5

1.5K 233 38
                                    

"Yaratığa benziyor." Soobin çubuğun ucuyla dokunduğu yemek sanki canlanmış ve saldırmaya başlamış gibi kolunu panikle geri çektiğinde Yeonjun homurdanarak tabağa baktı. "Abartıyorsun."
"Ye o zaman."
"Yerim."

Kendinden emin bir edayla yan tarafında duran çubukları aldı ve gergin olsa da Soobin'e çaktırmamaya çalışarak tabaktaki yemekten aldı. Ağzında oluşan tat gözlerinin dolmasına sebep olurken Soobin gülerek onu izliyordu. "Nasıl olmuş?" cevabı biliyor olsa da Yeonjun'u sinir etmek için yine de sormuştu. Dolu gözleriyle elini kaldırdı ve güzel olduğunu işaret etti. "Ölecek gibi görünüyorsun."

"Çok güzel olmuş." buruşturduğu yüzüyle konuştuğunda Soobin gözlerini devirdi ve uzanıp tabağı Yeonjun'un önünden çekti. "Bırak ben yaparım tamam." tabaktaki yemek çöpü boylarken Yeonjun acıyla çöpe giden yemeğini izliyordu. "Ama ben çok uğraştım onun için." dedi üzüntüyle. "Çok uğraşmış halin buysa az uğraşsan hastanelik olacaktık yani."

Söylene söylene dolaptan eline geçen şeyleri çıkardı ve mutfak tezgahına dizdi. "Sen yemek yaparken soru cevap oynayalım mı?"
"Daha iyi bir fikrim var." alt dolaptan tencere çıkardı ve ocağın üzerine bıraktıktan sonra Yeonjun'a döndü. "Ben yemek yapayım sen de çeneni kapatma oyunu oyna, nasıl fikir?" Yeonjun'un suratı asılırken Soobin aldırış etmeden tezgaha bıraktığı şeyleri tencereye atmaya başladı. Bir yandan da Yeonjun'un yanından geçip kesme tahtasını aldı ve bir şeyler kesmeye başladı.

Göz ucuyla Yeonjun'a baktığında somurttuğunu gördü. "Sor hadi." dedi istemediği her halinden belli oluyor olsa da. Yeonjun'un asık suratı eski haline döndü ve tezgahın bir ucuna çıkıp oturduktan sonra Soobin'i izlemeye başladı. Bir yandan da soru arıyordu. "Kaç yaşındasın?" klasik sorularla başlamayı seçti. "Yirmi üç."
"Ben de."
"Şuradan başka bir bıçak verir misin?"

Yan tarafına dönüp bıçakların arasından rastgele seçtiği birini aldı ve Soobin'e uzattı. "Okuyor musun yoksa çalışıyor musun?"
"Çalışıyorum."
"Nerede?"
"Her yerde."
"Soyadın ne?"
"Choi."
"Benim de. Ailen nerede?"

Soobin'in havucu dilimleyen elleri durdu ve kısa bir anlığına Yeonjun'a baktı. "Yedim onları." Yeonjun gözlerini devirdi. "İki dakika ciddi kalamıyorsun."
"Sıkılıyorum biliyor musun? ciddiyete alerjim var."

Anlık sinirle soracağı soruları unuttuğu için daha da sinirlendi ve sessizliğe bürünüp Soobin'i izlemeye geri döndü. Kişiliğinin aksine yüzü oldukça ciddi görünüyordu. Dikkatle havuçları kesiyor ve tencerenin içine atıyordu. "Kaç kişiyle yattın?" Soobin'in hatta kendisinin bile beklemediği bir anda beklenmedik bir soruyla sessizlik dağıldığında, Soobin güldü. "Nereden çıktı şimdi bir anda?"
"Olur da bir gün eve birini atarsan diye merak ettim."

"Oturup sayarsam yemek yiyemeyiz."
"Gerçekten iğrençsin."
"Sen sordun ama."
"Kes sesini."

**

"Kendine kartımla dondurma mı aldın?" birden odasına dalan bedenle korkup sıçrarken, kulaklığını çıkardı ve suratındaki aptal ifadeyle ne olup bittiğini anlayama çalıştı. "Ne oluyor?"
"Kendine kartımla dondurma mı aldın?" diye tekrarladı Yeonjun. Soobin "Yo," diyerek gözlerini kaçırınca Yeonjun gülmeye başladı. "Ne gülüyorsun?" çatık kaşları ve yargılar gibi duran bakışlarıyla Yeonjun'u izledi. "Şirin." dedi gülmeye bir saniyeliğine ara verirken.

"Yemeği zehir edeceğini bildiğim için aldım tamam mı? Geri mi kusayım ne istiyorsun?" öğürür gibi yaptığında Yeonjun daha da çok güldü ve el kol işaretleriyle Soobin'i susturmaya çalıştı. "Sormadım say tamam, gidiyorum." odadan çıkarken bilerek kapıyı açık bıraktığında arkasından duyduğu küfürlerle gülmeye kaldığı yerden devam etti.

"Ciddiyim seni bir gün boğacağım çocuk."

**

erkek sus sadece dinle

soobin: napıyosunuz

karina: borc veremem param yok

winter: bildigim parti de yok

hueningkai: is arıyosan bana hic gelme kendime zor buldum

soobin: sadece naptıgınızı merak ettim amk

karina: gecenin bi yarısında neyini merak ediyosun amk yatıyorum

winter: ben de yatıyorum

soobin: beraber yattıgınızı biliyoruz zaten

karina: nql alakası vw

soobin: ah kelebegim ya

hueningkai: ben de cocuk bakıyorum
sen napıyosun asıl
nasıl gidiyo cok sevgili ev arkadasınla

soobin: bilmiyorum canım
gidiyo bi sekilde
daha 2. gündeyiz
3. günde birbirimizi öldürürüz bence

karina: o kadar mı kötü

soobin: yok
serefsizlik olsun diye diyorum
her seye burnunu sokan inatcının teki olmasa daha kolay olabilirdi aslında

hueningkai: niye bi anda kendinden bahsetmeye basladın cocugu anlatsana

soobin: BU ANLATTIGIM OYDU ZATEN

hueningkai: ha...
sana cok benziyo amk karıstırmısım pardon

soobin: yuh yüzüme yüzüme küfrettin resmen

winter: drama yaratma lütfen

soobin: sevgi dolusunuz

karina: öyleyizdir
yarın geliyo musun bana

soobin: gelicem tabi kelebegim
ask olsun

hueningkai: cocuk evde tek mi kalıcak yani

soobin: bakıcısı mıyım ben onun
banane ondan

winter: arkadaslık bagı desen var

soobin: karsılıklı cıkar iliskisi diyelim biz ona
her neyse yatıcam simdi
sabah bomba gibi uyanıcam

karina: cok gec uyanma

soobin: tamammm
o is bende güven bana

karina: su zamana kadar yaptıgın en komik espriydi bu

soobin: espri degildi.

karina: öyleydi
iyi geceler.

soobin: iyi geceler❤️❤️❤️❤️❤️❤️

28 reasons • yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin