|5|

2.6K 56 3
                                    


Eleştrilerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum lütfen fikirlerinizi belirtin. İyi okumalar💜

Bölüm 5

"Seni öpebilir miyim?" Bi içeri geçeydik ne bu acele?

Bir şey diyemeden dudaklarıma yapıştı. Ayak uydurmaya çalışıyordum ama sanki dövüşüyor gibiydik. Dudağımı dişlediğinde kendimi çektim. Armağanın gözü dudaklarımdaydı.

"Kanıyor." Elimle sildim.

"Dişlersen normal. Sakin ol kuşum." Kahkaha attı.

"Kuşun muyum ben senin?" Bende gülümsedim. Beni kucağına alıp kanepeye taşıdı ve sarıldı. Öyle bir sardı ki kımıldayamıyordum.

"Ne oldu bugün? Biraz tuhafsın." dudakları boynumdayken mırıldandı.

"Seni özledim." İyi de daha dün görüşmüştük.

"Bir sorun mu var?" İç çekti.

"İşte ve ailemde çok sorun var şu aralar. Rahat ve mutlu olduğum tek zamansa seninle birlikte geçirdiğim zaman." Elimle başını okşamaya başladım o da kafasını göğsüme koydu.

"Mesele şu ki babamla aramız hiçbir zaman iyi olmadı. Beni her zaman ağabeyimle kıyaslar."

"Ağabeyim yetişkin olduktan sonra bir daha maddi anlamda destek almadı babamdan. Şu an komiser ve normal bir hayat yaşıyor. Yine de babamı sık sık ziyaret eder. İkisi çok yakınlar."

"Bense şirkete konacağım günü bekliyorum babama göre. Bir baltaya sap olamadım ve beceriksizim." Sesi titriyordu. İki elimle başını kaldırdım ve onu öptüm. Uysalca karşılık verdi ve sonunda gözlerimin içine bakıp gülümsedi.

"Teşekkür ederim." Bense gülümseyip saçlarını sevmeye devam ettim. Bir iki saat öyle uzandıktan sonra karnımdan çıkan guruldama sesiyle Armağan kahkaha attı.

"Miden dilegeldi hahaha" Somurttum.

"Hani güzel şeyler yapacaktın bana?" Üstümden kalkıp mutfağa gitti. Cidden yemek mi yapacak diye meraktan bende onunla gittim. Buzdolabına yapıştırdığı restoran numaralarını aldığını görünce güldüm.

"Bir an yemek yapacaksın zannettim." Derin bir oh çekmiştim. Hareketimi görünce tek kaşını kaldırdı.

"İyi de ben güzel yemek yaparım zaten. Omlet de güzeldi değil mi?" Gözlerimi kaçırdım.

"Evet güzeldi." Tavayı çevirmesi falan havalıydı ama tadı için pek bir şey diyemeyeceğim.

"Ne yemek istersin?"

"Hiç fark etmez."

"Tamam o zaman." O yemeği söylerken ben de koltukta telefonuma bakıyordum. Geri geldiğinde ışığın hizasından geçerken omzunda bir saç telinin parladığını gördüm. Kırmızıydı.

Benim saçlarım siyaha çalan kahve onunkisiyse sarıydı. Ellerim titremeye başladı. Beni aldatıyor muydu? Dün gelen kadına bakmadığıma pişman olmuştum. Acaba saçları hangi renkti asla bilemeyecektim.

Ya da bilebilir miydim? Armağana sarıldım ve gülümseyerek ona baktım. Bakışları yumuşadı,hoşuna gittiği belliydi.

"Hani dün biri gelmişti ya, güzel miydi?" Kaşlarını çattı.

"Kadın olduğunu söylememiştim,nereden bildin?" Kıkırdadım. Onları duyduğumu söyleyemezdim.

"O saatte sırf uğramak için kapına kadar gelmiş. Seninle ilgilendiği bariz değil mi?"

SAPLANTI | +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin