Jimin içindeki heyecan ile Jungkook'un arkasından ilerlerken, önlerine çıkan güvenlik görevlileri ile bakışlarını Jungkook'a çevirdi.
"O çocuğu nereye götürüyorsun?"
"İstediğim yere. Yürü Jimin!" Jimin, Jungkook'un kolunu tutarak başını olumsuz anlamda salladı.
"Hayır, götüremezsin beni." Jimin'in gözleri dolarken, Jungkook sıkıntılı bir nefes alarak bakışlarını önündeki adamlara çevirerek kolunu tutan küçük ellerden kurtuldu.
"İzin veriyor musunuz, vermiyor musunuz?"
Güvenlik görevlileri kararlılık ile başını sallarken, Jungkook gülümseyerek alnını hemen önündeki adamın burnuna sertçe geçirdi. Jimin elini ağzına götürerek gözlerini kapattığında diğer güvenlik görevlisi yere düştüğünde, Jungkook, Jimin'in bileğini sıkıca tutarak büyük gri demiri açarak aracına doğru ilerledi.
"Bu yaptığın çok büyük bir suç!" Jimin titreyen vücudu ile kelimelerini düzenlemeye çalışırken, çoktan bedeni yumuşak bir koltuk ile buluşmuştu.
"Benim ile gelmek istiyen sendin şimdi boş konuşmayı kes ve beni ikiletme!"
Jungkook aracını çalıştırırken, Jimin bakışlarını Jungkook'un uzun ve oldukça damarlı ellerine çevirdi.
"Nereye götürmeyi düşünüyorsun beni?"
"Yurtdışına." Jimin oturduğu yerden rahatsızlık ile kıvrılırken, Jungkook çoktan caddeye çıkmıştı.
"Bunu babam öğrenecek!"
"Biliyorum sarı kafa emin ol o akıl hastanesinde ki herkes çoktan senin aileni aramıştır ve işte bu yüzden önce pasaport işini halletmemiz gerekiyor."
"Delirdinmi sen Jungkook gitmemiz şart mı yurtdışına! En azından beni götürmeyebilirsin."
Jungkook alay ile sırıtarak direksiyonu çevirdi. Jimin'in bilmediği gerçeği ona otelde anlatacaktı.
"Kapat o çeneni!"
Jimin yanındaki adama bakarak bakışlarını kısa süre sonra önündeki cama çevirdi. Yurtdışına daha önce birçok defa çıkmıştı ama bu şekilde değil...
Saatler geçmişti. Jimin arabadan inerek bakışlarını büyük bir otele çevirdi.
Jungkook kadın ile kısa konuşmanın ardından asansöre doğru ilerlerken, Jimin bir süre arkasından baktı. Asansörün hemen önünde duran Jungkook, Jimin'e dönerek sırıttı.
"İstersen orada uyu bu gece." Jimin başını olumsuz anlamda sallayarak asansörün açılan kapısına kısa bir bakış atarak hızlıca Jungkook'a doğru ilerledi.
"Kalacağım odamın anahtarımı verir misin?" Jungkook cebinden anahtarı çıkartarak Jimin'in eline doğru attığında, Jimin yere düşecek anahtarı tutarak sinirle Jungkook'a baktı.
"Aptal!"
...
Jungkook bacaklarını küçük pufun üzerine atarak sırtını yatak başlığına yasladı. Jimin'e bakmadan dudaklarını araladı ve doğru söylemek gerekirse önündeki büyük camın manzarası berbattı.
"Sarı kafa babamdan öğrendiğim bilgiye göre annem senin babana gitmiş... Evet, para için."
Jimin sırtını duvardan çekerek gözlerini irileştirdi. Ne diyordu bu?
Jungkook bakışlarını yanındaki sarı saçlı çocuğa çevirerek gözlerini kıstı sessizliği canını sıkmıştı.
"Senin annen iyi bir kadın değil..."
Jungkook duyduğu cümle ile koca bir kahkaha atarak yataktan kalktı.
"Annem ile ilgilenmiyorum sarı kafa-"
"Bana sarı kafa demeyi kes artık!" Jungkook daha büyük bir kahkaha atarak başını geriye yasladı.
"Ah peki, buraya seni getirdim ama düşündüm de benim ile yurt dışına gelemezsin."
"Jungkook senin ile yurt dışına gelmek istemiyorum zaten."
Jungkook başını sağ tarafa doğru eğerek alt dudağını büzdü alay ile.
"Seni öyle kolayca bırakamam sarı kafa sen işime yaraya bilirsin."
Jimin bakışlarını önündeki cama çevirerek gözlerini kapattı. Kâbus diye mırıldandı kendi kendisine... Onu buralara kadar sürükleyen her gece rüyasına giren oydu.
"İnanamıyorum! Her şey bir kâbus görmem yüzünden başıma..." Jimin önündeki adama dönerek yüzünü buruşturdu.
"Benden ne istiyorsun, beni nasıl kullanacaksın bilmiyorum ama beni o akıl hastanesinden çıkardığın için teşekkür ederim... Artık gitmek istiyorum."
Jimin dış kapıya doğru ilerleyeceği sırada duyduğu ses ile adımlarını durdurdu.
"Her gece kâbus görüyorsun onu anladım. Ailen, hayır benim annem ve senin baban..."
"Kes artık ne saçmalıyorsun?" Jimin bedenini Jungkook'a çevirerek sinirle derin bir nefes aldı.
"Ne demeye çalışıyorsun beni kullanacağını iddia ediyorsun ama senin annenin yaptığı iğrençlik ile benim hayatımı-"
Jungkook elini kaldırarak başını olumsuz anlamda salladı.
"Yurt dışına çıkmak istemiyorum çünkü benim tüm hayatım, sevdiğim kadın burada ve belli ki benim babam hâlâ anneme aşık onu geri istediği belli... Kısaca bana senin maddi yardımın lazım."
Jimin, şaşkınlık ile bakışlarını yere çevirdi. Ne dediğini çözmeye çalışırken duyduğu ses ile bakışlarını tekrardan Jungkook'a çevirdi.
Dudaklarını arasından çıkan sözler ile bedeni kasılmıştı.
Jimin'den istediği şey...
...
Bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÂBUS / Jikook
Action(TAMAMLANDI) Jimin önündeki adama şok ile bakıyordu. "Sen benim her gece gördüğüm kâbusumsun." --- /Benden habersiz kopyalanmasına karşıyım. /Smut vardır.