3

1.7K 247 42
                                    

"Evin kuralları oldukça basit." sabahın köründe uyandırılmış oluşunun huysuzluğu üzerindeyken zar zor açabildiği tek gözüyle, yatağının ucunda oturmuş bir şeyler anlatmakta olan Soobin'e baktı. Tam o sırada Soobin'i yeteri kadar incelememiş oluşunu fark edip kendine şaşırdı. Dün gecenim paniğiyle yalnızca onunla atışmaya odaklanabildiğinden dış görünüşü hakkında hiçbir şey fark etmemişti ancak gördüğü en yakışıklı insanlardan biri olduğunu fark etti.

Düz siyah saçları vardı ve fazlasıyla yumuşak görünüyorlardı. Dudakları kalemle çizilmiş gibiydi ve rengi çok hoştu. Boyu uzundu ve karakterinin aksine vücudu zarif görünüyordu. Elleri kemikliydi. Gamzeleri vardı ve inanılmaz bir biçimde tavşanı andırıyordu. Gözleri büyüktü ve bakışları şapşaldı.

"Beni dinliyor musun?" hiçbir şeyi dinlememiş olmasına rağmen ters bakışlarıyla kafasını salladı. "Ne anlattım o zaman?" sessizlik olurken Soobin gözlerini devirdi ve oldukça sesli bir şekilde nefes verdi. "Gece on ikiden sonra müziğini kulaklık takarak dinle. Eve kız atacaksan önce bana sor ve alt komşunun kapısının önünden geçerken ayak ucunda yürü."

Kaşları çatıldı. "Neden?"
"Benden nefret ediyor." Yeonjun'un anlamamış boş bakışlarıyla karşılaşınca açıklama gereği duydu. "Komşuyla yatmak iyi bir fikir değildi." Yeonjun yüzünü buruştururken kusacak gibi oldu. "İğrençsin." dedi. "Biliyorum. Ayrıca haftanın üç günü sen kalan günlerde de ben temizlik yapacağım. Yemeğini de kendin yap."

Söyleyecek başka bir şeyi olup olmadığını düşünürken Yeonjun acı çekercesine gitmesini ve uykuya dönebilmeyi bekledi. "Tamam başka bir şey yok." Soobin yatağından kalktığında sevinçten ağlayabilirmiş gibi hissediyordu. Yalandan takındığı gülümsemesiyle Soobin'i odasından uğurlarken, tam çıkacağı esnada "Ha bu arada," dedi ve arkasına dönüp yeniden Yeonjun'a baktı. "Evsiz kalmak istemiyorsan kirayı aksatma. Ayrıca beş dakika içinde oturma odasında ol."

Soobin odadan çıktığında sinirle yanındaki yastığı aldığı gibi yüzüne bastırdı ve yastığa karşı çığlık attı. Hayatı zehir olacaktı. Soobin ona hayatı kesinlikle zehir edecekti.

**

"Daha ne kadar süpürgeyi izlemeyi düşünüyorsun?" gözlerini ovalayıp Soobin'e baktı. "Uyanana kadar?"
"Elektrikli süpürge kullanmayı biliyorsun değil mi?" dediğinde Yeonjun gözlerini kaçırdı. "Yok artık ciddi olamazsın?"
"Abartma biliyoruz herhalde o kadar da değil." Soobin kollarını göğsünde birleştirdi ve ukala tavırla Yeonjun'a baktı. "Çalıştır o zaman."

Yeonjun yanından uzanan kabloyu çekerek ucunu yakaladı ve prize taktıktan sonra süpürgenin üstündeki düğmelere baktı. Rastgele bastığı düğme süpürgenin torbasını açtığında aniden yayılan tozlar yüzünden boğulacağını sanıp eliyle kendine hava yapmaya başladı. Soobin ise hayretle onu izliyordu. "Hangi düğmenin çalıştırdığını bile bilmiyorsun."
"Biliyorum dedim sus."

Açılan kısmı geri kapattıktan sonra az önce bastığı düğmenin altındaki düğmeye basmaya karar verdi ancak basacağı esnada elinin üzerine yerleşen elle durmak zorunda kaldı. "Ne var?"
"O düğme de değil. Bırak tamam ben yapacağım sen de izle."
"Ben yapıyordum işte."
"Aynen yapıyordun, kenara çekil."

Kalçasıyla Yeonjun'u ittirip evi süpürmeye başladığında Yeonjun çatık kaşlarıyla onu izlemeye başladı. Kabul etmek istemese de bu tür şeyleri bilmiyordu. Hayatı boyunca yardımcılarla dolu olan bir evde yaşamıştı ve bunları öğrenmesine gerek kalmamıştı. Hiçbir zaman da gerek olmayacak sanıyordu ancak işler onun umduğu gibi gitmiyordu.

"Altın kaşıkla falan yemek yiyorsundur sen." Soobin'in hem süpürüp hem de söyleniyor oluşuna göz devirirken rahatsızca kıpırdandı. "Altın kaşık falan yoktu. Gümüştü." Soobin Yeonjun'un dalga geçtiğini sandığı için bir anlığına durup yüzüne boş boş baktı ve gülmeye başladı ancak Yeonjun'un gülmediğini fark edince gözleri hayretle büyüdü. "Şaka yapmıyordun..."
"Hayır, yapmıyordum."
"İnanamıyorum."

Şok içinde evi süpürmeye kaldığı yerden devam ederken Yeonjun ayakta dikilmekten sıkılıp koltuğa yerleşti ve Soobin'i izlemeye başladı. Ona gıcık oluyor olsa da tepkilerini komik bulduğunu kabul etmeliydi. Ayrıca evdeki eşyalara ve yerleştirme şekline bakılırsa dünyanın en zevksiz insanıydı. "Bir ara eşyaları yenileyelim." dedi marketten patates veya domates almayı teklif eder gibi bir rahatlıkla. Soobin durdu ve küfür etmek istermiş ancak etmeye hali kalmamış gibi suratına baktı. "Ne?" diye sordu Yeonjun. "Prenses yatağı da ister misin? Yanları tüllü falan?"
"Hayır rahat olmuyorlar."

Soobin aldığı her cevapta biraz daha şok oluyordu. Şaşkınca televizyon izlemeye başlamış Yeonjun'a baktı ve iç çekti. "Saçlarım beyazlayacak bunun yüzünden." diye fısıldadı kendi kendine. "Zengin züppesi."

**
erkek sus sadece dinle

soobin: iyi ki evlenmemis
kızı ilk günden delirtirdi

hueningkai: kim

karina: ev arkadasını diyo iste salak mısın

winter: 1. gündesin daha soobin

soobin: süpürge kullanmayı bilmiyo

karina: biliyodur ya
biliyodur degil mi

soobin: emin ol bilmiyo😊

hueningkai: iyi oldu sana
gevsek gevsek eve herkesi alırsan böyle olur

soobin: neyse
ev kirasını cıkartıyorum sonuc olarak
mükemmel bi karardı

winter: asla hatalı oldugunu kabullenmicek

soobin: ev gecindirmeye calısan 23 yasında bi cocugum ben.

karina: ev gecindirmeye calıstıgın kısım nerede amk
parayı yiyosun direkt

soobin: herkesin evi farklıdır kelebegim ben kendimi evim olarak görüyorum❤️

hueningkai: hastasın biliyosun degil mi

soobin: hic yakıstıramadım

karina: bi gün deliricem ve sebebi sen olucaksın

soobin: senin biraz deliresin var zaten kelebegim ya

karina: yumusamam icin kelebegim diyip durma bana seni gördügüm yerde tekme tokat dövücem

hueningkai: biraz da bana bırak

soobin: hayır demem biliyosunuz
hosuma gider

winter: karina saclarını yoluyo senin yüzünden amk
delirttin kızı sonunda

soobin: beni cok seviyo lütfen oma böyle iftiralar atma

karina: sus nolur
bi saat sonra falan yaz git cocuk

soobin: tamam kelebegimmmm
ben de seni cok seviyorumm
hadi ben kactım
görüsürüz

28 reasons • yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin