24. Bölüm

255 18 8
                                    

2 yıl sonra :

"Remus nerdesin!" koca evin içinde heryerde onu arıyordum . Hadi ama ! Nerde bu ? Mutfağın kapısının önüne gelince ortada kocaman duran kırmızı lekeleri görmemle yüzümü buruşturdum "HAYIR YA YENİ TEMİZLEMİŞTİM AMA HERYERİ !" yerdeki reçel kavanozunu ve ondan alakasız biryerde duran kapağını alıp tezgahın üzerine koydum . Cebimden çıkarttığım asamı sallayıp yerdeki reçeli temizledikten sonra arayışıma geri döndüm . Yukarı kattan gelen seslerle merdivenlerden çıktım . 

Sesler edward'ın çalışma odasından geliyordu . Odaya girdiğimde masasında sızıp kalmış bir edward ve yerde kitapları yırtıp oraya buraya fırlatan küçük sarışın bi mini canavar gördüm . Sihirli kelimeleri söyleyip minik canavarı havaya kaldırdıktan sonra kucağıma aldım "Nerdeydin bakıyım sen" dedim sahte bir sinirle kızmış gibi yaparak . "Anne bak kitappp!" dedi yerde eski hallerinden eser kalmayan parçalanmış kitapları gösterirken . Onun bu haline güldüm ve masaya edward'ın yanına doğru yürüdüm . Remus'u masaya bıraktım ve eğilip edward'ı dürtüklemeye başladım . "Kalkta bak canın kitapcıklarına ne olmuş" 

Edward esneye esneye kafasını kaldırdı ve gözlerini ovuşturmaya başladı . "Ne olmuş anlamadım" gözlerini açar açmaz ona haylazca sırıtan remusu ve yerde parça parça olmuş kitapları görünce ağzı şaşkınca açıldı . "Bunu senmi yaptın küçük bela" dedi ciddi bir şekilde , remusun gülümsemesi solunca "Şimdi seni cezalandırmam lazım" diye hızlıca onu kucağına aldı ve gıdıklamaya başladı . İkisinin kıkırdamaları benimde yüzümü güldürmüştü . Remus edward'ın saçını çekip kurtulduktan sonra minik ve hızlı adımlarıyla odadan kaçtı .

"Yazık oldu kitaplarına" dedim bana döndüğünde . "Olsun önemli değil" dedi beni süzerek yanıma geldi . "Bugün bi ayrı çekici gibisin sanki ha" dedi ellerini belime koyup beni kendisine çekerken . "Bilmem öylemiyim" dedim utanıp gülerken . Beni öpmek için yaklaştığımda kafamı başka yöne çevirdim . "Kendimi hazır hissetmiyorum üzgünüm" dedim dudak büzerek . "Pekala" ellerini üzerimden çekti ve yerdeki yırtık sayfaları toplamaya başladı ve ekledi "Sorun değil"

"Yardım etmemi ister misin?" diye sordum "Hayır ben yaparım, sen gidip remusa bak yine biryerleri dağıtmasın" dedi gülmeye çalışarak . 

Edward'la aramızda birşeyler var gibiydi , ama yok gibiydi de . İki yıldır aynı evde yaşıyorduk , remusa bakmamda yardımcı oluyordu . Hogwarts savaşı başlayıp bittikten ve harry voldemortu yendikten sonra artık bizim için bir tehlike kalmamıştı ortalıkta . Savaş bittikten sonra harry draco'nun ona savaşta yardım ettiğini söylemişti . Bu dediğini duyar duymaz draco'ya ulaşmaya çalıştım , ama hiçbir yanıt alamamıştım . Edward benden bir şans istemişti , ilk başlarda istemesemde kabul etmiştim . Sevgili gibi birşeyiz desem olmaz, sadece sarılmış ve sadece bir kaç kezde beraber uyumuştuk . Ama sonra ben içim rahat etmediği için yakınlaşmak istememiştim . Çünkü içimde biryerlerde hala draco'nun olduğunu biliyordum . Her sabah gözlerimi açtığımda yanımda yatan ve bana iri mavi gözlerle bakan sarışın onu hatırlatıyordu . Onun çocuğuydu çünkü, bizim çocuğumuzdu . Her şeyi draco'ya benziyordu . Haylazlığı, konuşması, saçları ve gözlerini zaten biliyorsunuz . 

Merdivenlerden inerken remusun mutfakta olduğunu gördüm . Tezgahın üzerindeki kavanozlara uzanmaya çalışıyordu . "Anne mama!" diye bağırdı beni görünce . "Acıktınmı bebeğim? Gel hadi karnını doyuralım" dedim ve onu alıp mama sandalyesine oturttum . 

Remusa yaptığım püreyi yedirirken edward elinde bir mektupla geldi . "Harry bizi çağırıyor önemli birşey diyecek galiba" dedi . "Tamam remusun maması bitsin hazırlanıp çıkarız" dedim . Yanımdan geçerken yanağımdan öptü ve arka bahçeye çıktı . "Ed anne öptü!" remus ciyakladı kaşlarını çatarak . "Remus !" dedim aynı şekilde kaşlarımı çatarak . 

Black Malikanesi :

Sirius öldükten sonra buraya çok az gelmeye başlamıştık . Harry bazen sürekli buraya gelirdi ama . Kapıyı bize ginny açmıştı . "Nasılsın tatlım" dedim ona sarılırken . "İyiyim hemde çok!" dedi heyecanlı bir şekilde gülerken . "Sen nasılsın minik remus" dedi remusun yanaklarına sulu sulu öpücükler kondurup sarılırken , remus kıkırdadı ve ona sarıldı . "Harry nerde" diye sordum içeri geçtiğimizde . "Yukarıdaydı sirius'un çalışma odasında, aslında orası artık onun gibi buraya her geldiğimizde ordan çıkmıyor" dedi .

Remus kucağımdayken yukarı çıktık . "Harry dayı harry dayı!" diye heyecanlı heyecanlı konuşup duruyordu kendi kendine . Harry'i çok seviyordu , sanırım benden daha çok ! 

Kapının önüne geldiğimizde remusa konuştum "Önce kapıyı tıklat bebeğim" . Yere indi ve minik yumruklarla kapıya vurdu "Harry dayı sen ordamısın !" . Kapı açıldı , remusa gülerek içeri girerken gördüğüm gözlerle bir an dona kaldım . Gözlerimi hızla açıp kapattım kalbim hızlı hızlı atmaya başlamıştı . 

"Senin burda ne işin var?" diye sordum ağzımı açabildiğimde zar zor .

Toxic Love ❜ Draco MalfoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin