar zor duyuyordum. "Evime girmene ne zaman izin verdim?" Kadın güldü.

"Niye böyle davranıyorsun tatlım? Çok samimiydik biz." Duyamadığım fısıltılardan sonra kadının söylediği bir cümleyi duyabildim.

"Bu spor ayakkabıları ne yoksa zevkini mi değiştirdin, genç kızlara mı yürüyorsun bu sefer?"

"Yağmur misafirim içeride ve senin yüzünden rezil oluyorum. Git lütfen bak seni kırmak istemiyorum ama sabırlı biri olmadığımı biliyorsun."

"Bir bakıp gideyim bari çok merak ettim! Hem sen farklı şeyler denemeyi de sev-" kadının sesi kesildi. Oraya gidip gitmemek arasında kaldığım bir kaç saniyede kapı kapandı ve Armağan yanıma geldi. Kadının parfümü de salona dolmuştu.

Hiçbir şey duymamış gibi telefona bakıyordum. Ona döndüm. "Kim gelmiş?"

"Bir tanıdık. Buradan geçiyorken uğradı ama müsait olmadığımı söyleyince girmedi."

Kısa ilişkisi bitse kadın gelmezdi. Gerçi ilişkisi olsa kıskanması gerekirdi. Yatak arkadaşı mıydı?

Gelip yanıma oturdu ve bana sarıldı. Kadının kokusunun üstünde olması beni iğrendirse de bir şey demedim. Patavatsız bir dostu da olabilirdi sonuçta. Öyle değil mi?