Bay Park aldığı haber ile hızla akıl hastanesine doğru ilerledi. Oğlu Jimin'in kaçırılmış olduğunu öğrenince sinir ile kendisine uzatılan kağıda kısa bir bakış attı.
"Buda nedir?" Görevli adam bay parka uzattığı raporu kısaca anlatarak işine geri dönmek üzere oradan ayrılırken, bay Park elindeki kağıdı imzaladı. Oğlu Jimin'in çıkış raporuydu.
...
Jimin duyduğu yüksek ses ile yüzünü buruşturarak gözlerini açtı. Gördüğü bulanık görüntü ile elini başına götürdü.
"Neden açtın televizyonun sesini bu kadar?!"
"Uyan diye." Jimin bakışlarını önündeki cama çevirerek sinirle ayağa kalktı. Lavaboya doğru ilerlerken duyduğu televizyon sesi ile kapıyı sertçe kapatıp kilitledi.
"Aptal!"
Gece her şeyi karartsa bile ayı karartamazdı...
Jimin kolundan tutulup zorla araca bindirilince sinir ile Jungkook'a baktı.
"Ağzını açayım deme!' Sessizlik...
"Nereye gidiyoruz ki?" Sessizlik...
Jimin sıkıntılı bir nefes vererek başını cama yasladı. Havanın aydınlık olması hiçbir şey ifade etmiyordu çünkü Jimin'in içi karanlıktı.
Arabanın sallantısı ile uykuya kapatırken gözlerini , o kâbusu bir kere daha görmemek için son kere tanrıya dilek diledi.
...
Ormanda koşarken duyduğu adım sesleri ile bir ağacın arkasına saklandı Jimin o gece...
"Kimsin sen?" Sessizlik...
Kalbi göğüs kafesini paramparça edecek şekilde atıyordu. Jimin başını ağacın köşesinden korkarak çıkardığında hemen önünde duran adam ile gözlerini irileştirdi. Upuzun boyu, büyük gözleri, simsiyah giyimli... Gözlerini çok iyi seçebilmişti. Başını hızlıca ağacın arkasına geri çekerek gözlerini kapattı. Duyduğu ses ile hızlıca oradan uzaklaştı.
"Kaça bilirsin ama şunu sakın unutma, dönüp dolaşacağın tek yer benim yanım olacak... Bunu henüz bilmesekde... Dünya büyüktür ama içindeki figürler ise oldukça küçük..."
...
Jimin başının bir şeye sertçe çarpması ile bakışlarını yanındaki kendisine sarı kafa diyen adama çevirdi.
Gördüğü kâbus ile gözleri dolmuştu. Evet, ilk defa böyle yeni bir kâbus görmüştü Jungkook'un yan profiline dikkatlice bakarak gözlerini kapattı.
"Hayır, hayır, hayır!"
"Ne hayır diyorsun lan? Evlenme teklifi falan etmedim ki." Jungkook koca bir kahkaha atarak kendi espirisine gülerken, Jimin tam o sırada Jungkook'un ve kâbusunda ki adamın ses tonunu seçmeye çalıştı.
"Benziyor..."
Dakikalar sonra Jungkook arabayı bir yere park ederken, Jimin bakışlarını cama çevirdi. Bir evin önündelerdi.
"Bu gece orada mı uyumayı düşünüyorsun?" Jimin başını olumsuz anlamda sallayarak araçtan indiğinde, önündeki oldukça eski ve korkunç eve bakıyordu.
"Kimin evi burası?"
"Granny'nin evi bilir misin?"
Jimin yüzünü buruşturarak başını olumsuz anlamda salladı.
"Bilmiyorum." Jungkook sırıtarak dudaklarını araladığında, Jimin etrafı inceliyordu. Küçükde olsa bir arsa ve birkaç ağaç vardı. Aklına gördüğü kâbus gelince Jungkook'a doğru yaklaştı.
"Evet sarı kafa bu ev Granny'in evi bundan seneler önce bir oğlan çocuğunu eve kapatıyor o kadın elinde kanlı bir sopası var ve o çocuğun yapması gereken tek gerçek evin içinde bulunan eşyaları toplayıp dış kapıyı açmak.
"Kes artık saçmalamayı Jungkook! Neden beni korkutuyorsun?" Jungkook omuzlarını silkerek eve doğru ilerlediğinde, Jimin bakışları önündeki iki yada üç katlı eve çevirdi. Ahşap bir evdi.
"Bu evde kalmak istemiyorum."
"Çok kalmayacağız zaten sarı kafa iki gün sonra sen kendi evine geri döneceksin." Jimin gülümseyerek Jungkook'a baktığı sırada bir anda yüzü asılmıştı.
Ne demeye çalıştığını anlamıştı yada ne kastettiğini. Eve girdiklerinde Jungkook direkt olarak ikili koltuğa yayılmıştı zaten. Jimin etrafa bir bakış atarak küçük tekli koltuğa oturdu. Aklına gelen sonraki günler ile yüzünü buruşturdu. Korkmaya başlamıştı artık.
"Jungkook?"
"Hmm?"
Jimin elleri ile oynarken, Jungkook tavanı seyrediyordu.
"SÖYLESENE SARI KAFA!"
Jimin gözlerini irileştirerek sinirle bakışlarını kaçırdı.
"Hiç, yok bir şey!" Jungkook alay ile sırıtarak gözlerini kapattığında, Jimin derin düşüncelere daldı bir süre. Kâbusu ile yüzleşmek onu epey bir zihinsel açıdan yormuştu. Benzetmişti karşında uyuyan adama...
Acaba gerçekten her gece uykusunu bölen o muydu?
...
Bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÂBUS / Jikook
Action(TAMAMLANDI) Jimin önündeki adama şok ile bakıyordu. "Sen benim her gece gördüğüm kâbusumsun." --- /Benden habersiz kopyalanmasına karşıyım. /Smut vardır.