1

558 32 11
                                    

"Hayır ben deli değilim, ben deli değilim!" Jimin ellerini yüzüne kapatarak hıçkırarak ağlamaya başladığında duyduğu tek ses kulaklarında çınlıyordu.

"Zaman seni hiçbir yere götürmüyor Jimin, hiçbir yere."

Jimin sırtını beyaz duvara yaslayarak bacaklarını kendisine doğru çekti. Anne ve babası iki gün önce her gece rüyasında konuşuyor diye onu bir deliler Hastanesi'ne kapatmıştı ama o kâbusu Jimin isteyerek görmüyordu.

İki gün önce, 9 Ekim 2023... (Jimin'in kabusu)

Belini sıkıca tutan ellerden kurtulmaya çalışıyordu o gece o sık ağaçların arasından. Orman evi, Evet, burası babasının orman eviydi.

"Kara bir silüet görüyordu yerde nefes alamıyor sadece önündeki silüete bakıyordu.

"Kimsin?" Diyebildi o akşam. Ses yok... Jimin silüet'e bakakaldığı süre içersinde duyduğu ses ile kâbusundan bir kere daha uyandı.

...

"Jimin hadi yemek vakti." Orta yaşlarda bir kadın elindeki tepsisi ile Jimin'e doğru acınası bakışlar ile ilerliyordu. Hayır, bilmiyorlardı ki Jimin'in bir deli olmadığını o sadece kâbus görüyordu.

"İstemiyorum, gitmek istiyorum buradan!"

Kadın başını olumsuz anlamda sallayarak tepsiyi yere koydu ve kapıyı kapatıp kilitledi.
Jimin kilit sesi ile bir kere daha başını önüne eğerek ağlamaya başladı. Deli değildi ki o, sadece gördüğü kâbuslar onu bu hale sokmuştu. Derslerinde başarılı bir öğrenciydi ama son bir yıla yakın süredir gördüğü kâbus yüzünden ailesi onu zorla bu akıl hastanesine kapatmıştı.

"Ben deli değilim! Ben deli değilim!"

Jimin tepsideki yemekleri duvara fırlatarak ayağa kalktı.

"Ben deli değilim! Ben deli değilim!"

...

Jungkook elinde tuttuğu ince bir zinciri sallayarak başını geriye yasladı. Yanındaki arkadaşları okul bahçesinde gülerek karton bardakta kahvelerini içerken Jungkook önünden geçen sevgilisine bakıyordu.

"Yavrum gel bir buraya." İnce bacaklı kız kalçasını kıvırarak Jungkook'un kucağına oturduğunda, Jungkook dilini ıslatarak elini yavaşça sevgilisinin mini eteğinin içine doğru soktu.

"Oww, ama ayıp oluyor dostum!" Jungkook başını umursamazca sallayarak ayağa kalkıp kızıda okul binasına doğru sürükledi.

"Ah, Jungkok zil çalacak şimdi ama." Lisa alt dudağını dişleyerek Jungkook'un peşinden ilerlerken, Jungkook okulun spor salonuna doğru ilerledi.

"Siktir et, kabine geç." Lisa kıvrak bir hareket ile küçük soyunma odasına doğru ilerlerken, Jungkook etrafa kısa bir bakış atarak kabine girdi.

Elleri rahat durmayan Jeon Jungkook kızın omuzlarına dökülen saçlarını önüne alarak ince bedeni duvara yasladı.

"O etek bir daha giyilmeyecek demiştim." Lisa kaşlarını çatsada bir şey demedi. Jungkook'un ne kadar kıskanç bir psikopat olduğunu biliyordu ama onu sinirlendirmek hoşuna gidiyordu.

"Ama aşkım okulun kapanmasına son birkaç gün kaldı." Jungkook homurdanarak parmaklarını kızın kalçasına koyduğunda, Lisa kıkırdayarak önündeki bu adamın dokunuşlarının keyfini çıkardı. Jeon Jungkook'un hem kıskançlığını, hemde arsız davranışlarını çok seviyordu. Jungkook sadece sevgilisi değildi, yatak arkadaşıydı da.

...

Açıklamayı okumadan devam etmenizi önermiyorum :(

Işıklar Jungkook'un bu kurguda düşündüğünüz gibi büyük bir yeri yoktur sadece bunu bilin istiyorum.

Çok sık bölüm gelmez bu durum daha çok oya göre değişir çünkü diğer kurgularım çok okunma, az oy olduğu için bu kurguma değişiklik yapacağım.

Bölüm sonu.

KÂBUS / JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin